MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi hakkında "kılıç artığı" ifadesini kullanmasına bir tepki de Emin Çölaşan'dan geldi.

Sözcü yazarı Çölaşan, "Hiç kimsenin, hele önemli bir siyasetçinin ondan veya diğer Alevilerden mezhep ayrılığı nedeniyle 'Kılıç artığı' diye söz etme, hakaret etme hakkı yoktur" diye yazdı.

Çölaşan'ın 'Kılıç artığı Alevi!' başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Kılıç artığı…” Çok tehlikeli ve hatta yüz kızartıcı bir tanımlama. Google'dan dün baktım, anlamı aynen şöyle veriliyor: “Müslümanlar tarafından ele geçirilen bir ülkede yaşamları bağışlanmış olan kimseler.” Yani Aleviler!

Bilmezdim, dün bu vesile ile öğrenmiş oldum. Meğer Abdülkadir Selvi Alevi imiş. Sivas kökenli bir ailenin çocuğu… Ancak yazılanlardan anlaşıldığı kadarıyla sonra ailesiyle (büyük olasılıkla siyasi nedenlerle) ters düşmüş.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım ve biraz olsun düşünelim… Türkiye'nin en büyük dördüncü partisi olan MHP'nin genel başkanı bir gün Meclis kürsüsüne çıkıp nutuk atıyor ve Alevi kökenli Abdülkadir Selvi'yi suçlarken kendisinden ve dolayısıyla Alevilerden “Kılıç artığı” diye söz ediyor. Yani onlar “Müslüman” değil, kılıç zoruyla ele geçirilen ülkelerde yaşamları bağışlanmış olan kimseler! Sözlerinden çıkan anlam bu.

Alevi olan Abdülkadir Selvi tercihini o doğrultuda kullanmış ve her şeyi göze alıp “AKP yandaşı” olmuş… Kendi seçim hakkını özgürce kullanmış! Bu tercihinden dolayı kazançlı çıkmış olması gerekir! Ama hiç kimsenin, hele önemli bir siyasetçinin ondan veya diğer Alevilerden mezhep ayrılığı nedeniyle “Kılıç artığı” diye söz etme, hakaret etme hakkı yoktur.