Beşiktaş Konya maçını kazanırsa 11 yıl sonra ilk yarıyı lider bitirecekti, maç öncesi tribünlerin neredeyse dolu olması muhtemelen buna dairdi. Şampiyonluğu çok özledi Beşiktaş taraftarı ve uzun zaman sonra kendilerini şampiyonluğa ikna eden bir oyuncu grubu var sahada.

İKİ FARKLI ANLAYIŞ KARŞI KARŞIYA

Beşiktaş – Konyaspor maçı iki farklı oyun anlayışı olan Teknik Direktörü karşı karşıya getirdi. Aykut Hoca’nın takımları savunmanın öne çıktığı, pas yapmasını ve pres yapmasını seven takımlar. Güneş’in aklında ise oyunu sürekli öne taşımak ve organize bir şekilde hücum etmek var. Tabi Aykut Hoca’nın işi daha zor elinde sınırlı bir takım mevcut. Konyaspor kadrosunu üç büyüklerde oynamış ama istenileni verememiş tecrübeli oyuncularla kurmuş. Uğur İnceman, Serkan Kırıntılı, Ali Çamdalı, Samuel Holman ve kenardan sonradan oyuna giren Ömer Şişmanoğlu. Bu arada en golcü oyuncuları 21 yaşındaki Riad Bajic kupa maçları dahil 5 gol atabilmiş bu güne kadar. Sahaya golcüsüz çıkıyorlar desek yeridir. Aykut hoca bu takımla ligin ilk yarısını 7. Sırada kapattı. Ve bunu bir oyun planıyla başardı. Dolayısıyla skora bakıp çokta aldanmamak lazım.

BEŞİKTAŞ'IN YUMUŞAK KARNI...

Maça Konyaspor daha iyi başladı. Son haftalarda Galatasaray maçı hariç bunu sık sık görüyoruz aslında Beşiktaş için. Osmanlı, Kayseri maçları böyleydi. Bu da rakip takımlar için Beşiktaş’ı durdurmanın yolu olarak pas bağlantılarını kesmek gerektiği stratejisi üzerinden gerçekleşiyor. Dolayısıyla rakip takımlar sahaya gömülü bir savunmadan ziyade ön alanda baskı kurarak maça başlıyor. Ancak bunu 90 dakika sahaya yansıtmak ve enerjinizi doğru kullanmak ciddi bir iş. Kasımpaşa, Osmanlı ve Rize maçının belli bölümlerinde bunu gördük.

Konyaspor’da maçın ilk 30 dakikasında bunu becerebildi. Beşiktaş’ı savunmada kalmaya zorladılar. Atiba ve Oğuzhan’a yakın oynayarak topun ileri çıkmasına ve Beşiktaş’ın organize olmasına izin vermemeye çalıştılar. 15. Dakika da Bajiç'in topu direkten dönmese 1-0 öne de geçiyorlardı. Ancak 30. Dakikada Beşiktaş ezberini hatırladı. Prese presle karşılık verilince top kazanma oranı arttı, peşi sıra faullerde artı. Bu oyun süreklilik sağlamasa da Beşiktaş’ın oyuna ortak olmasını ve Konya cezasahasında daha etkili olmasını sağladı. Bu etkinlik Gomez’i ceza sahasında birkaç kez buluşturduysa da aklımızda sadece tek bir etkili pozisyon bırakacaktı.

OĞUZHAN'IN EN VERİMLİ SEZONU

Beşiktaş ikinci yarıya kaldığı yerden devam etti ve oyuncu becerileri ile öne çıkmaya başladı. Maçın 50.dakikasında Gomez’in vuramadığı top Oğuzhan’ın sakinliğine kalınca top ağlara gitti… Oğuzhan bu sezon ilk yarıyı 5 gol ve 6 asistle kapattı bu arada… Geldiğinden bu yana en verimli sezon ilk yarısı, en önemlisi ise devamlılık gösteriyor. Bir ikincisi ise çokta istemediği bir pozisyonda yapıyor bunu. Zira oynadığı pozisyonda Atiba’ya yardım etmek gibi bir yükümlülüğü var ki bu onun oyununu daha değerli kılıyor.

