Adıyaman Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Gani Bereket, “Deprem bölgelerindeki işletmelere, KOBİ’lere ve tüccara çek senet vermeler ertelenecek denildi ama maalesef ben kendimde de gördüm hesaplarım eksiye düştü, çekler çekildi. Maalesef istediğimiz sonucu alamadık. 350 bin nüfuslu Adıyaman’da nüfus 60-70 bine düşmüş vaziyette. Çalışacak işçi yok finansman yok” dedi.

Maraş merkezli depremlerin yıktığı Adıyaman’da, depremin sanayi ve ticarete olan etkilerini Adıyaman Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Bereket, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı.
Bereket’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Özel bankalar kredi ödemeleri ve faizleri konusunda geri atmıyorlar. Deprem bölgelerindeki işletmelere, KOBİ’lere ve tüccara çek senet vermeler ertelenecek denildi ama maalesef ben kendimde de gördüm hesaplarım eksiye düştü, çekler çekildi. Maalesef istediğimiz sonucu alamadık. Kamu bankaları kısmen daha insani davrandılar. Ben bütün bu olup bitene insani olarak bakmak istiyorum, insani olarak bakmadığım sürece her şeye maddiyat olarak baktığım zaman işin işinden çıkamayız. Bankalar yıllardır kar açıklıyor, her yıl inanılmaz karlar açıklıyorlar ama bu insanlar evi, işini, yakınını kaybetmiş. Kredi garanti fonu bizim için çok önemli. KGF desteği bankalara veriliyor. Tüccar bir şekilde bankaya evini ve işyerini ipotek olarak vermiş vaziyette. Ev yok işyeri yok. Bankalar ileriki günlerde ev ya da işyerinin kullanılamaz halde olduğunu görecek ve ipotek saymayacak ve KGF tam da bu noktada devreye girecek. Adıyaman’daki bir esnafın İstanbul’daki bir esnafa da vereceği bir çek olabilir ve çek ertelendiği için çark bozulmuş olacak. Bu konuda tedbir alınması lazım.

"BİZ KANAL DEĞİŞTİREMİYORUZ"

Enkazdan çıktıktan sonra hayatın tekrar yaşanılabilir bir pozisyona gelmesi için önce lambalarımızın yanması lazım. Adıyaman’ı tekrardan ayağa kaldırmak isteyen insanlar var. Adıyaman şehir merkezi 350 bin nüfusa sahipken GSM operatörlerinden gelen sinyale göre 110 bine düşmüş vaziyette ki bunun içerisinde 20-30 bini de buraya gelen gönüllü ve deprem bölgesinde halen çalışanlar. Nüfus 60-70 bine düşmüş vaziyette. Göçü önlememiz gerekiyor. OSB’de yaklaşık 30’a yakın işletmemizin 10 tanesi tamamen yıkılmış diğerleri de ağır hasarlı. Fabrikalarda depremden dolayı bir sorun yok ama çalışacak işçi yok, finansman yok.

Bu insanların önünü açmamız gerekiyor ki yeniden yaşam oluşsun. Teşvikleri ivedi bir şekilde halletmemiz lazım. Eksik ya da az bir şekilde ucundan tutup o insanların bu bölgede kalması için yeterli teşviklerin verilmesi lazım. İşverene sigorta desteği verilmesi lazım. OHAL olduğundan dolayı 3 ay boyunca işten çıkarma yasak ve işverenler kendi çalışanlarını işten çıkartamıyor. Şu an bu şehirde hiç kimse normal bir insan değil. Hepimizin psikolojik tedaviye ihtiyacı var. Eskiden deprem olduğunda televizyondan izlerdik ağlardık, ruhumuz sıkılırdı ve kanal değiştirirdik. Bizim burada kanal değişmiyor, görüntü hep aynı."