AKP hükümetinin toplantı ve gösteri hakkını anti-demokratik olarak engelleyen yönetmeliğine hukukçulardan tepki geldi. Av. Çallı, söz konusu uygulamayı "terör hukuku" şeklinde yorumlarken, Av. Keskin de toplumun daha fazla sokağa çıkarak yönetmeliğe yanıt vermesi gerektiğini belirtti. Hukukçular, Silopi'deki katliama da dikkat çekerek, hazırlanan yönetmelikle kolluk kuvvetlerinin elinin güçlendiğini ve katliamlara zemin hazırlandığını belirtti.

Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) Üyesi, Avukat Miraz Çallı ve insan hakları savunucusu, Avukat Eren Keskin, AKP'nin "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe" ilişkin yaptığı hukuksuz düzenlemeleri ANF'ye değerlendirdi...

AV. ÇALLI: AKP SADECE YANDAŞ FİRMALARIN KOKTEYLİNE İZİN VERECEK!

Av. Miraz Çallı, AKP'nin 10-15 yıldır kanunla, anayasa ve uluslararası sözleşmeyle sağlanan hakları genelge ve yönetmeliklerle çiğnediğine dikkat çekerek, "Anayasa size, 'istediğiniz gibi gösteri-yürüyüş yapabilirsiniz' diyor ama AKP bu hakkı yönetmelikle çiğniyor" dedi.

Söz konusu yönetmelikte yoruma açık ifadelerle kolluk kuvvetlerinin, idarecilerinin etki alanı ve elinin güçlendirildiğini belirten Av. Çallı, şunları ifade etti:

"Mesela 'suç işleneceğine dair kanaat oluşursa' deniyor. Bunu kim ölçecek? Bu şekilde kolluk kuvvetinin elini güçlendiren, suç işleme olasılığını yükselten ibareler yerleştirilmiş. Yine poster, amblem, giysiler polisin müdahalesine gerekçe yapılabilecek. Bir hafta önce İstanbul'da düğüne giderken yöresel kıyafetler giydikleri için Kürt gençler 'eyleme gidiyorlar' diye gözaltına alındılar. Bu kapsamda TCK'nin bir maddesi var; 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme' diye. Binlerce insan bu şekilde suçlu ilan edilip 6 yıla yakın cezalar aldı.

Berkin Elvan bir yüzünü bir bezle örttüğü için Tayyip Erdoğan tarafından suçlu ilan edildi. Ben de Sayın Öcalan'ın posterini il binasına astığım için hakkımda soruşturma açıldı, halen devam ediyor. AİHM, Ağrı'daki bir eylemde 'Biji Serok Apo' diyenlere açtığı davadan dolayı Türkiye'yi mahkum etti. Türkiye bu yönetmelikle ceza aldığı hususları daha da derinleştirecek. Poster taşımak suç değilken kolluk kuvvetlisi böyle değerlendirebilecek. Her eylemi hukuka aykırı sayabilecek. AKP herhalde sadece yandaş şirketlerin, firmaların kokteyl vermesine, basın açıklamasına izin verecek!"

'ELİ GÜÇLENEN KOLLUK KUVVETİ SİLOPİ'DE KATLETTİ'

Silopi'de bugün yaşanan infazları da söz konusu yönetmeliğe bağlayan Av. Çallı, "Kolluk kuvvetleri bu yönetmelikle birlikte kendini daha güçlü görmeye başladı. Dayandığı hukuk bir terör hukukudur. Bu yönetmelik terör hukukudur. Kolluk kuvvetlerinin bu şekilde, hukuka aykırı belgeyle eli güçleniyor ve öz güven kazanıp gidip Silopi'de olduğu gibi kişilerin evlerini basıp tarayabiliyor. Silopi'deki katliam da, daha öncesinde gerçekleşen yargısız infazlar da bu tarz yönetmelikten kaynaklanıyor" dedi.

AV. KESKİN: İNSAN HAKLARI ASKIYA ALINDI

Av. Eren Keskin de, Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir zaman 'hukuk devleti' olmadığına dikkat çekerek, "Yasalarında olmasa bile uygulamada yaptığı şeyler oldu. Yasa dışı pek çok uygulaması oldu. Artık bunları yasallaştırıyor. '90'ların uygulamaları artık yazılı hukuk metinleri haline getiriliyor. '90'larda açıkça devlet 'insan haklarının askıya alındığını' söylemişti. Bu yönetmelikte insan haklarının askıya alınmasıdır" dedi.

Kişi ve toplumun kendini ifade etmesinin yönetmelikle engellendiğine vurgu yapan Av. Keskin, "Yönetmelikle açık ve yakın tehlike kavramı getiriliyor. Son derece içi boş, nereye çekeceğiniz belli değil. Her türlü basın açıklaması bu kavramlara sığınılarak engellenebilecek. Devlet, eylem yapanlara karşı uyguladığı şiddet yöntemlerini yasallaştırıyor. İçini vali, yetkili makamlar istediği gibi doldurabilir. Ayrıca 'ihtarsızlık' meselesi var. Zaten ihtarda bulunmadan polis saldırabiliyordu ama bu da artık yazılı hale getiriliyor. Fişleme de söz konusu. Herkesin her söylediği, her hareketi kayda alınabilecek. Bunların insan haklarıyla bağdaşması mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu.

Silopi'de yaşanan katliama da değinen Av. Keskin, "Devlet iç ve dış hukukunu her zaman Kürdistan'a göre ayarlamıştır. Bugün yapılan da budur. Silopi'de 2 kişinin öldüğü bilgisi geliyor. Bu tür yönetmeliklerle benzer uygulamalar artacak. Devlet medyayı da kullanıyor ve dışarıya yansımasını engelliyor" dedi.

'TOPLUM DAHA FAZLA SOKAĞA ÇIKMALI, TÜRKİYE SORGULANMALI'

Av. Keskin, "Hem içeriden hem de dışarıdan Türkiye'nin zorlanması gerekiyor. Yönetmeliğin ve yasaların iptali için. HDP ve CHP bunu yapabilir" diyerek, şunları ekledi: "Ayrıca tam tersine, ona inat sokağa çıkmak gerekiyor. Demokrasi ancak sokakta olur, yüksek sesle talep etmekle olur. AB'nin de Türkiye'yi sorgulaması gerekiyor. Avrupa Konseyi'nin sorgulaması gerekiyor. Çünkü Türkiye uluslararası sözleşmelere attığı imzalara uygun davranmıyor." (ANF)