Soma’da geçen yıl 301 madencinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan işçi katliamıyla ilgili 8’i tutuklu 45 sanıklı dava yarın başlıyor. İlk duruşma öncesinde, yargılamanın adil olmayacağı endişeleri hâkim.

Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te yaşanan madenci katliamı sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı yasa boğmuştu. Facianın ardından Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye ait Eynez Maden Ocağı’nda yapılan soruşturmalarda işletme yetkililerinin ve devletin ‘doğrudan sorumlu’ olduğunu gösteren deliller bulunmuştu. Faciayla ilgili dava, Akhisar Belediyesi’nden kiralanan Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi’nde görülecek. Binden fazla polisle güvenlik önleminin alınacağı dava için bir Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı da (TOMA) devreye sokuldu. 13 Nisan'da başlacak duruşmanın en az 10 gün sürmesi bekleniyor.

Facianın üzerinden tam bir yıl geçmesine iki ay kala kabul edilen iddianamede tutuklu 8 kişi için ‘olası kastla öldürme’ suçundan 301 kez 20 yıldan-25 yıla, ‘neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçundan 162 kez 2 yıldan-6yıla kadar hapis istendi. Tutuksuz 37 sanık için de, ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olma’ suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar değişen hapis cezaları öngörüldü. Ancak bu sanıklardan 25’nin cezalarının kusur durumundan dolayı üçte bir oranında artırılması istendi.

Sanıklardan tutuklu olanlar; Soma Kömür İşletmeleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ve diğer işletme yetkilileri ifadelerini halen tutuklu bulundukları Aliağa Şakran Cezaevi’nde verecek. Diğer 37 sanığa, Akhisar’daki davanın duruşmasına katılmaları için davetiye çıkarıldı.

“1.SANIK ERDOĞAN OLMALI’’  

Tutuklu sanıkların duruşmaya getirilemeyecek olmasına toplumun her kesiminden büyük tepki var. Faciayla ilgili gelişmeleri başından beri takip eden CHP’li Özgür Özel, Deutsche Welle’ye değerlendirmelerde bulunurken “Tutuklu sanıkların getirilmemesi için gerekli şartlar oluşmuş değil. Adil yargılama olması mümkün değil. Birinci dereceden sorumlular yargılanmıyor. Ve o sorumlular da sırasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik’tir” diyor.

Yargılama sırasında sanıklarla savcının, hâkimin, avukatların göz temasının kurulmasının şart olduğunu söyleyen Özel, hükümetin Soma davasını ‘unutturma’ gayreti içinde olduğunu öbelirtiyor ve şöyle diyor:

“Yarım bir yargılama olacağından tam olarak adil yargılamanın sağlanacağını söyleyemeyiz. Soma’da şirket yetkilileri adalete hesap vermeye çalışacaklar ancak Soma’da işlenen cinayette şirket yetkililerinin sadece taşeron olduğunu toplum unutmayacak. Esas sorumlular; madenleri özel şirketlere verenlerdir. Hükümet yetkilileri de bunu biliyor. AKP’nin davayı unutturma çabasına karşı biz de unutturmama kampanyası yürüteceğiz.”

“ÖFKEMİZ SOKAKTA, YÜREĞİMİZ SOMA’DA”

Akhisar’daki Soma duruşmasını çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve halk birlikte izleyecek. TMMOB, KESK, DİSK ve TTB Soma duruşması ve sonrası için ortak eylem planı da hazırladı. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı duruşmaya yaklaşımlarını ve sonrası için planlarını anlatırken “5 madenci arkadaşımızı Soma’da yitirdiğimizi hatırlatmak istiyoruz. 301 kişi Soma’da öldürüldü. Ve bu davanın adil yargılama değil bir tiyatro olduğunu düşünüyoruz” diyor. Soğancı, Soma’da yaşananları ve adil bir yargılama olmadığına dönük düşüncelerini dile getirmek için 13 Mayıs’ta tüm Türkiye’yi sokağa çağıracaklarını, 16 Mayıs’ta da Soma’da büyük bir miting yapacaklarını dile getiriyor. Soğancı, “Öfkemiz sokakta, yüreğimiz Soma’da” adı verilecek miting düşüncesinin nasıl geliştiğini de şöyle anlatıyor:

“Başından beri takip ediyoruz. Soma’dan sonra hükümetin önlem diye açıkladığı her şey geçici ve uçucuydu. Türkiye’de her an yeni bir facia olabilir ve yüzlerce insan hayatını kaybedebilir. Hükümet buna bile bile göz yumarken, yargılananlar hep mühendisler oluyor. Soma ortaya koydu ki, Türkiye’de maden facialarının arkasında bir sistem sorunu var. Bu sistem de; sadece siyasal iktidarı günü birlik politika üretmeye, hiçbir sorununun kökenine bakmamayı alışkanlığa çeviren bir sistem. Türkiye’de işsizlik artarken; siyasa iktidarı, özel şirketleri her türlü yasadışı eyleme iten ve bu eylemleri meşrulaştıran bir düzen oluşturulduğunu hep birlikte gördük. Madenlerde kamusal denetim şart dedik ama kimseye dinletemedik. Bundan böyle mücadelemiz sokaklarda daha etkin olacak.”

DİSK Dev Maden Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün de, sivil toplum örgütlerinin “Soma davasının takipçisi olma” konusunda ortak karar aldıklarını söylüyor ve “Tutuklu bulunan sanıkların mahkemeye çağrılmamasına tepkimiz büyük olacak. Bu durum yasal da değil. Mahkemeye getirilmemeleri davayı geciktirecek. Demek ki sanal bir mahkeme kuruluyor. Hükümetin bu yolla ne yapmak istediğini her şekilde halka anlatacağız” diyor. (DW Türkçe)