Azadî Hareketi, Kürdistan Demokratlar Platformu (PDK-Bakur), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (KDP-T), Kürdistan Komünist Partisi (KKK), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) temsilcileri, basın toplantısı düzenledi.

Azadî Hareketi binasında düzenlenen toplantıda, ortak açıklama metni Kürtçe ve Türkçe okundu. Açıklamayı yapan PDK-Bakur Genel Başkanı Sertaç Bucak, "Genel olarak Kürt siyaseti ve siyasi partileri hukuk dışı yoğun baskılar altındadır" dedi.

HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanlığına baskın yapıldığını ve baskında açlık grevindeki 7 eylemcinin gözaltına alındığı, baskın sırasında HDP milletvekilleri Tayip Temel ve Murat Sarısaç'ın polis tarafından darp edildiğini hatırlatan Bucak, "Amed HDP İl binasına yapılan saldırıyı kınıyoruz, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

'KÜRT HALKINA ADETA SAVAŞ İLAN EDİLMİŞ DURUMDA'

Kürt siyasi partilerine yönelik saldırıların son dönemde adeta planlı bir yıldırma harekatına dönüştüğünü söyleyen Bucak, "Aylardır Cumhur İttifakı liderleri, devletin koruma zırhına sarılarak, Kürdistani partileri ve siyasi kadroları hedef tahtasına koymuşlar. Bu doğrultuda oldukça saldırgan bir propaganda sürdürüyor, böylelikle seçim ortamını da olabildiğince germektedirler. Ülke ve özelikle seçim güvenliğini sağlamakla birinci derecede görevli ve sorumlu olan İçişleri Bakanı, yaptığı açıklamalarla Kürt siyasetine adeta savaş ilan etmiş durumdadır" diye konuştu.

Bucak, Yargıtay Cumhuriyet Savcısının, adında Kürdistan ismi bulunan siyasi partilerin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurduğunu; ancak mahkemenin sonucu beklemeden, isminde Kürdistan bulunan siyasi partileri hukuka aykırı bir şekilde siyasal partiler listesinden çıkardığını hatırlattı.

'İKTİDARIN GÖREVİ SÜRECİ GERMEK DEĞİLDİR'

Yargıtay Cumhuriyet Savcılığının tutumundan cesaret alan bazı köşe yazarlarının isminde Kürdistan bulunan 4 partiyi illegal ilan edip hedef gösterdiğine işaret eden Bucak, "Terör, beka gibi yapay gündemle Kürdistan siyasetini ötekileştirme ve hedef gösterme tavırları terk edilmeli, seçim ortamı gerilmemelidir. Özellikle siyasi iktidarın görevi, süreci germek değil, seçim güvenliğini sağlamaktır. Siyasi iktidarı görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz" şeklinde konuştu.

Halkın gündemi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nın gündeminin bir birinden farklı olduğunu dile getiren Bucak, halkın gündeminin yüzde 64.8 ile ekonomik sorunlar, yüzde 51 ile sosyal kanser işsizlik, yüzde 17.2 ile yazboz tahtasına dönüştürülen eğitim ve yüzde 14.4 ile beka ve güvenlik olduğunu ifade etti.

'KIŞKIRTICI BEYANLAR İNSANİ DEĞERLERE KARŞI BİR TUTUMDUR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkın gündemini bildiğini ancak halka söyleyecek fazla bir şeyi olmadığı için bu konulara dokunmadığını ifade eden Bucak, "Buna karşılık Türk halkı Kürt halkına ve Kürdistan'a karşı ırkçı-şovenist milliyetçilikle adeta şartlandırılmaya çalışılıyor. Bu sorumsuzca kışkırtıcı beyanları demokrasiye ve insani değerlere karşı bir tutumdur" ifadelerini kullandı.

"Kürdistan ve Kürdistan siyasal partilerinin Türkiye'nin realitesi olduğunun" altını çizen Bucak, hükümetin söz konusu realiteyi ötekileştirme, sindirme ve terörle özdeş gösterme siyasetini kınadıklarını vurgulayarak, hükümete bu siyasete son vermesi çağrısında bulundu.

Halkın yapılanların bilincinde olduğunun ifade eden Bucak, halkın bunu 31 Mart seçimlerinde oyunun rengiyle ortaya koyacağı inancında olduğunu söyledi.

Bucak, "Kürt halkı hiçbir dönem ırkçılığa, şovenist milliyetçiliğe, kibirli siyasi tutumlara geçit vermemiştir. Bu siyasetin sahiplerine yasal, barışçı ve sivil siyasetle hak ettikleri cevabı verecektir. Irkçılık ve zorbalık kimsenin ömrünü uzatmamıştır" dedi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı