Uzun yıllar boyunca et yemek bende hep sorunlu bir şeydi. Sebze ve eti bir arada oldum olası sevmemiştim. Yine de yemeye devam ediyordum. Ta ki beş yıl önce vejetaryen olduğum bir dönemde çok genç vegan bir kadının bana söylediği o cümleye kadar. ‘Sen hem feministim diyorsun hem de süt içiyorsun’ dedi. İlk anda ne demek istediğini anlayamadım.

O gece gün aydınlanana kadar bulabildiğim bütün makaleleri okudum, bütün videoları seyrettim. En son Gary Yourofsky'nin 2010 yılında Georgia Tech'te düzenlediği hayvan hakları ve veganizm konulu ilham verici konferansının videosunu seyrettikten sonra gün ağardığında ben artık vegandım.

Sonraki beş yıl boyunca insanların çok farklı yüzlerini gördüm. İnsan ya da hayvan olmayı seçemeyiz. Ancak bir insan olarak bedenimiz üzerinde tercihler yapabiliriz ve yapıyoruz da. Yaşadığımız toplum bize cinsiyet rollerimizi, nasıl yaşamamız, yaşamamamız ve nasıl beslenmemiz gerektiğini bin türlü argümanla dayatıp duruyor.

Her zaman söylerim, fark etmek sorumluluk yükler. Bir kadın olarak ayrımcılığı derinden yaşayan biri olarak nasıl bu ayrımcılığı kadınlara yaşatanların ayıbıysa bu şiddet, hayvanların yaşadığı katliamı uzun yıllar görmezden gelmek de benim ayıbımdır.

Vegan olduğum yıllar boyunca neler yaşadığımın kitabını yazsam epey kalın bir kitap olurdu sanıyorum. Niyetlerden azade yaşadıklarım hem psikolojik hem de fizyolojik şiddet içeriyor.

İnsanlara yıllarca bu süreci iki farklı kanaldan konuşmak gerektiğini anlattım. Bir doğa merkezli yaklaşım, bir de insan merkezli yaklaşım. Merak edeceklere bunu da yazarım başka bir yazıda ancak burada asıl söylemek istediğim şey Nursel olarak bedenim ve ruhum üzerinde verdiğim bu karara saygı duyulması gerektiği.

Bu toplumda insanlar akıl baliğ olduğu sürece tedaviyi reddetme, açlık grevi yapma, sevdiği ve sevmediği şeyleri yeme ve yememe hakkına sahipse ben de hayvan, hayvansal ürün yememe ve onlardan edinilen eşyaları kullanmama hakkına sahibim.

İnsanın vicdanıyla yüzleşmesi zor ve kanatıcı bir süreç bana göre. Ben vicdanım elvermediği, kendimi yaşama ve sömürülmeme hakkı olarak kendimi herhangi bir hayvandan farksız gördüğüm için vegan oldum. Beş yıldır bunların hiçbirine ihtiyaç duymadım.

Yineliyorum ‘fark etmek insana sorumluluk yükler’.