17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu kapsamında suçlanan 4 eski bakan hakkında soruşturma komisyonu kurulmasına ilişkin önergelerin dünkü görüşmeleri TBMM’de tartışmalı geçti. Eski bakanlar Meclis'te haklarındaki iddialara yanıt verdi. Muhalefetin önergeleri reddedildi, tek soruşturma komisyonu kurulacak.

3 bakan kürsüden kendini savundu. Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 17 Aralık süreci sonrası dün ilk kez Meclis’te kürsüye çıktı. “Saati anlat”, “Saatin kaç, saatin nerede” diye laf atılan Çağlayan, süre tartışmalarından sonra şu konuşmayı yaptı:

İtibarsızlaştırma kampanyasıyla karşı karşıyayım. Her türlü yalan, iftira, hukuksuz dinlemeler montajlar karşımıza çıkarıldı. Makamımı, hatta özel kalemimi işadamlarına tahsis ettiğim iddiasını aynen kabul ediyorum, kendimi de çalışma arkadaşlarımı da bu ülkede çivi çakan, taş üstüne taş koyan işadamlarına amade ettim, etmeye de devam edeceğim. Bu suç ise 20 yıldır işlediğimi kabul ediyorum. Zor olan benim ve oğlumun bu işin içine çekilmesidir. Büyük bir yalanla karşı karşıyayız. Bu saat tarafımca alınmış bedeli tarafımca ödenmiş ve mal beyanıma da girmiştir.

Bir diğer istismar konusu Reza Zarrab’ın uçağı ile umreye gittiğim iddiası. Defalarca haca ve umre ziyaretleri yaptım. O ziyareti de bir acenta üzerinden gerçekleştirdim, bedeli de tarafımca ödenmiştir, belgesini gösteriyorum. İstanbul Atatürk Havalimanı’na Gana’dan gelen uçaktaki 1.5 ton altınla ilgili soruşturmaları engellediğim iddiası. Bütün işlemler gümrük ve ticaret müfettişlerince yapılmıştır, kaçakçılık yasası kapsamına girmediği için gümrük yasası uyarınca idari para cezası uygulanmış, sonra bu karar mahkemeye yapılan itirazla kalkmıştır. Ortada bir vergi kaybı yoktur. Zarrab’a İran’da yaptığı ihracatıyla ilgili kolaylık sağladığım iddiası. Halkbank, hem kamu bankası olması hem de 1980’den beri İran’da temsiliciliği olduğu için devrede. Bu olay tamamen uluslararası mevzuata da uyundur.”

'KARALAMA KAMPANYASINA MARUZ BIRAKILDIM'

Eski AB Bakanı Egemen Bağış: Gözü dönmüş bir örgütün sistematik karalama kampanyasına maruz bırakıldım. Organize bir algı operasyonuna, itibar cellatlığına girişildi. Artık susmayacağız, yutkunmayacağız. Dün bize irticacı yaftasını yapıştırmaya kalkanlar bu sefer siyasi bir montaj ses kaydı üzerinden bizim imanımızı sorgulamaya ve sorgulatmaya kalktılar. Rıza Sarraf’ı 5 yıldır tanırım. Kendisini 15 yıldır tanıdığım çok değerli sanatçı Ebru Gündeş vasıtasıyla tanıdım.

Üç kez toplamda 1.5 milyon dolar rüşvet almak iddiası külliyen yalandır, iftiradır. Siyasi hayatımda birçok insanın vize başvurularında insani çerçevede yardımcı oldum. Sarraf’ın babasından da vize yardım talebi aldım, ama başvurmadılar bile. Alınmamış bir vize için yardımcı olduğum iddiasıyla 500 bin dolar aldığımı iddia ettiler. Otel projesine aracılık yaptığım ve bir 500 bin daha aldığım iddia edildi. Bir etkinlikte karşılaştığımızda bir yakınımızdan otel yapmak için bina aldığını söyledi, ben her ikisine de ‘Hayırlı olsun’ dedim. Dahlim olmadı.

'SORUŞTURMADA USULSÜZLÜK VAR'

Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler: Bu soruşturma başından operasyon aşamasına kadar bir sürü usulsüzlük var. Yasalara aykırılık içermektedir, hukuki değil siyasidir, itibarsızlaştırmaya yöneliktir. İstanbul Başsavcısıyla cep telefonumdan yapılan konuşma bile sızdırılmıştır. Kim bir bakanla başsavcının telefonunu hangi yetkiyle dinleyip sızdırabilir, hazin bir olaydır. Bir bakan şüpheli adledilemez, savcı bir bakan hakkında soruşturma yapmaya yetkili değildir. İddiaların da kanuni unsurları yoktur.

Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, savunma hakkını kullanmayacağını beyan ederek kürsüde konuşmadı.

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK

Komisyonda 15 üye olacak. Üyeler, partilerin temsil oranına göre kurayla belirlenecek. Önergeyi veren veya daha önce bu konuda görüşünü açıklamış milletvekilleri üye olamıyor. Komisyon, kamusal ve özel kuruluşlardan bilgi, belge isteme, gerekli gördüklerine el koyma hakkında sahip. Komisyonun, bakanları da dinleme yetkisi var. Savcılardan, tanık ve bilirkişileri gözaltına aldırarak zorla ifadeye getirtmeleri istenebiliyor. 2+2 aylık çalışma süresi var. Yüce Divan kararı çıkması durumunda Genel Kurul’da en az 276 vekilin oyu gerekiyor.