Haber: Av. Elifsu Dilek Şen
“Abdal Musa oldum geldim cihana Arif anlar bizi nice sırdanız”
Anadolu’nun gönül mimarlarından, sevgiyle, hoşgörüyle, insanlıkla yoğrulmuş büyük bir eren olan Abdal Musa, Hacı Bektaş-ı Veli’nin izinden yürüyen, insanı merkeze alan bir yolun öncüsüdür. Abdal Musa’nın izinden yürüyen, bu inançla yol alan canlar bir araya geldi. Abdal Musa’nın öğretileri bugün hâlâ halka rehberlik etmekte, yaşam kültürünü güçlendirmektedir. Dergahın dedesi Hüseyin Eriş, “Abdal Musa etkinlikleri konusunda törenlerin Abdal Musa Sultan kültürünü aktarmasından ziyade Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin siyasi şovuna dönüştüğünü, bu durumun dergahın felsefesiyle bağdaşmadığını, anmanın Kaygusuz'un yoluna, yola yakışan bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Eriş, Muhittin Böcek fotoğraflarının her yerde olması, Serhan Asker programına seçilen konuşmacıların Abdal Musa geleneğinden ziyade siyasi bir şova aracılık etmesini doğru bulmadığını belirtti. Musa Abdal anma etkinliklerinin çok fazla bilimle, kültürle değil de daha çok sanatçılarla ilgili program yapıldığını söyledi. Aynı zamanda Eriş, “Antalya Alevi Bektaşi kurumları burada bir yürüyüş yaptı, o zaten hiç gündeme getirilmedi, basın tarafından hiç görülmedi aslında Aleviler için çok önemli bir yürüyüştü” dedi.
Antalya Alevi Dernekleri Başkanı Zeynel Can, “Bu yıl Elmalı Tekke Köyü'nde düzenlenen Abdal Musa anma etkinlikleri öncesinde Kültür Bakanlığı'na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı girişimde bulundu ve etkinlikleri kendi bünyesinde yapmak istedi” dedi. Türkiye genelinde Alevi örgütleri bunu devletin Aleviliğe yönelik bir müdahalesi olarak değerlendirdi ve 21 Haziran 2025 tarihinde bir protesto eylemi gerçekleştirdi. Başlangıcından günümüze Tekke Köyü'nde kurulu Abdal Musa Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği öncülüğünde, Türkiye genelinde Alevi dernek, vakıf ve dergahların ortaklaşa düzenlediği anma törenlerinin resmen Alevilerin elinden alınması anlamına gelen bu müdahale girişimine karşı, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Pir Sultan Kültür Dernekleri, Alevi Kültür Derneği, Dergahlar, bağımsız tekil dernekler, yöre dernekleri ve etkinliklere gelen halkın katılımıyla gerçekleştirilen protesto eylemi Tekke girişinde başladı. Saat 10.00'da köyün girişinde başlayan ve 5000 kişinin katılımı ile gerçekleşen yürüyüş Dergahın önünde yapılan miting ile sona erdi. Yürüyüş boyunca "Devletin Alevisi olmayacağız, Dergahlar bizimdir bizim kalacak, Sivas'ın ışığı sönmeyecek" sloganları atarak yürüyen kitleye köy halkı da destek verdi.
Dergahın önünde Pir Sultan Dernekleri Genel Başkanı Cuma Erçek'in yaptığı coşkulu konuşmaya sloganlarla eşlik eden topluluk Dergahı ziyaret ederek eylemi sonlandırdı. Pir Sultan Dernekleri Genel Başkanı Cuma Erçek açılışta “Alevilikte eşikteki ve döşekteki eşittir” diyerek konuşmasına başladı. Bu esnada protokole neredeyse sahnenin dibinde yer ayrılmış olması nedeniyle, Abdal Musa’daki manadan uzaklaşıldığı görüldü.
Erçek konuşmasında “Biz Kültür Bakanlığı çatısı altında bir folklorik yapı değiliz. Bizi bir folklorik topluluk olarak görmeyin, bu oluşturacağınız yapı bizi tarif etmiyor, bizi tanımlamıyor, bizi kapsamıyor. Bizi tanımlamayın, bizi tanıyın” dedi. “Ama ne yazık ki Kültür Bakanlığı çatısı altında yapı kuruldu. Kurulduğundan beri de söylüyorum. Burada bir kez daha söylüyorum ki Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nı Aleviler ve Alevi kurumları tanımıyor ve tanımayacağız diyorum” ifadelerini kullandı. Bugün Alevîlerin en çok ziyaret ettikleri dergâhlardan bir tanesidir. Ayrıca Alevi dinsel törenlerinde, “görgü”, “muhabbet cemi” ve “Abdal Musa” olmak üzere üçe ayrılır. Ayrıca “Abdal Musa Lokması” gibi bütün bu inanış ve uygulamalar, Abdal Musa’nın Alevi-Bektaşi geleneğinde ne kadar önemli olduğunun somut göstergesidir. Abdal Musa, Anadolu’da Alevi anlayışının yayılmasında önemli bir misyon üstlenerek, tekkesinde pek çok mürit yetiştirmiştir. Hacı Bektaş Veli’nin haleflerinden biridir. Ünlü şair Kaygusuz Abdal’ın ise selefi ve hocasıdır. Yüzyıllardan günümüze değin özellikle Alevi-Bektaşi kültür dünyasında etkili olmuştur. Hayatı, şahsiyeti ve sanatına dair yazılı kaynaklardan ziyade menkıbe, velâyetnâme gibi anlatılar aracılığıyla bilinmektedir. Günümüzde edebî yönünün yanında Tekke Köyü'ndeki türbesiyle kültür ve inanç dünyası için ayrıca önemlidir.
Abdal Musa, Anadolu sahası Alevi-Bektaşi inanç ve edebiyatında gerçek hayatı ve şahsiyetine dair bilgiler oldukça sınırlı olduğu için velâyetnâme, rivayet, efsane gibi anlatılar aracılığıyla dilden dile aktarılarak halk belleğinde yer edinir. Şairin ölümünden sonra hayatı, şahsiyeti ve kerametlerinin bir başkası tarafından kaleme alınması sonucu ortaya çıkan velâyetnâmeler bu konuda önemli bilgiler içermesi yönüyle ayrıca kayda değer kılmaktadır.
Abdal Musa Velâyetnâmesi, yazarı belli olmayan Bektaşi Velâyetnâmeleri içinde hacim bakımından en küçük olanıdır. Velâyetnâmenin yazarı ilk bakışta Cezbi mahlaslı bir şair gibi görünse de dil ve anlatım özellikleri, metnin 15. yüzyıla ait olduğunu ve 17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıl başında yaşamış olan Cezbi’nin söz konusu bu eserin yazarı değil, düzenleyicisi olduğu anlaşılır. Velâyetnâmede anlatılan olaylar Abdal Musa’nın yaşadığı yöre olan Teke yöresinde geçmektedir. Eserde, Abdal Musa’nın “bir şeyh ve velayet ehli oluşu, pek çok kerametler göstermesi” söz konusu edilmektedir. Velilik ve keramet bağlamında, anlatı/menkıbe/velâyetnâmede, “Dağların Taşların Yürümesi” kerameti, Abdal Musa’nın ilahi yardım alan bir zat olduğunu göstermesi bakımından önemli bir örnektir. Halkın Abdal Musa ruhuna sahip çıktığı direniş ruhuyla 20. Uluslararası ve 41. Ulusal Abdal Musa Sultan Anma Etkinlikleri, türbe ziyareti ve uğurlama töreni ile sona erdi.