Adıyaman'ın Kahta İlçesi'nden çıktığı için 'Kahtalı Mıçe' olarak bilinen Mustafa Aslan, Unkapanı piyasasına adım atmasının 30'uncu yılında 30'uncu albümü 'Yıllar Sensiz Geçiyor'u çıkardı.

Kahtalı Mıçe, 1953 yılında Adıyaman'ın Kahta İlçesi'nde yoksul bir ailede dünyaya geldi. Yıllar sonra bir dönem hayranı olduğu Nuri Sesigüzel, Yılmaz Güney gibi gerçek adını unutan ünlüler kervanına katılacak Mıçe'ye, ailesi Mustafa adını verdi. Kahta'da küçük Mustafa Aslan'a herkes adını kısaltarak 'Mıçe' diye seslenmeye başladı.

Çalışmaktan zaman bulamadığı için ilkokulu ancak 9 yılda bitiren Kahtalı Mıçe, meslek sahibi olmak için lise okuma sevdasından da vazgeçmedi. O yıllarda Adıyaman ilçelerinde lise olmadığı için Adıyaman'a gelen Mıçe'nin, yıllar sonra müzik dünyasında parlayacak ismi bu yıllarda ortaya çıktı. Arkadaşları ona 'Kahtalı' diye seslenmeye başladı. Sonrasında Adıyaman'da çıkardığı ilk albümde 'Adını ne yazacağız?' diye soran arkadaşına o yılları hatırlayarak 'Kahtalı Mıçe' olsun dedi.

Ancak yöresel olan bu kısaltmanın söylenişinin zor olması 'Mıçı' şeklinde telaffuza neden oldu. İstanbul piyasasına yeni adım attığı günlerde kendisine 'Mıçı' denmesine ses etmeyen Mustafa Aslan, 10 yıl kadar önce çıkardığı bir albümde bunu düzelttiğini söyledi. Kahtalı, "Benim ismim ne Kahtalı Mıçı ne de Miçe'dir. Benim ismim Kahtalı Mıçe'dir" diyerek, ismi konusunda yaşanan tartışmalara son noktayı koydu.

'TÜRKÜ SÖYLEDİĞİM İÇİN ÇOK DAYAK YEDİM'

Kahtalı Mıçe, türkü söyleme sevdasının küçük yaşlarda başına çok işler açtığı söyledi, "Adıyaman, Kahta küçük bir yer. Herkes akraba. 'Bize yakışır mı günahtır' diye çok dayak yedik" dedi. Ama o dayaklar Mıçe'yi yıldırmadı ve türkü söylemek için baba ocağı Kahta'yı terk etti. Adana'ya, oradan Ankara'ya gitti. Bir süre sonra Adıyaman'a döndü. Düğünlerde, devletin kurduğu mensucat fabrikası etkinliklerinde sahneye çıkmaya başlayan Mıçe, bu arada liseyi de bitirdi. Askerlik dönüşü memurluğa başladı. Ama bir yandan da bir arkadaşının stüdyosunda amatör olarak kayıtlar yapmaya, sahneye çıkmaya devam etti.

Adıyaman'da beklediğini bulamayan ve kendi ifadesiyle 'körleşmeye' başladığını hisseden Kahtalı Mıçe, 1989 yılında Gaziantep'e taşındı. O yıllarda daha çok gazino kültürünün hakim olduğu pavyonlarda sahne aldı. O dönemin pavyonlarını "Pavyonlar bir sanatçının okuludur. Her konuda. İnsan tanımada, sahne hayatında, sanatsal olarak her konuda bir okuldur" diye anlatan Kahtalı Mıçe'nın Adıyaman'da yaptığı kasetleri İstanbul' Unkapanı Plakçılar Çarşı'nda yapımcılara dinleten bir arkadaşından nihayet beklediği haber geldi.

İLK ALBÜM 'GURBET KUŞU'

Adana, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa bölgesinde en ünlü türkücüsü için artık İstanbul yolu açıldı. Yeniden yola düşen Kahtalı Mıçe, İstanbul'da 1986'da 'Gurbet Kuşu' adlı ilk albümünü yaptı. Kahtalı Mıçe, İstanbul'daki ilk albümünün 1.5 milyon sattığını ancak hiçbir zaman bu rekor satıştan kazanması gereken paraları kazanamadığını söyledi.
 
Kahtalı Mıçe sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'daki gurbetçilerin de kendisini artık tanıdığını belirtirken, gelen film ve dizi tekliflerini de geri çevirmedi. Yunus Bülbül'le Almanya'da iki film yaptı, Dilberay'la birlikte komedi türü bir filmde rol aldı, farlı dizilerde oynadı. Ancak Sırrı Süreyya Önder'in 2006 yapımı 'Beynelminel' filmindeki bir sahnesi zihinlere kazındı. O sahnede, 'rol icabı' Özgü Namal'ın ağlaması gerekirken bir anda gülmeye başladığını ve buna da müzisyenlerin tepki vermesi gerektiğini anlatan Kahtalı Mıçe, doğaçlama olarak "Tam makam canım" dediğini söyledi. Doğaçlamanın Yönetmen Önder'in de çok hoşuna gittiğini söyleyen Mıçe, öylelikle o sözün filmde kaldığını belirtti.

12 Eylül askeri darbesi yıllarında Adıyaman'da bir grup yerel müzisyenin yaşadıklarını anlatan filmin bir yönüyle kendisinin de hikayesi olduğunu söyleyen Kahtalı Mıçe, 1980 öncesi Kürtçe şarkı söylediği için Sivas'a sürüldüğünü, yine sadece Kürtçe şarkı söylediği için 12 Eylül günlerinde 1.5 ay gözaltında kaldığını ve sonrasında 5 ayı Malatya'da genel gözetimde, 13 ayı cezaevinde geçen bir tutukluluk yaşadığını söyledi.

Kahtalı Mıçe uzun yıllar içinde artık Türkiye'nin tanıdığı bir türkücü haline gelirken esas darbeyi 2008 yılında Japon parası Yen'den yedi. 2008 yılında 110 bin TL karşılığı Japon Parası Yen ile konut kredisi kullanan Kahtalı Mıçe, taksitlerinin 1 ayda 1300 TL'den 2 bin TL'nin üzerine çıkmasıyla zor duruma düştü. O dönem kendisi gibi Yenzedelerle birlikte Beyoğlu'nda Galatasaray Lisesi önünde eylem yaptı.

30'UNCU ALBÜMÜ ÇIKTI

O krizi de atlatmayı başaran Kahtalı Mıçe'nin 10 gün önce 30'uncu albümü 'Yıllar Sensiz Geçiyor' piyasaya çıktı. Albümlerini İstanbul ve Adıyaman olarak ikiye ayıran Kahtalı Mıçe, Adıyaman'da yaptığı albümlerin de listeye dahil olması halinde sayının 50'yi geçeceğini söyledi. Aslında single yapma hedefiyle yola çıktığını anlatan Kahtalı Mıçe, "Ancak eserler hoşuma gitti ve 8 parçalık bir albüm oldu. 10 gün oldu çıkalı. Tepkiler çok iyi. Herhangi kötü tepki almadık" dedi.

Mıçe, "Bu ülkede sanatçı olmak hem çok basit hem de çok da zor. Bizim dönemimizde televizyon diye bir şey yoktu. Biz dişimizle tırnağımızla buraya kadar geldik. Kimseyi kınamıyorum ama sanatçı dediğinde her şey ses güzelliyle olmaz. Her işin bir bedeli olur. Saygı, sevgi bizim dönemimizdeki gibi değil" diye konuştu. (Kaynak: Haberler.com)