Esenyurt’ta hırsızlık şüphesiyle gözaltına aldığı lise öğrencisi Ömer Barış Topkara’yı elleri kelepçeliyken başından tabancayla vuran polis memuruna bir dava daha açıldı.

Geçen yılın şubat ayında Ayazağa Spor Kulübü’nün kalecisi 16 yaşındaki lise 2’nci sınıf öğrencisi Ömer Barış Topkara’yı Esenyurt’taki AVM’de arkadaşıyla birlikte hırsızlık şüphesiyle gözaltına alan polisler, iki genci birbirine kelepçeleyip hastaneye götürmüştü.

Hastane çıkışı kaçmaya çalışan gençler polisin havaya ateş açması sonucu durunca, yanlarına gelen sekiz aylık polis memuru 21 yaşındaki H.D.S. elindeki tabancayla Topkara’nın kafasına sertçe vurmuştu. Bu sırada polisin elinin tetikte olduğu tabanca ateş almış, başından vurulan Topkara hayatını kaybetmişti. Müebbet istemiyle yargılanan polis, daha sonra tutuklanmıştı.

Polise üç kez indirim yapılarak ikinci yargılamada 15 yıl hapis cezası verilmişti.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili yeni bir iddianame hazırladı.

İddianameye göre olay şöyle oldu: H.D.S. ve 49 yaşındaki polis S.T., hırsızlık ihbarı üzerine olay yerine gitti. S.T. Topkara’nın bacağına tekme attı. Ayıca S.T.’nin Topkara ve arkadaşı E.S.’ye “Üstünüzdeki kıyafet ne biçim kıyafet eşcinsel misiniz?” dediği de öne sürüldü.

İddianamede, Yakalama Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’ne göre çocuklara kelepçe takılamayacağı açıkça belirtilmiş olmasına rağmen mağdur çocukların birbirlerine kelepçelendiği de kaydedildi.

Mağdurların daha sonra polis merkezine götürülürken kaçmış olmalarının şüphelilerin bahse konu amir hükme aykırı hareket etmiş oldukları gerçeğini değiştirmeyeceği vurgulanan iddianamede, şüphelilerin ‘görevi kötüye kullanma’ suçunu iştirak halinde işledikleri, her ne kadar şüpheliler mağdurların yaşlarını büyük olduğunu değerlendirdiklerini belirtmişseler de mağdurların yaşlarını beyan etmiş olmaları karşısında şüphelilerin bu savunmalarına itibar edilmediği kaydedildi.

8 YIL HAPİS İSTEMİ

Polis memuru H.D.S.’nin, mağdurların Suça Sürüklenen Çocuk (SSÇ) sıfatıyla yakalanmalarının ardından AVM çıkışına doğru giderken silahını kılıfından çıkarıp mağdurlara doğrultup sallayarak “Kaçmayı denemeyin, kaçarsanız ne olacağını biliyorsunuz!” şeklinde sözler sarf ederek ‘tehdit’ suçunu zincirleme şekilde işlediği öne sürüldü.

İddianamede, H.D.S. hakkında ‘silahla tehdit’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından üç yıldan sekiz yıla kadar, S.T. hakkında ise ‘basit yaralama’, ‘hakaret’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından iki yıldan sekiz yıl hapis talep edildi.

Büyükçekmece 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ifade veren polis memuru H.D.S., olay yerine intikal ettiklerinde iki şüphelinin mağazanın deposunda tutulduğunu anlatttı.

H.D.S., sözlerini şöyle sürdürdü: “Görevimiz gereği yapmamız gereken işlemleri yaptık. Şahıslardan kimliklerini istedik. Ancak üzerlerinde kimlikleri yoktu. TC kimlik numaralarını sorduk. Ancak söyleyemediler. Bu nedenle de sistemimizden sanıkların kimliğini sorgulayamadık. Ancak görüntü itibariyle 18 yaşından büyük göründüklerinden şahısların kaçmaması için birbirlerine kelepçeledik. Çocuklara kelepçe takılmayacağını zaten biliyordum. Ancak şahıslar büyük göründükleri için kelepçe takmakta bir mahsur görmedim. Kelepçeyi ben taktım ancak amirimin emriyle taktım. Daha sonra şahıslara kaçmamaları gerektiği yolunda uyarıda bulundum. Onları tehdit etmek, hakaret etmek ya da onları yaralamak gibi bir eylemim olmadı. Zaten AVM’den çıktıktan sonra, doktor muayenesinden sonra ağır cezada yargılandığım olaylar meydana geldi. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatime karar verilsin.”

H.D.S. olay yerine intikal ettiğinde şahısların üzerindeki kıyafetten dolayı onlara herhangi bir şey söylemediğini, amirinin de kıyafetleriyle ilgili bir şey söylediğini ancak duymadığını söyledi.

Topkara ve arkadaşına kelepçe taktıktan sonra tokat atmadığını, amirinin de tekme attığını görmediğini kaydeden H.D.S., Topkara ve arkadaşına AVM çıkışında kaçmamaları gerektiği yolunda uyarıda bulunduğunu belirtti.

TEKME ATMADIM

Sanık polis S.T. ise savunmasında şunları kaydetti: “Öncelikle şahıslara hırsızlık yapıp yapmadıklarını sorduk. Yapmadıklarını söylediler. Oraya gittiğimizde zaten agresif hareketler sergiliyorlardı. ‘Suçu biz işlemedik, hırsızlık yapmadık’ diyorlardı. Sabıkaları olup olmadığını sordum. Ancak öncesinde üzerlerinde kimlik olup olmadığını sordum. Kimlikleri olmadığını anlayınca TC kimlik numaralarını sorduk. Bilmedikleri için sistemde sorgulamalarını yapamadık. Görüntü itibariyle 18 yaşından büyük görünüyorlardı. Bunun üzerine ikisini birbirlerine kelepçeledik. Bu esnada çocukların üzerindeki kıyafetten ve hallerinden bahsederek onlara böyle bir şey sorup hakaret edecek olsam etrafta bir sürü insan varken yapacak kadar tecrübesiz bir insan değilim. Biz şahıslar ile yaklaşık doktor muayenesi aşamasına kadar iki saat kadar birlikte kaldık. Ekip arabasında uzun süre yalnız kaldık, böyle bir şey söyleyecek olsam kimsenin olmadığı ortamda söylerim. Müştekilere hakaret içeren herhangi bir şey söylemedim. Çocuklara tekme atmak ya da tokat atmak gibi bir eylemim olmadı. H.D.S.’nin de olmadı.”

Ömer Barış Topkara’nın babası Seyfettin Topkara duruşmada sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Öte yandan olay günü Ömer Barış Topkara’nın yanında bulunan arkadaşı mağdur E.S. de olay günü yaşananları anlatarak şikayetçi olduğunu söyledi.

Tanıkların dinlenmesi için duruşma ertelendi.