Golden sonra Konyaspor’un oyuna ortaklığı devam etti. Ne var ki Quaresma’nın çıkıp Olcay’ın oyuna girmesi oyunun şeklini değiştirdi. Olcay ilk kaptığı topta topu Gomez ile buluşturup skoru Beşiktaş lehine 2-0’a taşıyınca Konya için sonunda başlangıcı oldu. Olcay’ın girmesi Gökhan Töre’nin de etkinliği arttırdı ve yine bildiğimiz Beşiktaş sahadaydı. Bu arada Gökhan Töre sol kanatta oynamayı çok sevmiyor. Alışkanlığı öncelikle sağ kanat...

OLCAY'LA TAKIMIN OYUN KİMLİĞİ GERİ GELDİ

Beşiktaş ile 1-0 mağlup oynamak gerçekten güç ancak burada kritik bir nokta var rakip takım oyunu önde kabul ediyorsa ve bu takıp sahaya ne yaptığını bilen bir oyun planıyla çıkmışsa sahada Olcay’a mutlaka ihtiyaç duyuyorsunuz. Zira Hem Quaresma, hem Sosa, hem Töre’nin aynı anda sahada varlığı size oyunu yavaşlatmaktan gayri bir şey katmıyor. Bu oyuncuların ortak özelliği top kapmasını sevmemesi rakibin presine karşılık verememeleri. Olcay ise bu oyuncalara göre yetenek anlamında belki sınırlı ancak savunma ve oyunu hızlı kurma anlamında bu oyunculardan üstün, bir artısı da oyunu beraber oynamayı sevmesi. Takımın özellikle ikinci golden sonra etkinliğinin artması ve durdurulamaz bir kimliğe kavuşması bundan aslında…

QUARESMA PERFORMANSI YÜZÜNDEN KENARA ALINMADI...

Quaresma geldiği ilk sezon ki gibi değil elbet... O günden bu güne çok şey değişti aynı takımla oynamıyor dolayısıyla onunda etkinliği ve verimi arttı. Ancak Şampiyonluğa giden bir takımda oynuyorsunuz ve sürekli saha da saatli bomba gibi dolaşmamalısınız. Geldiğinden Bu yana Quaresma’ya söylenen sahada sakin olması… Yoksa Güneş oyuncu değişikliğinde ilk tercihini Gökhan Töre'den yana da kullanabilirdi... Onu oyuncu değişikliğinde öne çekmesi hırçınlığı ve sarı kartı oldu.

GÜNEŞ'İN BECERİSİ...

Beşiktaş maçı becerikli ayaklarıyla çözdü, vat ettiği oyunla da maçı kazandı. Vat ettiği oyunu ise Olcay’ın oyuna girmesi ile gerçekleştirdi. Konya maçında sahnede kilit çözücü olarak bu sefer Oğuzhan vardı geçen hafta Sosa’nın olduğu gibi… Bu sezonun en büyük şansı Güneş’in elinde bu kilit çözücülerin bolca olması Quaresma, G.Töre, M.Gomez, Kerim Frei, Olcay, Oğuzhan hatta Cenk… Güneş bu oyuncuları maçın halet-i ruhiyesine göre değişmeli olarak kullanmaya çalışıyor… Ve en önemlisi bu oyuncuları verimli bir şekilde kullanıyor ki bu tümüyle onun becerisi ayrıca bu tip oyuncular onun kafasındaki oyun planıyla örtüşüyor.

İkinci yarı bu oyunculara çok daha fazla ihtiyaç duyacak Güneş… Zira ligin son haftalarına yaklaştıkça sadece kazanmanın öne çıktığı bir yangın yeri izleyeceğiz…

41 PUAN VE 41 GOL...

Beşiktaş için Konya maçı görkemli bir kapanış oldu. Ligin ilk maçında hangi oyunu tarif ettilerse aynı oyunla da yarıyı kapattılar. 41 puan ve 41 gol ile ligin göze en hoş gelen futbolunu oynadılar… İkinci yarı çok daha zorlu geçecek ancak yapılacak transferler ve en önemlisi Veli’nin takıma yeniden katılmasıyla çok daha hazır bir Beşiktaş izleyeceğiz…