BDP Mersin Milletvekili Kürkcü, düzenlediği basın toplantısında; İnsan Haklarını İnceleme Cezaevleri Alt Komisyonu'nun çalışmaları kapsamında ziyaret ettiği İzmir Aliağa Yeni Şakran ve Kırıklar F Tipi Cezaevlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Cezaevinde ağız birliği içinde zindan düzeni kurulmuştur" diyen Kürkçü, yaptıkları incelemelerde kaygı verici ihlallerle karşılaştıklarını belirtti.

“NEDEN HÜKÜMETİ KURTARIYORSUNUZ?"

Şakran Cezaevinde PKK davası tutuklularının kaldıkları koğuşa 50 kişilik bir gardiyan ekibinin baskın yaptığını ve darp edildiklerini savunan Kürkçü şunları söyledi: "Saldırının ardından apar topar Kırıklar F tipi cezaevine nakledilmişler. Mahpuslarla görüşme konusunda ısrarcı olmam üzerine İzmir Milletvekili Hamza Dağ ile birlikte nakledildikleri Kırıklar cezaevine gittik. Mahpuslar hiçbir gerekçe olmadan kendilerine saldırıldığını ve Başgardiyan İsmet Çatal'ın kendilerine "Neden savaşı durdurdunuz, neden hükümeti kurtarıyorsunuz?" diye sorduklarını anlattılar."

Başgardiyanın Alt Komisyon Başkanı Murat Yıldırım ile de saldırganca konuştuğuna tanık olduklarını anlatan Kürkçü, "Mahpuslar, Aliağa cezaevinde başgardiyanın benzer provokasyonları sürdürmesinin olası olduğunu ve Kırıklar'a nakledilmelerinin belki de hayatlarını kurtarmış olabileceğini söylediler" dedi.

MAHREMİYET HAKLARI İHLAL EDİLDİ

Cezaevlerine girişte mahkumların mahremiyet haklarının da ihlal edildiğini belirten Kürkçü, "Tüm mahpuslar son derece onur kırıcı ve zalimane şekilde arandıklarını ve çırılçıplak kalmaya zorlanarak mahremiyetlerinin ihlal edildiğini belirttiler. Mahkumların hemen hepsinin söylediği diğer şey de, kendilerine "lan" şeklinde hitap edildiği ve sistematik bir taciz içinde yaşamak zorunda kaldıklarıdır" şeklinde konuştu.

Cezaevinde yaşananlarla ilgili kendilerine gelen ihlal ihbarları üzerine daha önce de Adalet Bakanlığı'na başvuruda bulunduğunu belirten Kürkçü, izlenimlerini Komisyona yazacağını ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

OLAĞANÜSTÜ OLAN, OLAĞANÜSTÜ HİÇBİR ŞEY OLMAMASI

Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün'ün incelemeler sonrasında yaptığı açıklamaların yetersiz olduğunu ve Komisyon incelemelerinin kurumlara önceden haber verildiğinden ihlallerin örtülmesi için tedbir alındığını belirten Kürkçü şöyle konuştu: "İzmir'de 4 karakol gezdik ve nezarethanelerde kimse yok. Ziyaretlerin haberi 1 hafta önceden kurumlara ulaşıyor ve tedbir alınıyor. Burada olağanüstü olan, olağanüstü hiçbir şey olmamasıdır. Bu inceleme yöntemi terk edilmelidir. Meclis heyeti her yere habersiz gidebilmelidir. Güvenlik gerekçesiyle olduğu söyleniyor ancak Meclis heyetinin korunmaya ihtiyacı yoktur."

KOMİSYON DEVLETİN KUSURLARINI GİZLEMEKLE GÖREVLİ GİBİ

"İnsan Hakları Komisyonu, hükümet icraatlarının aklanması komisyonu gibi çalışıyor" diyen Kürkçü, Komisyonun devletin kusurlarını gizlemekle görevli bir kurul gibi çalıştığını savundu.

BAŞBAKAN'IN OLMAZ DEDİKLERİ OLUR

Toplantı sonrası soruları cevaplayan Kürkçü, Başbakan'ın "Öcalan'a ev hapsi söz konusu değil" açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Başbakan'ın olmaz dediklerinin olduğunu, olur dediklerinin ise olmadığını biliyoruz" dedi.

Balyoz davasının gerekçeli kararı ile ilgili de görüşleri sorulan Kürkçü, özel yetkili mahkemelerin düşman ceza hukuku uyguladıklarını, hüküm kurduklarının esir edilmesi gereken düşman olduğunun düşünüldüğünü savundu. Kürkçü benzer uygulamaların KCK ve Devrimci Karargah Davasında da görüldüğünü söyledi.

KOMİSYON GİTMESE DE OLUR

Kürkçü, "İnsan Hakları Komisyonu İmralı'ya gidecek mi" şeklinde bir soruyu şöyle cevapladı: "Tecrit 1 yıl önce başladı ve o zaman gitmeliydi. Hak ihlali söz konusuydu ve yerinde görmek gerekiyordu. Ancak Adalet Bakanı'na 'İmralı kimin denetiminde' diye sorduğumuzda kendilerinin denetiminde olduğunu, 'neden gitmiyoruz' dediğimizde ise 'bu konu beni aşar' dediğini biliyoruz. Statüsü karmaşık, Adalet Bakanı'nı aşan bir cezaevi. Ancak artık vekiller gitti, Komisyon gitmese de olur."