4 Kasım 2016 HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’la birlikte HDP’li vekillerin gözaltına alınıp tutuklandığı operasyonun tarihi.

Evrensel’den Şerif Karataş, 4 Kasım sürecini 7 Haziran 2015 seçimlerine doğru ve sonrasındaki gelişmeleri derledi.

Türkiye siyasetinde 7 Haziran 2015 seçimleri önemli kırılmanın yaşandığı tarih oldu. 7 Haziran sonrasında AKP tek başına hükümeti kurma çoğunluğunu kaybetti.

Bu tarihten sonra Türkiye’de zaten sorunlu olan demokrasi ve özgürlükler giderek daha sorunlu hal aldı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Haziran 2021’de partisinin grup toplantısında AKP’nin “kirli senaryoların içine çekilmeye çalışıldığını” savunarak, partililere “7 Haziran 2015 seçimlerini asla unutmayın” çağrısı yaptı.

Erdoğan’ın bu ifadesi 7 Haziran seçimlerinin ne kadar kilit bir role sahip olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Erdoğan ve AKP 7 Haziran seçim sonuçlarını tanımayarak 1 Kasım 2015’te ülkeyi yeniden seçime götürdü.

7 Haziran'dan 1 Kasım seçimlerine giden süreç katliamlarla geçti. 7 Haziran’dan iki gün önce 5 Haziran 2015’te IŞİD’in Diyarbakır’da İstasyon Meydanında HDP mitingine yönelik gerçekleştirdiği bombalı saldırıda 5 kişi yaşamını yitirdi, 400 kişi yaralandı.

7 Haziran seçimlerinde AKP aldığı yüzde 40,9 oy oranıyla meclis çoğunluğunu kaybederek, tek başına iktidar olmayı kaybetti.

AKP, 258 milletvekili çıkartırken, CHP yüzde 25'i ile 132, MHP yüzde 16,3 ile 80 milletvekili kazanırken, HDP yüzde 10 barajını açtı. HDP yüzde 13,1 oy oranıyla 80 milletvekili çıkardı. Meclis aritmetiği koalisyon hükümetini zorunlu kıldı.

AKP’nin ilk koalisyon teklifini götürdüğü MHP koalisyon kapısını kapattı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hükümeti kurma görevini verdiği dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, CHP'yle koalisyon görüşmelerini başlattı.

Ancak CHP'yle 26 Ağustos'a süren “istikşafi” görüşmelerden sonuç alınamayınca, 1 Kasım için erken seçim kararı alındı ve HDP'li iki bakanında da (AB Bakanı Müslüm Doğan ve Kalkınma Bakanı Ali Haydar Konca) içinde yer aldığı seçim hükümeti kuruldu, MHP hükümete bakan vermedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ BİTTİ

7 Haziran seçimleri sonrasındaki en önemli gelişmelerden biri olan “çözüm süreci” de 1 Kasım seçimlerine giderken bitirildi. 28 Şubat 2015’te hükümet yetkilileri ile HDP'liler arasında Dolmabahçe Sarayı'nda "çözüm süreci" toplantıları gerçekleştirildi.

Erdoğan, 20 Ocak 2016’da daha önce “buzdolabına kaldırdığını” açıkladığı çözüm süreci hakkında ne PKK ne de HDP ve diğer yapıların asla muhatap alınmayacağını söyleyerek, “O iş bitmiştir” dedi.

Bu süreçle birlikte Türkiye, “canlı bombalar”ın intihar saldırılarına sahne oldu. İlk saldırı 20 Temmuz'da, Urfa'nın Suruç ilçesinde yaşandı. Kobani’ye yardım göndermek için toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyelerinin basın açıklaması yaptığı sırada IŞİD’in yaptığı canlı bomba intihar saldırısında 33 kişi yaşamını yitirdi. Suruç’tan sonra 22 Temmuz'da ise Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis evlerinde başından vurularak öldürüldü.

Ceylanpınar saldırısını önce sahiplenen sonra reddeden PKK, çözüm sürecinde aldığı "ateşkes" kararını sona erdirdi. PKK saldırıları sürerken bölgeden arka arkaya "özyönetim ilanına" ilişkin açıklamalar geldi.

KCK; Şırnak Halk Meclisi'nin kararının ardından, Silopi, Cizre ve Nusaybin'de de "özyönetim" ilan edildiğini duyurdu ve bunu diğer bazı il ve ilçeler izledi. Yaşanan gelişmelerinden ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Ağustos 2015’te HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) hedef alan açıklamalarda bulundu:

“Bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti'nin dışında bir devlet asla kabul edilemez. Bu açıklamayı kimler yapıyorsa ağır bir bedel öderler. Hem yasal bir bedel öderler hem diğer tür bir bedel öderler.” Erdoğan’ın hedef açıklamasının ardından Bölgede HDP ve DBP yöneticilerine dönük gözaltı furyası başlatıldı.

ÜST ÜSTE GELEN KATLİAMLAR

Tarih yaprakları 10 Ekim’i gösterdiğinde ise Cumhuriyet tarihinin en kanlı katliamlarından biri yaşandı.

10 Ekim'de Ankara’da Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Barış mitingi yaptı. Emekten ve demokrasiden yana siyasi parti ve güçlerin de desteklediği mitinge yönelik IŞİD, iki canlı bomba eylemi yaptı. Saldırılarda 103 kişi hayatını kaybetti.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu saldırı hakkında ‘IŞİD ve PKK işbirliği’ yorumunu yaptı, "kokteyl terör" ifadesini kullandı.

