ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Suriye’deki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

En büyük endişesinin Türkiye-Rusya arasındaki yakınlaşma ve Türkiye’nin NATO ekseninden uzaklaşma ihtimali olduğunu ifade eden Esper, ABD’nin ve diğer NATO müttefiklerinin YPG’yi terör örgütü olarak görmediklerini de yineledi.

Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komisyonu’nun oturumunda Kongre üyelerinin sorularını yanıtlayan Esper, bir soru üzerine, “Suriye ve Türkiye konusunda en büyük kaygım esasında Türkiye ve Rusya. Türkiye’nin NATO ekseninden uzaklaşıyor olmasından endişeliyim. Bana göre bizi bekleyen görev, Türkler’i tekrar NATO ittifakına nasıl çekebileceğimizin yolunu bulmak. Çünkü bence Türkiye çok kritik önemde bir ülke ve 70 yıla yakın süredir ortağımız” diye konuştu.

Türkiye’nin Suriye’ye son harekatının IŞİD’e karşı mücadeleyi daha da karmaşık hale getirdiğine savunan Esper, buna rağmen Savunma Bakanlığı (Pentagon) olarak IŞİD’in kalıcı yenilgiye uğratılması misyonunu devam ettirebileceklerinden emin olduğunu ifade etti.

Esper, Türkiye’nin de Suriye’yle ilgili iki endişesinin olduğunu ifade ederek, birincisinin PKK’nin Türkiye’ye girerek Türk halkını hedef alan saldırılar düzenlemesi, ikincisinin de Türkiye’deki 3 milyon civarındaki Suriyeli sığınmacının durumu olduğunu söyledi.

ABD Savunma Bakanı, Suriye’nin kuzeydoğusunda şu anda durumun genel anlamda istikrarlı seyrettiğini kaydederken, bununla birlikte hiçbir ateşkesin kusursuz olmadığını, bölgede Türkiye destekli güçlerin bulunmasının da “kestirilmesi güç” bir hal yarattığını söyledi.

Esper, “Ama genel anlamda hissiyatım, kuzeydoğu Suriye’de vaziyetin aşağı yukarı istikrarlı hale geldiği yönünde” dedi.

MILLEY: ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley de, bölgedeki durumun biraz sakinleştiği noktasında aynı yönde görüş bildirdi ancak kesin bir hükümde bulunmak için erken olduğu uyarısında bulundu.

Milley, “Türkiye’nin oluşturduğu 30 km’lik tampon bölgenin her iki tarafında da Suriye ve Rusların varlığı var. Burası hala bu güçler arasında dinamik bir hareketliliğe sahne olan bir yer. Bunu çok yakından takip ediyoruz” dedi. Amerikalı komutan, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) de gelişmeler ışığında kendilerini yeniden konumlandırdıklarını kaydetti ve devamla “Kuzeydoğu Suriye’nin doğusundaki kesimde hala onlarla çalışıyoruz. Diğer bazı bölgelerde de Ruslar ve Suriye rejimiyle çalışıyorlar. Yani hedeflerini ve Suriye’deki çeşitli unsurlarla savaşlarını sürdürüyorlar” dedi.

Milley bir soru üzerine, IŞİD mahkumlarının tutulduğu hapishanelerin güvenliği konusunda şu anda bir riskin bulunmadığını, SDG’nin bu hapishaneleri kontrolü altında tuttuğunu söyledi. Milley, Suriye’nin kuzeydoğusundaki 30 km’lik harekat bölgesindeki hapishanelerin ise Türkiye’nin sorumluluğunda olduğunu kaydetti.

‘SIĞINMACILARLA KÜRTLER ARASINDA KARIŞIKLIK İHTİMALİ VAR’

Esper bir soruyu yanıtlarken, gelecek aylarda dikkatle izlemeleri gereken unsurlardan birinin, Türkiye Suriyeli sığınmacıları Suriye’nin kuzeyindeki bölgeye yerleştirmeye başlarken bu sürecin Kürt bölgelerine doğru hareket eden Kürtlerle bir karışıklığa yol açıp-açmayacağı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Savunma Bakanı, “Bu süreçte bir miktar kargaşa olmasını bekliyorum, bu olmaya başladı bile. Bunu çok dikkatle takip edeceğiz” diye konuştu.

