Diyarbakır’da 14 yaşındaki zihinsel engelli kız çocuğuna cinsel saldırıdan 43 yıla kadar hapisle yargılanan 22 sanıktan hiçbiri tutuklu değil. Onlarca şüpheli hakkında soruşturma sürüyor.

Kulp ilçesinde 2015’te bir cinsel istismar soruşturmasında ifadesi alınan zihinsel engelli F.B., 2014 ve 2015 yıllarında 92 kişinin defalarca cinsel istismarına maruz kaldığını söyleyip, bu kişilerin isimlerini savcılığa bildirdi. Kızın ifadesi üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Diyarbakır Çocuk İzlem Merkezi’nde yeniden ifadesi alınan F.B., bir şüphelinin yaklaşık 200 kez, bir şüphelinin ise ölüm tehdidiyle 100 kez kendisine cinsel istismarda bulunduğunu belirtti.

Mağdurun ifadelerinde 92 isim tespit eden güvenlik güçleri, beyanlara göre F.B.’nin iki yıl içerisinde en az 653 kez istismara uğradığını belirledi. Verdiği isimlerin bazılarının kardeş olduğunu söyleyen mağdur, istismarda bulunanlar arasında kuzenleri ve akrabalarının da olduğunu ifade etti. İfadelerde ismi geçen kişilerin, taksici, okul temizlik görevlisi, kuyumcu, belediye görevlisi, lokantacı, kamu görevlisi, itfaiyeci, kıraathaneci, kasap, elektrikçi, aşçı, kuaför ve kırtasiyeci oldukları belirlendi.

RAPORLA KANITLANDI

Mağdurun ismini verdiği şüphelilerin açık kimliklerini tespit etmek için harekete geçen savcılık, F.B.’nin cep telefonu kayıtlarını inceledi. İncelemede, mağdurun isimlerini verdiği 92 kişiden 10’unun 2016 yılında, 12’sinin ise 2017 yılında kimlikleri tespit edildi. Kimliği tespit edilen 22 şüpheli, 2016 ve 2017 yıllarında tutuklandı. Tutuklanan şüpheliler ifadelerinde mağdura zorla veya rızası ile cinsel istismarda bulunmadıklarını söyledi.

İfade sırasında mağdurun yanında olan psikologun hazırladığı raporda, F.B.’nin yaşından daha düşük zekâ yaşına sahip, saf ve çocuksu biri olduğu ve cinsel istismara uğramış olabileceği belirtildi. İç beden muayenesinde ise mağdurun hem fiili livataya maruz kaldığı hem kızlık zarının yırtıldığı belirlendi. Başka bir raporda ise yüzde 50 engel durumu olan mağdurun, cinsel istismarın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmediği belirtildi.

Soruşturma sonucunda, mağduru telefonla aradıkları tespit edilen 10 kişi hakkında 25 Ekim 2016, 11 kişi hakkında 26 Nisan 2017 ve 1 kişi hakkında ise 22 Eylül 2017 tarihinde, ‘Çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘Cinsel amaçla kişiyi alıkoyma’ suçlarından dokuzar yıldan 43’er yıla kadar değişen oranlarda hapis istemiyle üç ayrı iddianame hazırlandı.

Mağdurun babasının 13 Haziran 2014 tarihinde öldüğü, bu nedenle istediği zaman evden çıkmaya başladığı belirtilen iddianamede, bunu fırsat bilen şüphelilerin istismarda bulundukları kaydedildi. Bazı şüphelilerin engelli çocuğa 'rızasıyla' cinsel istismarda bulunduğu belirtilen iddianamede, 14 yaşındaki mağdurun rızasının geçerli olmadığı ifade edildi.

İŞKENCE VAR

İlk iddianamenin kabulünün ardından 10 tutuklu sanığın yargılanmasına 17 Ocak 2017 tarihinde Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. 11 sanık hakkındaki 2’nci iddianame de daha sonra aynı dava ile birleştirildi. 21 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İnsan Hakları Derneği, Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi ile Kadın Hakları Merkezi de katıldı. Savunması alınan sanıklar, mağdura cinsel istismarda bulunmadıklarını belirterek suçlamaları reddetti.

Yargılama sırasında ifadesi alınan F.B., zorla, tehdit ve şantaj ile istismara uğradığını belirterek “Durumumu kimse bilmiyordu. Dedeme söylemek ve bıçakla öldürmekle tehdit ettiler. Tehditlerden dolayı sesimi çıkaramadım. iki sanık ilişki sonrasında bana eziyet ediyor, eve gitmemem için dövüyorlardı. Üzerimde sigara söndürdüler” dedi.

AİLE BASKI ALTINDA

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay ise mağdur ailesine ifade değiştirmeleri için baskı yapıldığını belirterek, F.B.’nin annesinin de baskı altında olduğunu söyledi. F.B.’nin gittiği rehabilitasyon merkezinde çalışan A.C., mağdurun sürekli uzun kollu giydiğini, sağ kolunun omzuna kadar darp izi dolu olduğunu, sağ elinin üstünde çizikler olduğunu, bir kez boynunda morluk ve tırnak izi gördüğünü söyledi. Mağdurun annesi ise kimsenin kendisini tehdit etmediğini belirterek şikâyetçi olmadığını ifade etti.

Mahkeme, 28 Mart 2017’deki duruşmada 11 sanığın, 21 Eylül 2017 günkü duruşmada ise diğer 10 sanığın serbest bırakılmasına karar verdi. Sanıkların serbest bırakılmasına itiraz eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay, toplanmamış deliller olduğunu belirterek, “Mağdur baskı nedeniyle sürekli ifade değiştiriyor. Bunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Sanıklar tutuklu yargılansın” dedi.

Yargılama sırasında şikâyetten vazgeçtiğine dair dilekçe gönderen mağdurun, 25 Eylül 2017 günü yeniden ifadesi alındı. İlk ifadelerinin doğru olduğunu söyleyen mağdur, “Sanıkların ailesi tehdit ettikleri için şikâyetten vazgeçtim. Anlattığım tüm olaylar doğrudur. Sanıklar tarafından çok kez tecavüze uğradım. Baskı altında şikâyetçi olmadığıma dair dilekçe gönderdim. Tüm sanıklardan şikâyetçiyim. Üzerimizde yoğun baskı var. Annemi dövüp para teklif ettiler. Baskı ve dayak yüzünden şikâyetten vazgeçtik” diye konuştu.

F.B.’nin cinsel istismara uğramasına ilişkin sanık N.Y.’nin tutuklu yargılamasına da 22 Kasım 2017 tarihinde 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Savcılık talebiyle kapalı yargılama yapan mahkeme, sanık N.Y.’nin tahliyesine karar verdi. N.Y.’nin de tahliye edilmesi üzerine iki mahkemedeki davalarda tutuklu sanık kalmadı. İki mahkemede yapılan duruşmalar ertelendi.