Saldırılar ve katliamların gölgesinde 1 Kasım seçimlerine gidilirken, AKP, yüzde 49,5 oy alarak 317 milletvekilini parlamentoya gönderdi, yeniden tek başına iktidar olacak çoğunluğa ulaştı. HDP ise yüzde 10,7 oy alarak seçim barajını aştı. AKP'yi en yüksek oyla 1 Kasım’da iktidara taşıyan Ahmet Davutoğlu, teşkilatları atama yetkisinin elinden alınması üzerine 5 Mayıs 2016'da istifa etti. 22 Mayıs 2016 tarihinde yapılan AKP'nin 2. Olağanüstü Büyük Kongresinde Genel Başkan seçilen Binali Yıldırım Başbakan oldu.

OHAL KOŞULLARINDA BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİŞ

Daha sonra ise hükümetin Fethullah Gülen yapılanmasını sorumlu tuttuğu 15 Temmuz 2016 darbe girişimi yaşandı.

TBMM'nin de aralarında bulunduğu birçok kurum askeri jetlerle bombalandı, 251 kişi yaşamını yitirdi. 21 Temmuz'da ilan edilen ve yedi defa üçer aylığına uzatılan olağanüstü hal (OHAL) iki yılın ardından uzatılmayınca 17 Temmuz 2018 gecesi itibariyle sona erdi.

Bu iki yıl içerisinde ülke cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yöneltildi. 7 kez uzatılan OHAL'den geriye grev yasakları, sansür, baskı, işkence, kapatma, cezasızlık yasaları ve hak ihlalleri kaldı. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana yasakladığı 15 grevinin 7’si OHAL döneminde gerçekleşti.

OHAL döneminde referandum, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri bir arada yapıldı. Darbe girişimiyle birlikte bir kez daha “başkanlık sistemi” tartışması gündeme geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 11 Ekim 2016'da partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP lehine propaganda yaparak anayasayı çiğnediğini, “fiili devlet başkanı" gibi davrandığını söyledi. Bahçeli, fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesi için anayasal değişiklik istedi. AKP bu öneriyi olumlu buldu. İki parti başkanlık sistemine geçiş içeren Anayasa değişikliği önerisini Aralık 2016’da Meclise sunarken, sistemin adı “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak belirlendi. Mecliste yapılan oylamada Anayasa değişikliği referandum aralığında oy aldı. Referandum tarihi 16 Nisan 2017 olarak açıklandı.

Referanduma giden süreçte sadece darbe girişimine karışanlar veya Gülen Cemaatine bağlı olanlar değil, iktidarın politikalarını eleştiren ve tepki gösteren aralarında gazeteciler, akademisyenler ve siyasetçiler gibi toplumun farklı kesimlerinden isimlere yönelik suçlamalar yapıldı. CHP’nin desteğiyle iktidar 5 Mayıs 2016’da milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırdı. Ardından HDP’nin “4 Kasım darbesi” olarak nitelendirdiği süreç yaşandı.

4 Kasım 2016'da düzenlenen operasyonla HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da olduğu 12 milletvekili gözaltına alındı, sonrasında 9'u tutuklandı. Tutuklu HDP’li vekil sayısı 15’e çıkarken, CHP’li Enis Berberoğlu da devamındaki süreçte tutuklandı. DBP’li belediyelere 11 Eylül 2016’dan itibaren kayyum atanmaları yaşandı. Ocak 2018'deki İçişleri Bakanlığı verilerine göre DBP’li 102 belediyeden 94'üne kayyum atandı.

KARARNAMELERLE ÜLKE YÖNETİLİYOR

OHAL ilanının ardından 174 medya ve yayın kuruluşu kapatılırken; ifade ve düşünce özgürlüğünün önünde engellerin olduğu koşullarda gidilen 16 Nisan 2017'de yapılan referandumda, başkanlık sistemine geçiş içeren 18 maddelik anayasa değişikliği kabul edildi. AKP ve MHP değişiklik hakkında “Türkiye her alanda uçacak” propagandası yaptı. 15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın lütfu” olarak gören Erdoğan, “tek adam tek parti rejimi”ne geçişin bir imkanı olarak değerlendirdi.

OHAL baskısı altında ve eşitsiz koşullarda gidilen halk oylamasına şaibeler damga vurdu. YSK mühürsüz oyları geçerli saydığı referandumda anayasa değişikliğine yüzde 51,4 ‘evet’, yüzde 48,6 ‘hayır’ çıktı. İstanbul, Ankara, İzmir dahil birçok büyükşehir başkanlığa ‘hayır’ dedi. Bahçeli'nin çağrısı üzerine 24 Haziran 2018'de genel seçimlerle birlikte yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan, yeni sisteme göre seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu.

ÇOK SAYIDA HDP’Lİ HÂLÂ CEZAEVİNDE

Bu tarihten itibaren HDP’ye dönük baskılar da artarak sürdü. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde kazandığı 65 belediyenin 6'sında da seçilenlere mazbata verilmedi. Bugüne kadar 48 belediyeye ise kayyum atandı. Belediye eş başkanları cezaevine konuldu. Eski eş başkanlar ve milletvekilleri başta olmak üzere binlerce HDP’li halen cezaevinde bulunuyor. Ayrıca son dönemde HDP’ye kapatma davası da açıldı. Gerek iktidar gerek de medya da hemen hemen her gün HDP'yi hedef göstermeye devam ediyor.