BM Güvenlik Konseyi’nin bugün [27 Mayıs] kamuya açık bir biçimde gerçekleştireceği, ‘Silahlı Çatışmalar Sırasında Sivillerin Korunması’ başlıklı toplantı öncesinde açıklama yayımlayan Uluslararası Af Örgütü, sivillerin savaşlar nedeniyle çektiği acıların en aza indirilmesi konusunda Konsey’in on yıllar önce verdiği sözü tutması gerektiğini açıkladı.

Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) New York’ta bulunan BM Ofisi Başkanı Sherine Tadros konu hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu yıl, BM Güvenlik Konseyi’nin silahlı çatışmaların ortasında kalan sivilleri koruma sözü vermesinin 21. yılı. Ancak dünyanın dört bir yanındaki savaşlara bakıldığında, Konsey üyelerinin bu süre içinde gurur duyulacak pek bir şey yapmadığı görülüyor.”

“Konsey’in beş daimi üyesi, sivillerin acı çekmesini önleyebilmek bir yana, bu acıların yaşanmasında bizzat rol oynadı. Bazıları gelişigüzel bir biçimde hastaneleri, okulları ve evleri bombaladı; diğerleri ise binlerce sivilin öldürmesindeki sorumluluğunu inkar etti veya diğer ülkelere savaş suçlarında kullanılan silahlar temin ederek, dünyanın en şiddetli insani krizlerini körükledi.”

‘10 BİNLERCE SİVİL ÖLDÜRÜLDÜ, 70 MİLYON ÜZERİNDE SİVİL ÇATIŞMALAR NEDENİYLE YER DEĞİŞTİRDİ’

Uluslararası Af Örgütü, geçen yıl, dünyanın çeşitli yerlerindeki çatışmaların en şiddetli sonuçlarına sivillerin katlanmak zorunda kaldığını belgeledi.

İleri yaştaki kişiler, engelliler, kadınlar ve çocuklar çatışmalar sırasında belirli risklerle karşı karşıya kaldı.

On binlerce sivil öldürüldü, 70 milyonun üzerinde sivil çatışmalar nedeniyle yerinden edildi. Bu sayı, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana kaydedilen en yüksek sayıdır.

Uluslararası Af Örgütü’nün yayımladığı bir rapor, Kuzeydoğu Nijerya’da aynı kuşağa mensup tüm çocukların Boko Haram ile Nijerya ordusu arasındaki süregelen çatışmalardan şiddetli bir biçimde etkilendiğini belgeliyor.

Afganistan’da yakın zamanda bir doğum kliniğini ve bir cenaze törenini hedef alan ölümcül saldırılar, her yıl 10 binin üzerinde sivilin hayatına mal olan çatışmaların acımasızlığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Uluslararası Af Örgütü, Suriye ve/veya Rusya güçlerinin Suriye’nin kuzeybatısında sağlık merkezleri ve okullara yönelik ardı ardına gerçekleştirdiği 18 saldırıyı belgeledi.

Bu saldırılar sonucunda halihazırda feci boyutlara ulaşan insani kriz daha da ağırlaştı ve 1 milyon civarında kişi yerinden edildi.

Uluslararası Af Örgütü, Libya’da, milislerin Trablus’u kontrol altına almak için durmaksızın savaştığı bir dönemde, silah ticareti ve birçok devletin BM’nin silah ambargosunu ihlal ederek askeri destek sağlaması nedeniyle sivillerin öldürüldüğünü ve tehlikeye atıldığını belgeledi.

Güney Sudan’da, bu ay, hükümete bağlı askerler ile isyancılar arasındaki çatışmalar sonucunda binlerce kişi yerinden edildi; siviller öldürüldü ve tecavüze uğradı.

Tüm dünyayı saran COVID-19 pandemisi bile, BM Güvenlik Konseyi’nin sivilleri korumak için çabalarını hızlandırmasını sağlayamadı.

SİVİLLERİN KORUNMASI İÇİN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

BM Güvenlik Konseyi daha fazlasını yapabilir ve yapmalıdır. 29 Mayıs’taki oylama, Sudan’ın Darfur bölgesinde BM-Afrika Birliği’nin karma barış gücünün yetki süresini ve Güney Sudan’a uygulanan silah ambargosunun süresini uzatarak olumlu yönde değişim yaratabilir.

Konsey üyeleri, Temmuz ayında yapılacak oylama ile Suriye’nin kuzeybatısına ulaştırılan sınır ötesi insani yardımların devamlılığını sağlamalıdır.

‘SAVAŞ HUKUKU TÜM DEVLETLER İÇİN BAĞLAYICIDIR’

Ayrıca Konsey üyeleri, kimseden korkmadan ve kimseye taviz vermeden, tüm devletleri, savaşta sivilleri tehlikeye atmaları halinde bu durumun sonuçlarıyla yüzleşmeye çağırmalıdır. Savaş hukuku tüm devletler için bağlayıcıdır; buna rağmen BM Güvenlik Konseyi üyesi devletler ve müttefikleri, aşağıda sıralananlar da dahil olmak üzere ihlaller işlemeye veya ihlallerde suç ortağı olmaya devam ediyor:

Rusya güçleri Suriye’de savaş suçları işliyor ve Suriye hükümetinin planlı bir biçimde işlediği insanlığa karşı suçları teşvik ediyor.

ABD’nin Somali’deki hava bombardımanlarında 2017’den bu yana onlarca sivil öldürüldü ve yaraladı. Geçen yıl Somali’de binin üzerinde sivilin öldürüldüğü kaydedildi. Bu ölümlerin büyük bir kısmının, El Şebab silahlı grubunun gerçekleştirdiği gelişigüzel ve planlı saldırılardan kaynaklandığı açıklandı.

 Birleşik Krallık ve Fransa, Suriye’nin Rakka kentinde 1.600’ün üzerinde sivilin öldürülmesinde, ayrıca Suriye ve Irak’ın diğer bölgelerindeki sivillerin öldürülmesinde taşıdıkları sorumlulukları gözden kaçırmak için ABD öncülüğündeki Koalisyonun ardına sakladı.

 Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri öncülüğündeki Koalisyonun Yemen’deki sivillere yönelik dehşet verici saldırıları, BM Güvenlik Konseyi üyesi birkaç devletin de aralarında bulunduğu devletler tarafından sağlanan silahlar ve askeri destek nedeniyle daha da şiddetli bir hal aldı.

 Soykırımla suçlanan Myanmar, görev süresi dolan BM Özel Raportörü tarafından bir kez daha savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekten sorumlu olabileceği konusunda uyarıldı. Myanmar, Çin’in yakın müttefiki ve Çin’den yüksek miktarda silah alan ülkelerden biridir.

Uluslararası Af Örgütü’nün son yıllarda Irak, Libya, Yemen ve diğer ülkelerde sahada yürüttüğü araştırmalar, sivillerin yaşadığı bölgelerde patlayıcı silahların kullanılmasının sivil ölümleri çok büyük ölçüde artırdığını ve sivil altyapıya zarar verdiğini belgeliyor. Uluslararası Af Örgütü, devletlere, sivillerin yaşadığı bölgelerde geniş alan etkili silahların kullanılmaması gerektiğini açıkça ortaya koyma ve bu ilkeye bağlı kalma çağrısında bulunan diplomatik süreçleri desteklemektedir.

Sherine Tadros, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“BM Güvenlik Konseyi’nin dünya sahnesinde küçük siyasi oyunların ötesine geçmesinin ve inandığını söylediği ilkeleri (silahlı çatışmalar sırasında sivillerin korunması) dürüstçe savunmasının zamanı geldi.”