İlçe merkezine 7 kilometre uzaklıkta bulunan ve yolu olmayan Bahçesaray’ın Aliağa köyünde yaşayan Saliha Türker, haftada iki gün 15 yaşındaki engelli kızı Gülistan'ı sırtında 7 kilometre boyunca taşıyarak rehabilitasyon merkezine götürüyor.

Van’ın Bahçesaray (Miks) ilçe merkezine 7 kilometre uzaklıkta bulunan ve yolu olmayan Aliağa köyüne yazın haftada 2 kez giden araç, kışın ise hiç gitmiyor. En büyük sıkıntıyı 15 yaşındaki doğuştan zihinsel ve bedensel engelli çocuğunu haftanın 2 günü rehabilitasyon merkezine götürmek zorunda kalan Sabiha Türker çekiyor. Anne Türker, köyden yola kadar 4 kilometre boyunca çocuğunu sırtında taşıyor.

Araç bulamadığında ise yolun geri kalan 3 kilometresini de çocuğunu sırtında taşıyarak yürümek zorunda kalıyor.

Anne Türker, kış aylarında çocuğunu hastaneye götürmenin kendisi için çileye dönüştüğünü söylüyor.

‘EVLENMEMEK İÇİN DİRETTİYSEM DE…’

Seda Taşkın'ın Mezopotamya Ajansı'nda yer alan heber göre erken yaşta evlendirilen Türker, hayatın zorluğu ile erken yaşlarda tanışıyor. Dayısının oğlu ile 16 yaşında evlendirilen Türker, akraba evliliğinden kaynaklı hayata gelen 3 engelli çocuğundan 2’sinin hayatını kaybettiğini anlatıyor.

Evlenmemek için diretse de bir süre sonra aile üyelerinin ısrarı ile akraba evliliği gerçekleştiğini söyleyen Türker, engelli çocuklarından birinin 5, diğerinin ise 2 yaşında hayatını kaybettiğini belirtiyor. Türker, “Hayatın zorluğu benim için çok erken yaşlarda başladı. Hem köyün bütün işlerine ben bakıyordum hem de engelli çocuğuma bakıyordum. Sabah ezanıyla güne uyanıyorum. Hayvanlara bakıyorum, ekmek, süt, peynir derken akşam karanlık çökene kadar sürekli çalışıyorum. Diğer yandan da bana muhtaç olan çocuğuma bakıyorum” dedi. 

‘NEREYE GİTSEM GÜLİSTAN’I SIRTIMDA TAŞIYORUM’

Günlerin nasıl geçtiğini anlamadan yaşadığını söyleyen Türker, “Eğer yol problemi olmasaydı, çocuğum Gülistan’ın tedavi işlemlerini daha sağlıklı gerçekleştirecektim. Belki bu kadar ilerlemiş olmayacaktı” diyerek, çocuğunun her geçen gün kötüleştiğini aktarıyor. Yüzde 100 engelli raporu olan çocuğunun kendi başına hiçbir şey yapamadığını aktaran Türker, “Gülistan 15 yaşında ama küçük bir çocuk gibi. Diğer çocukları görünce çok üzülüyorum. Çocuğumu 5 dakika bile yalnız bırakamıyorum. Nereye gidersem onu da sırtımda taşımak zorundayım” diyor. 

‘ACİL HASTAMIZ OLUNCA KIZAKLARLA GÖTÜRÜYORUZ’

Gülistan’ın evde uzun süre kalınca ağladığını söyleyen Türker, “Rehabilitasyon merkezine gitmesini seviyor. Eğer götüremezsem de kesin komşulara falan götürüyorum. İnsanları görünce mutlu oluyor. Evde kaldığında ise sürekli ağlıyor. Kışın okula götürmek iyice zorlaşıyor. Ama mecbur kalıyoruz. Acil bir hastamız olduğunda ise kışın kızaklar ile taşıyoruz. Geçmiş zamanda burada araç olmadığı için kızak üzerinde doğum yapıp hayatını kaybedenler oldu. Halimiz gerçekten budur. Ne yapacağımızı bilmiyoruz” diyor. 

‘ARTIK BU DURUMUN SON BULMASINI İSTİYORUZ’

Gülistan’ı uzun yıllardır sırtında taşımaya alıştığını söyleyen anne Türker, “Ama ben de yaşlanıyorum ve bu durum beni çok zorluyor. Gülistan’ı rehabilitasyon merkezine götürmek için buradan 4 kilometrelik yolu yürüyerek gidiyorum. Oradan da cadde kenarında araba geçmesini bekliyorum. Yani anlayacağınız her şeyi ile ben ilgileniyorum. Yollarımızın olmaması bizim için çok zor. