10 Ekim Ankara Katliamı davasının firari sanıklar yönünden ayrılan dosyasındaki 19’uncu duruşma Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya ana davadaki tutuklu sanıklar SEGBİS ile katıldı.

Evrensel'den Damla Kırmızıtaş'ın haberine göre, davada patlama sırasında yaralanan ve hastaneye kaldırılan mağdur Talip Yıldırım konuştu. Yıldırım, “10 Ekim 2015’te tren garına yaklaştım. Gar önünde karşı kaldırımda yürümeye devam ettiğim sırada patlama oldu. Patlama nedeniyle bayılmışım. Atatürk Hastanesine yatırıldım. Ahmet Davutoğlu geldi görmeye. Kim tarafından nasıl gerçekleştirildiğini görmedim. Maltepe köprüsünde servis bekliyordum. Davaya katılmak istiyorum, hayatımıza kastedildi” dedi.

Sanık Erman Ekici’nin avukatı duruşmada hazır bulunmaması nedeniyle yeni iddianameye ilişkin sorgusu yapılamadı. Avukat Gülşah Kaya “İki celsedir Erman Ekici’nin sorgulaması yapılmıyor. Birleştirilen dosyada özellikle başka bir dosya üzerinde yakalandı ama ele geçirilen materyaller bizim dosyamızda bulunmuyor. Talepte bulunduk ama Gaziantep'in cevabını biliyorsunuz. Bir ara karar kuruldu öncesinde, TEM işimizi bitirdik dedi. 18 numaralı ara kararda tekrar sorulmasına ilişkin mahkeme kararı var. Erman Ekici’nin imaj kaydını ve raporlarını talep ediyoruz. Ahmet Güneş yönünden talebimiz olacak. İnfaz görüntülerinin olduğu dosya için, dosya Yargıtay’da diye yine edinememiştik. Yargıtay bu dosyayla ilgili karar vermiş, Gaziantep 5.Ağır Ceza’ya döndü dosya. Müzakere yazılarak bunları talep ediyoruz” dedi.

“DELİLLER SUNUYORUZ, İNCELENMİYOR”

Avukat Erkan Sabri Ünüvar, katliamdan bu yana 7 yıl geçtiğini belirterek, “2016 yılından beri de yargılamalar devam ediyor. Bu yargılama aslında üçe ayrılıyor. Hiç bir şekilde tanımlanamayan sanıklar var ve bunlarla ilgili dosya Cumhuriyet Savcılığına gönderildi. Ancak beş yıldır bu dosyada bir gelişme sağlanamadı. Katliam failleriyle birlikte hareket eden, ismini tespit edemediğimiz sanıklar var. Burada daha önceki celsede de, katliamın bir numaralı sanığı olması gereken, katliamın talimatını verdiği bilinen Ebu Zeynep kod adlı bir IŞİD yöneticisi var. Buna rağmen ne gerçek adı ne kimliği, ne de başka bir bilgi yok. Muhammed Cengiz Dayan var, katliamın failleri ile birlikte hareket ettiğini delilleriyle sunmuştuk. Cumhuriyet Savcılığında bu soruşturmalar devam ediyor. Biz ısrarla savcıya başka bir suçtan tutuklu olduğunu ve salıverme tehlikesinin mevcut olduğunu söylememize rağmen hala bir işlem yapılmadı bizim dosyamız yönünden. Aynı şekilde yine Deniz Duman, Yıldız Bozkurt’u savcılığa bildirdik ve yine bir işlem yok. Böyle olunca dosya üçe ayrılmış durumda. Biz sürekli talepte bulunuyoruz, laf olsun diye yapmıyoruz. Mutlaka somut bilgi belge var. Savcılar isimlere işlem yapmıyor, kritik taleplerimiz reddediliyor. Antep Cumhuriyet Savcılığı ve Antep polisleri hakkında suç duyurusunda bulunduk ve soruşturma açılmadı. Geldiğimiz noktada bir ilerleme katedemiyoruz. Yargılamada maddi gerçeğe ulaşmak isteriz. Deliler sunuyoruz, işleme alınmıyor; savcıdan cevap yok, Antep’ten soruşturma bile açmıyorlar. Desinler “inceledik, takipsizlik verdik”, biter. Niye bekletiliyor bilmiyoruz. Bu görevin sorumluluğu bize ait değil sadece, tüm savcıların da görevi” diye konuştu.

“BÖYLE KAPANARAK SONUÇLANACAK BİR DAVA DEĞİL”

Aydınlatılması gereken pek çok karanlık noktanın olduğunu belirten Ünüvar, “Bu dosya böyle kapanarak sonuçlanacak bir dava değil. Katliam faillerinden Yakup Şahin, Hüseyin Tunç nizipte patlama malzemeleri aldığı 30 Eylül 2015’te çok önemli soruşturma açısından. Savcılar, emniyet ve Gaziantep emniyet ellerine gelen evrakları soruşturma dosyasına koymamış. Emniyet fezlekelerinde bahsetmiyor. Dosyaları ayırmışlar; Yakup Şahin, Hüseyin Tunç ile ilgili başka yere konulmuş ve yargılamaya dahil edilmemiş durumda. Gerekli suç duyurusunda bulunduk. Soruştuma sonucu Ankara Emniyeti hakkında kovuşturmanın yer olmadığı kararı verildi ama Cumhuriyet Savcılarının dosyası ayrıldı. Ankara Emniyeti kendileri bütün evrakı soruşturma dosyasına koyduklarını söylüyorlar. Bir yandan da suçlu olduklarını da söylüyorlar Suç islemeye devam ediyor Ankara Emniyeti. Sizin açınızdan konuyu anlatma sebebimiz savcılar açısından dosya akıbetinin sorulmasını istiyoruz. Ankara Cumhurhiyet Başsavcılığının X ve Y failleri hakkında bilgi almak üzere savcılığa müzakere yazılmasını talep ediyoruz” dedi.

“SEÇİMDE TABLO DEĞİŞİRSE YARGILAMA YAPANLARI İNCELEYECEĞİZ”

Avukat İlke Işık, Yaşanan deprem sebebiyle pek çok müvekkilin duruşmaya gelemediğini belirterek, “Bu sebeple de müvekkillerimiz bu ülkede bir kez daha mağdur olduğunu da söylemek isteriz. Erman Ekici ile ilgili uzun bir beyanname hazırlamıştık yeni iddianame hazırlanmasıyla ilgili, olmadı. İnsanlığa karşı suçtan yargılamanın nasıl yürüdüğünü ya da yürümediğini söylemeye devam edeceğiz. Biz talepler sunuyoruz 6,5 yıldır. Büyük ihtimalle diğer duruşma seçimlerden sonra olacak. Biz bu süreci şöyle anlattık. Bu katliam 7 Haziran ve kasım arasında dengeleri değiştiren katliamdır. En temel günlerden biridir. AKP’nin kasımda iktidar olmasını sağlayan, korku iklimini yaratıldığı bir süreçten bahsediyoruz. Müvekkillerimizin inadıyla bu davayı sürdürdük. Seçimlerden sonraki yargılama nasıl olacak hep birlikte göreceğiz. Seçimden sonra tablo değişirse yargılama yapanları incelemeye devam edeceğiz” dedi. Işık’ın bu sözleri ardından mahkeme salonunda alkışlandı. Mahkeme başkanı, “Belki heyet de değişir” dedi.

MİT’TEN BİLGİ GELMEMESİ İÇİN ADETA UĞRAŞILIYOR”

İnat ve ısrarla yalnızca IŞİD’lilerin yargılandığını fakat tüm sorumluların yargılanmadığına dikkat çeken Işık, “Seçimden sonra yargının pratiği önemli olacak, hep birlikte göreceğiz. Bizim için bir şey değişmiyor. 10 Ekim’de tüm sorumlular yargılanıncaya kadar talep sunmaya devam edeceğiz. Talip Yıldırım’ı dinledik. Yıllardır buna dair bir sürü bozma kararı verilirken nerede bulunduklarını, somut tespit yapmak istediniz. TEM’den yapılması mümkün değil. Net krokiler gerekiyor. Bütün bunlar üzerinden teknik çalışma yapılması gerekiyor. Bozmadan sonra ilk olay yeri ve olay anı canlandırması yapılması gerekiyor. Uzmanlardan olay yeri ve canlandırma yapılarak çözülebilir. Bu taleplerimizi tekrar yineliyoruz. Ve uzmanların dinlenmesi gerektiğini de söylüyoruz. Bir kez daha Erman Ekici’nin sorgulaması yapılacak. Yeni iddianame hakkında MİT’e bir şey sorulmadı. Bu kişinin konumu nedir, hiç bir yazışma yapılmadı. Yıllardır talep ediyoruz hiç biri sorulmuyor anlaşılmaz şekilde. Bizim dosyamızda emniyetin en temel kaynakları kullanılmıyor. Bu dosyanın firari sanıkları için de yetkili kurumların çaba içerisinde olması gerekiyor. Bunlar için de MİT’e, emniyete tek bir yazışma yapılmış değil. Dosya sanıkları hakkında bilgi gelmemesi için uğraşılıyor adeta” diye konuştu.

“7 YIL SONRA DOSYAYA GİRDİ!”

Avukat Senem Doğanoglu, “İki temel sorunumuz var insanlığa karşı suç yargılamasına göre talepte bulunuyoruz. Bir amaçla istiyoruz ve bunu teyit eden kanıt geldi. Birçok dijital materyal ile 2016’da gözaltına alınan Mehmedin Baraç’a dair 2022’de yapılan inceleme raporlarının 7 yıl sonra dosyaya geldi. 10 Mart 2016 tarihinde el konulan kayıtları asla bu dosyaya getirtemedik, Mehmedin Baraç'ın kayıtları 7 yıl sonra bu dosyaya gelmesi elbette bir muamma. Biz biliyoruz nedenini. Mehmedin Balaç’ın kimin tarafından korunduğunu da. Kendisi gerek HÜDA-PAR gerekse AKP, IŞİD propagandası yapmış biri. Kayıtlar dosyaya 7 yıl sonra geldi ama gelen kayıtlar ise ekleri olmadan okunaklı olmayan bir şekilde geldi. Mehmedin Balaç Bingöl’de gözaltına alındığı sırada üzerinde bir takım dijital materyaller vardı. Bu materyaller uzun süre incelenmedi. Bingöl Emniyeti bu adamın istihbarat sağlayan bir konumda olduğuna dair düşünceye sahipti. Hem HDP hem sol partileri izlediği ve haliyle 10 Ekim’e gelecek olanların izlendiğine dair bir faaliyet içinde olduğu görülüyor. İnfaz görüntüleri, halkın, sivil nüfusun ve gazetecilerin IŞİD tarafından katledilmesine yönelik 20 bin görüntü üzerinde bulunmuş. Mehmedin Balaç’ın da insanlığa karşı suç işlediği görülüyor. Bu dava yargılaması insanlığa karşı suçtur. Bunu hatırlayarak taleplerimizi değerlendirin ve yargılamayı yapın” diye konuştu.

Sanık Resul Demir, “Daha önce taleplerimiz oldu fakat yerine getirilmedi. Sizden ne istesek, ne dilekçe yazsak gelmiyor. Sizden daha önceki heyet daha iyiydi. Ne istesek geliyordu. Burada hayatlarımız söz konusu. İğrenç bir yargılamaya maruz kaldık. Onlar da memnun değil, biz de memnun değiliz. Her namazımda Allah'a şikayet ediyorum. Siz nereye gidersiniz bilmiyorum. Bu devletin başına gelenlerden ders almadığına inanıyorum. Hep iktidara hem muhalefete lafım gitsin. Sizin güvendiğiniz şu anki iktidar var. Karşı tarafın güvendiği gelmesi muhtemel iktidar var. Benim sadece güvendiğim Allah var. Her gün sizi ona şikayet ediyorum. Ben bu devletin başına gelen musibetlerden ders almadığını düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Sanık Erman Ekici, “Ben bu davanın içerisinde değildim. Yunus Durmaz’ın mekanından görüntü alındı ama içinde ben yoktum. Yakup Şahin’in ifadelerde de hiç geçmiyor ismim. Bu da Ebu Talha isminden oldu. Bizim üzerimize yüklenilmeye çalışıldı. Yunus Durmaz, İlhami Balı, Ebu Zeynep… En son biz. Suçlu olduğumuzdan değil kurban olduğumuzdan burdayız. Tahliyemi istiyorum” dedi.

Sanık İbrahim Halil Alçay, “Maalesef çok feci yargılama süreci. En azından kitaba uyun bu davada delilleri tekrar inceleyin. Bu yanlıştan dönün. Gizli tanıkları dinleyin, delilleri inceleyin” dedi.

TALEPLER REDDEDİLDİ

Duruşmaya verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Hakkında yakalama kararı bulunan sanıkların yakalanması durumunun devamı kararı veren mahkeme heyeti, Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'nden dijital materyallerin istenmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca firari sanıklar hakkında MİT'e yazı yazılması talebini yeniden reddetti. Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 15 Haziran saat 10.00'a erteledi.