Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, yolsuzluk ve hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle Polonya ve Macaristan’a yapılan mali desteğin kesilmesinin önünü açacak incelemeyi resmen başlattı.

AB Komisyonu, bu incelemenin ilk adımı olarak Polonya ve Macaristan’a birer mektup göndererek, haklarında yöneltilen suçlamalara yönelik ayrıntılı açıklama istedi.

Varşova ve Budapeşte’nin iki ay içinde gönderilen mektuplara yanıt vermesi gerekiyor.

Geçen yıl aralık ayında kabul edilen ve bu yıl başında yürürlüğe giden AB yasal düzenlemesine rağmen birliğin icraatından sorumlu AB Komisyonu’nun Polonya ve Macaristan için harekete geçmemesi yoğun eleştirilere yol açıyordu.

AB’nin adeta danışma organı olarak görev yapan ve yasal değişliklerde söz söyleme hakkı bulunan Avrupa Parlamentosu, harekete geçme konusunda geç kaldığı gerekçesiyle AB Komisyonu’na geçen ay dava açmıştı.

AB içindeki diğer yasal mevzuatlar gereği Komisyon, Polonya ve Macaristan’a verilmesi öngörülen bazı fonları hukuk devleti ilkesini ihlali ve yolsuzluk suçlamaları üzerine askıya almıştı.

Bu iki başkente gönderilen resmi mektup, iki ülkeye de gelecek 7 yıl içinde yapılacak 10 milyarlarca euro tutarındaki mali yardımın da sonlanmasının önünü açacak adım olarak görülüyor.

AB Komisyonu, fonların kesilmesi yolunda görüş belirtirse, Avrupa Adalet Divanı bu konuda son sözü söyleyecek.

AB fonlarının kesilmesine imkan sağlayacak yasaya itiraz eden iki ülkenin yaptığı itirazla ilgili olarak Adalet Divanı Savcısı, gelecek ay bağlayıcı olmayan bir mütalaa sunacak. Başvuruyla ilgili Avrupa Adalet Divanı’nın nihai kararı ise gelecek yılın ilk üç ayı içinde verilecek.

AB ile Polonya ve Macaristan arasında ne tür sorunlar yaşanıyor?

AB, Polonya ve Macaristan’a yönelik bağımsız yargı, basın özgürlüğü konularında uzun zamandır eleştiriler yöneltiyor ve iki ülke de bu konuda başlatılan soruşturmalara hedef oluyor.

Polonya ile AB arasında son yıllarda mülteci kabulü, kürtaj, LGBT hakları ve İstanbul Sözleşmesi gibi birçok alanda görüş ayrılıkları yaşandı Polonya, Avrupa mahkemelerinin yasa dışı hükmettiği tartışmalı yargı reformları konusunda geri adım atmıyor.

Macaristan hükümeti ise bağımsız kurumları sistematik olarak baltalamakla ve iktidardaki Fidesz partisine yakın isimlerin AB fonlarının kötüye kullanılması da dahil olmak üzere yaygın yolsuzluğa bulaşmalarına göz yummakla suçlanıyor.

Bu iki ülkeyi AB fonlarından mahrum bırakmak adına güç kullanmaktan vazgeçtiği için Komisyon, Budapeşte ve Varşova'daki muhalif vekiller ve insan hakları aktivistleri tarafından ciddi eleştirilere maruz kalmıştı.

AB'de Hukukun Üstünlüğü Mekanizması ne anlama geliyor?

Bu yılın başında yürürlüğe giren yeni 'Hukukun Üstünlüğü Mekanizması', belirli hukuk kuralları ihlallerinin AB'nin mali çıkarlarını etkilediği durumlarda, örneğin ulusal mahkemelerin bağımsız olarak değerlendirilmediği durumlarda, AB'nin üye ülkelere sağladığı fonları kesmesine izin veriyor.

Ancak Varşova ve Budapeşte, AB Adalet Divanı'na giderek, bu mekanizmanın yasallığına itiraz etti. Geçen yılın sonlarında varılan siyasi bir uzlaşmaya göre, AB liderleri Komisyon'dan, dava devam ettiği sürece bu mekanizmayı tetiklemekten kaçınmasını istedi.

Geçen ay Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "karar öncesi hiçbir önlem alınmayacağını" belirtti ancak bu süre zarfında "mektup gönderebilir, bilgi isteyebilir veya sorulması gereken soruları sorabiliriz" demişti.

AB Komisyonu'nun elinde başka yaptırım araçları var mı?

Hukukun Üstünlüğü Mekanizması, Brüksel'in Varşova ve Budapeşte üzerinde mali baskı oluşturmak için elinde bulundurduğu birkaç araçtan sadece biri. Komisyon Polonya ve Macaristan için milyarlarca dolarlık salgın kurtarma fonunu da henüz onaylamış değil.

Komisyon bu salgın fonlarına erişim için bir ön koşul olarak ülkenin yargı sistemine bağlı bir dizi değişiklik talep etti.

Bunun yanı sıra AB Adalet Divanı, AB Komisyonu’nun Polonya'yı mahkemeye vermesinin ardından Polonya hükümetine talepleri yerine getirmediği her gün başına 1 milyon euroluk rekor bir para cezası kesmişti.

Kaynak: euronews