Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle devreye giren 50+1 modeli, yeniden tartışmaya açıldı. 50+1 sistemi nedir, kim ne diyor, neden tartışılıyor?

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun Saray'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bir araya geldiği görüşmede, Erdoğan'ın "50+1'in mahsurlu olduğunu anladık" dediğini açıklamasının ardından 50+1 modeli yeniden konuşulmaya başlandı.

50+1 SEÇİM MODELİ NEDİR?

50+1, geçerli oyların yüzde 50'sinden 1 oy fazlası anlamına geliyor. 50+1 seçim modeli, 21 Ekim 2007 tarihindeki referandumla kabul edilen cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yöntemi ile birlikte uygulanmaya başlandı.

50+1 seçim modeline göre genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan, yani yüzde 50'den en az 1 oy fazlasını elde eden aday cumhurbaşkanı seçiliyor.

İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, ikinci tur oylama yapılıyor.

Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılıyor ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçiliyor.

Sistem ilk kez 10 Ağustos 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçiminde uygulandı ve Recep Tayyip Erdoğan yüzde 51,79 oyla ilk turda cumhurbaşkanı seçildi.

AKP'li Erdoğan, yine aynı sistemin uygulandığı 2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde ise yüzde 52,59 oyla ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi.

50+1 NEDEN YENİDEN TARTIŞMAYA AÇILDI? KİM, NE DEDİ?

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu 10 Kasım 2021'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Saray'da ziyaret etti.

Karamollaoğlu görüşmenin içeriğine dair gazetecilere yaptığı açıklamalarda, Erdoğan'ın “50+1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık” dediğini aktararak "50+1" tartışmalarını başlatmış oldu.

Karamollaoğlu'nun ardından konuyla ilgili ilk üst düzey açıklama, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek'ten geldi.

Çiçek, “Yüzde 50+1'in hem bugün, hem de gelecekte sıkıntıya sebebiyet vereceğini, Türkiye'yi kaosa sürükleyeceğini söyledim, yine söylüyorum” ifadeleriyle 50+1 modelinin AKP içinde istenmediğinin sinyallerini verdi.

AKP'nin 50+1 sağlamak için MHP'ye ihtiyaç duyduğu; bu durumdan kurtulmak için yöntemin yüzde 40+1'e düşürülebileceği önerilerinin yapıldığı, hatta belirli bir oran aranmaksızın çoğunluğa bakılması gerektiği gibi tartışmaların olduğu kulislere yansıdı.

BAHÇELİ, KONUNUN TARTIŞILMASINA ÖFKELENDİ

Konunun tartışmaya açılmasına Cumhur ittifakının küçük ortağından sert tepki geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli, yüzde 50+1'dir. Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi, çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek bir şekildir. Milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek Cumhurbaşkanı seçiyoruz. Yüzde 50+1 oyu eleştirenleri anlayışla karşılamamız, bunu felaket olarak yorumlayan karamsarları makul bulmamız abesle iştigaldir" dedi.

Konu AKP MKYK'de de gündeme geldi. Karamollaoğlu’nun görüşme sonrasındaki açıklamalarını AKP MKYK'de değerlendiren Erdoğan'ın "Temel Bey’in yaptığı açıklamalar maalesef gerçeği yansıtmıyor" diyerek beyanları yalanladığı ancak "Burada tek doğru olan 50+1 açıklaması" diyerek bu konudaki beyanını doğruladığı iddia edildi.

Erdoğan'ın kamuoyu önündeki ilk değerlendirmesi ise partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladığı kısımda geldi.

Erdoğan, "Siyasette yüzde 50+1 tartışması var. Cumhurbaşkanlığı seçiminde gerekli olan çoğunluk yüzde 50+1 sizce değişmeli mi?" sorusu üzerine, "Bunların hepsi maalesef yalan dolan, bu tür şeyler. Bu konularla, özellikle Anayasa değişikliğiyle ilgili karar merci parlamentodur. Parlamento bu konuda bir değişikliğe giderse parlamento değişikliğe gider, adımı da ona göre atılır. Parlamento daha önce Anayasa ile ilgili bu konuda bir karar verdi. Yeni bir karar verir mi vermez mi? Onu da görürüz" dedi.

Kaynak: Evrensel