Covid-19 aşılarına ulaşım ve dağıtımla ilgili var olan durum, dünya düzeninin on yıllardır süregiden çelişkilerini canlı bir şekilde ortaya koyuyor. Varlıklı ve güçlü ülkeler birden fazla aşı adayının tedarikini tekellerine almak konusunda hızlı davrandılar. Daha da kötüsü, bazıları, aşıları istifleyerek ihtiyaç duyduklarından kat be kat daha fazla doz satın alıyor. Bu durum, Afrika ve diğer gelişmekte olan ülkeleri ya aşı kuyruğunun en arkalarında ya da tamamen dışında bırakıyor.

AŞI MİLLİYETÇİSİ ZENGİNLER AFRİKA’YA ŞANS TANIMIYOR
Avrupa ve Kuzey Amerika’da aşı milliyetçiliğine ilişkin kaygı verici emareler mevcut. Siyasi liderlere, ellerindeki aşıları başkalarıyla paylaşmadan önce kendi vatandaşlarının tamamını aşılamaları için baskı yapılması, anlaşılabilir bir durum. Bununla birlikte, küçük ya da yoksul ülkeleri, kuzey yarıküredeki herkesin ihtiyacı karşılanana dek beklemeye zorlamak dar görüşlü bir tavır.

Gelişmekte olan ülkelerin vatandaşlarının aşılara ulaşmasını geciktirmenin bedeli, neticede çok daha pahalıya mal olacak. Salgın, küresel ekonomiyi felce uğratarak daha da şiddetlenecek. Ayrıca, yeni mutasyonlar daha hızlı bir şekilde ortaya çıkmaya devam edebilir. Dünya, on yıllardır elde edilen insani kalkınma kazanımlarının tersine dönmesi ve 2030’u hedefleyen sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gölgelenmesi tehlikesiyle karşı karşıya.

Bu şartlar altında, gelişmekte olan ülkelerde aşı dağıtmak için harcanacak milyarlarca dolar, özellikle de yatırım getirisi göz önünde bulundurulduğunda, hiç de yüksek bir bedel değil. Bunu gerçekleştirmek, önümüzde uzanan ve ekonomik toparlanmaya giden uzun yol boyunca ticaret ülkelerin tamamına fayda sağlayacak biçimde küresel ticaretin kilidini de açacaktır. Küresel kazanç zincirleri yeniden tam anlamıyla faaliyete geçmeli ve buna herkesi dahil etmeliyiz.

KÜRESEL DAYANIŞMA OLMADAN BAŞARAMAYIZ
Geçtiğimiz yıl, dünya G20’deki borç hizmetinin geçici olarak durdurulması ve gelişmekte olan ülkelere ek bir mali alan açılması girişimiyle bir araya geldi. Bu, Afrika’daki hükümetlerin Covid’e karşı verdikleri yanıtların karşılığını ödemelerine ve bu sayede ek bir sosyal koruma sağlayarak en kötü sonuçları önlemelerine yardımcı oldu. Şimdi bu ruhu kaybetmemeli ve talihsiz bir küresel dayanışma yitimine teslim olmamalıyız.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) liderliğinde çalışan Covax programının, salgının en başından itibaren ve daha zengin ülkelerle aynı zaman zarfında Afrika halkının yüzde 20’sine aşı sağlaması gerekiyordu. Buna karşın, ilk aşıların uygulanmasından yaklaşık iki ay geçmişken bile Afrika ülkelerinin halklarına ne zaman aşı yapmaya başlayabilecekleri henüz belli değil; ilk dozlar belki bu ay kıtaya ulaşmaya başlayabilir.

Peki, pratik açıdan ne yapılabilir? Zengin dünya, gelişmekte olan ülkelerin hâlihazırda kendileri için pazarlığını yaptıkları aynı adil fiyatlara ulaşmasına yardım edebilir. Bir ilaç firması, ‘küçük siparişler’ için doz başına 37 dolar talep etmeyi planlıyor. Bir Afrika ülkesi, geçtiğimiz günlerde, Avrupa Birliği’nin aynı ürün için pazarlık ettiği fiyatın iki katından fazlasını ödemesinin talep edildiğini bildirdi.

Doğal afetler esnasında, temel ihtiyaç malzemeleri konusunda fiyat şantajı yapmak yasa dışıdır. Aynı şekilde, bir salgın sırasında da aşılar hususunda bu tavır hoş görülmemeli. Fiyatlar adilse ve Afrika’nın sipariş vermesine izin verilirse, kıtadaki pek çok ülke kendi masrafını ödemeye istekli ve muktedir olacak. Buna karşın, var olan piyasa yapısı göz önünde bulundurulduğunda, bunu yapabilmek için daha güçlü ülkelerin aktif desteğine ihtiyaç duyacaklar.

ARTIK BİR NETLİĞE ULAŞMALIYIZ
Afrika Birliği ve Afreximbank, aşı üreticilerine 2 milyar dolara ulaşan avans taahhüdü garantisi vererek ülkelerin finansman bulmalarına yardımcı olmak amacıyla Afrika Tıbbi Malzeme Platformu’nu kurdu. Platform 270 milyon dozluk bir ilk sipariş görüşmesi yürüttü; fakat bu hâlâ Afrika’da kitlesel bağışıklığın kazanılması için ihtiyaç duyulan yüzde 60’lık aşılama oranından fazlasıyla uzak ve bu malzemelerin ne zaman tedarik edileceği konusunda kesin bir bilgi mevcut değil.

Çin ve Rusya’da üretilen aşı adayları da erişime açılıyor ve bunlar gelişmekte olan ülkelerin bazıları için bir alternatif ihtimali sunabilir. Öte yandan, gerçek şu ki, çoğu ülke sadece DSÖ tarafından onaylanmış aşıları temin edebilecek. DSÖ’nün, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki büyük ulusal denetleyicilerin attığı adımlar doğrultusunda, Covid-19 aşıları için gereken acil kullanım onaylarını hızlandırması gerekiyor.

Afrika arkasına yaslanıp kendisine yardım edilmesini beklemiyor çünkü geçmişten dersimizi aldık. Talep ettiğimiz tek şey, aşıya ulaşmada şeffaflık ve adalet; şu anda yürürlükte olan korumacılık politikası değil.

Bir salgın esnasında, aşılara küresel olarak eşit ulaşım sağlamak sadece ahlaki bir mesele değil, aynı zamanda dünyanın her yerinde yaşayan insanların refahını korumak için gereken bir ekonomik zorunluluktur. Şu halde, Afrika ne zaman ihtiyacı olan korumaya erişecek? Şayet tüm hayatlar eşit oranda değerliyse, neden aşılara ulaşamıyoruz?

(Yazar: Paul Kagame Ruanda Devlet Başkan)

Kaynak: The Guardian