Kongre üyeleri ve özellikle de Demokrat üyeler, Başkan Donald Trump’ın bölgeden Amerikan askerlerini çekme kararını sert eleştirdi. Birçok Kongre üyesi, bu karardan sonra hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’ye girmeye “cesaret bulduğu” hem de ABD’nin bıraktığı yerleri Rusya ve Suriye’nin doldurduğu, ABD’nin bölgede önemli bir pozisyon kaybına uğradığı noktasında eleştirilerini dile getirdi.

ÇEKİLMEYİ SAVUNDULAR

ABD Savunma Bakanı Esper, “Önümüzde iki senaryo vardı. Ya Türkiye’nin saldırısı karşısında askerlerimizi orada tutmaya devam edecektik, ki hem ben hem Genelkurmay Başkanı Milley, askerlerimizin hayatını riske atmaya değmeyeceği noktasında aynı görüşteyiz, ikincisi de uzun geçmişe sahip bir NATO müttefikiyle savaşmak gibi makul olmayan bir seçenekti” diye konuştu.

Esper bir Kongre üyesinin “Rusya’nın Suriye’de artan etkisinden endişeli misiniz?” sorusunu yanıtlarken, bundan endişe duyduğunu ancak esas endişesinin, Rusya’nın Ortadoğu’nun diğer kesimlerindeki faaliyetleri, örneğin Mısır’a, Suudi Arabistan’a ya da diğer yerlere yayılma çabaları olduğunu belirtti. Bu noktada tekrar Türkiye-Rusya ilişkilerine sözü getiren Esper, “Rusya’yla ilgili daha büyük mesele, Rusya ve Türkiye arasındaki bağlar. Beni gerçekten endişelendiren bu, Rusya-Türkiye bağları” ifadesini kullandı.

‘BİZE GÖRE YPG TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL’

ABD’nin “Kürtler’e ihanet ettiği” eleştirilerine yönelik sorulara da muhatap olan Esper, SDG’yle yapılan anlaşmanın IŞİD’e karşı savaşla sınırlı olduğunu, kuzeyde özerk bir Kürt devleti kurulması ya da Türkiye’ye karşı Kürtler’le birlikte savaşılması gibi bir taahhüdü kapsamadığını söyledi.

Bir Kongre üyesinin “Türkiye’nin ana kaygısının YPG güçlerinin PKK’ye sızması ve Türkiye içerisindeki saldırılara karışması olduğu” şeklinde hatırlatmada bulunduğu bir sorusu üzerine Esper, “Bence aramızdaki temel görüş farklılığı, YPG’nin bir yabancı terör örgütü olup olmadığı. Biz, diğer birçok NATO müttefikimizle beraber, öyle olmadığını düşünüyoruz. Ancak Türkler öyle olduğunu düşünüyor. Şu anda NATO’nun da zararına olacak biçimde NATO’daki bazı adımları geciktirmelerinin nedenlerinden biri bu” diye konuştu.

Bu konuya bir çözüm bulmaları gerektiğine işaret eden Esper, sahada kimin terör örgütü olduğu kimin olmadığı noktasında ayrım yapmanın güçlüğüne dikkati çekti, bunun tespiti için imkanları dahilindeki en iyi değerlendirmeyi yaptıklarını vurguladı.

Esper, Türkiye’nin kaygılarını ele almaya çalıştıklarını söylerken, operasyon olana kadar güvenli bölge oluşturmak için Türkiye’yle birlikte çalıştıklarını hatırlattı ancak bunun Türkler’i hala tatmin etmediğini belirtti.

Kaynak: Amerika’nın Sesi