ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın Trump tarafından görevinden alınması,  Alman basınında geniş yer buldu.

Frankfurter Allgemeine Zeitung, “Amerika'nın dış politikasının geleceği giderek daha bilinmez oluyor” yorumu yer alırken Frankfurter Rundschau da ise, “Trump bir ticaret savaşının komutanı, Kuzey Kore ile anlaşmaya hazırlanan biri olarak kendisini iktidarının doruğunda hissediyor. Kendisine sadece evet diyenlerle kuşatılan Trump da sadece içgüdülerini takip ediyor” ifadeleri kullanılıyor.

Düsseldorf merkezli Handelsblatt gazetesinde ABD Başkanı Donald Trump'ın Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ı görevinden almasına yönelik şu ifadeler kullanılıyor:

"Trump'ın şimdi en yakın danışmanlarını değiştirmesi, bir tesadüf değil. ABD Başkanı ticaret politikasında çatışma siyaseti izlemeye karar verdi. Kuzey Kore'nin diktatörü Kim Jong Un ile planladığı buluşma ise büyük siyasi riskler barındırıyor. Rusya ile bağlantısı olduğu iddiaları ise göreve gelmesinin ikinci yılında da peşini bırakmıyor. Görünüşe göre, Trump kritik bu dönemde, kendisine kuşkuyla yaklaşanları ve eleştirel olanları kapının önüne koyma kararı aldı. Trump'a eleştirel yaklaşanlar arasında Tillerson da vardı. Hatta Başkanı "ahmak” olarak nitelendirmişti. Daha dün Moskova'ya yönelik daha sert bir çizgi izlenmesi gerektiğini açıklamıştı. Tillerson, eski Rus çifte ajan Sergey Skripal'e İngiltere'de zehirle düzenlenen saldırıdan Rusya'yı sorumlu tutmuş ve bunun sonuçları konusunda uyarıda bulunmuştu. Tillerson'ın daha önceden haberdar olduğu gibi görevden alınması, onun için adeta bir kurtuluş olacak.”

‘AMERİKA'NIN DIŞ POLİTİKASININ GELECEĞİ GİDEREK DAHA BİLİNMEZ OLUYOR’

Frankfurter Allgemeine Zeitung'da da aynı konu işleniyor:

"Tillerson'ın görevden uzaklaştırılması, ekonomi danışmanı Cohn'un istifasından birkaç gün sonra oldu. Bu Trump hükümetinde, Trump'ın seçimler öncesinde vaadettiği gibi eski hükümetlerin uluslararası ilişkileri benimseyen tavrının yerini dar kafalı bir (ekonomik) milliyetçiliğin aldığını gösteren işaretlerden birini oluşturuyor. Tillerson adaylığı açıklandığı zaman, kuşkuyla karşılanmıştı. Ama Exxon Mobil'in eski yöneticisi korumacı ve izolasyondan yana bir tavır sergilemedi. Avrupalılar Tillerson'a güvenebileceklerine inandılar, mesela bilindiği gibi Trump'ın pek desteklemediği, Tillerson'ın ise feshetmek istemediği İran ile yapılan anlaşma gibi konularda. Amerika'nın dış politikasının geleceği giderek daha bilinmez oluyor.”

Frankfurter Rundschau gazetesinde ise aynı konuya ilişkin şu satırlar dikkati çekiyor:

"Donald Trump artık ekibini o kadar hızlı değiştiriyor ki, veda görüşmesi yapmaya vakit kalmıyor. Tillerson'ın  görevinden alınmasına ilişkin ayrıntılar, Washington'ın iktidar merkezindeki kaosa dair çok şey anlatıyor.

Ama müttefiklerin başka bir neden yüzünden endişelenmesi gerekiyor: Gerçi Tillerson, vizyonundaki yetersizlik ve görevinde zayıf kalması nedeniyle, Berlin ve diğer yerlerde ümit edildiği gibi istikrarsızlık gösteren Başkanı etkileyemedi. Ama güvenlik danışmanı Raymond McMaster, Savunma Bakanı James Mattis ve Beyaz Saray özel kalem müdürü John Kelly ile birlikte hararetli Trump'ı dizginleyebilecek, akılcı bir şekilde düşünen "yetişkin” ekibi oluşturuyordu.

Tillerson gitti, iddialara göre McMaster düşüşte ve Kelly'nin görevden alınmaktan endişe etmesi gerekiyor. Ama Trump bir ticaret savaşının komutanı, Kuzey Kore ile anlaşmaya hazırlanan biri olarak kendisini iktidarının doruğunda hissediyor. Kendisine sadece evet diyenlerle kuşatılan Trump da sadece içgüdülerini takip ediyor.”

Neue Osnabrücker Zeitung'da eski Rus çifte ajan Sergey Skripal ve kızı Yulya'nın 4 Mart'ta İngiltere'de uğradıkları sinir gazı saldırısında zehirlenmeleri ele alınıyor.

"Moskova'nın Skripal ve kızına sinir gazı Noviçok ile saldırı düzenlemek için nedeni, imkanı ve gücü vardı. Bu konuda tartışmak ise Rusya'da sporda uygulanan devlet dopingini tartışmak kadar anlamlı. Devlet dopingi ve devlet terörü Putin'in ülkesinde siyasetin başka bir yöntemi. Burada soru Batı'nın tepkisinin ne olacağı. Putin'in gerçekten canı yanmalı. Eğer spor imaj açısından devlet dopingi uygulanacak kadar önemli bir unsur ise İngiltere milli futbol takımı tarafından Dünya Kupası'nın boykot edilmesi gerçekten can yakar. Rusya'nın saldırganlığı her Batılı ülkenin toprağını veya internetini tehdit edebilir gerekçesiyle diğer takımların da Dünya Kupası'nı boykot etmesi mantıklı olabilir. Batı daha ne kadar tehdit edilecek, yalanlara maruz kalacak ve aldatılacak?”

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe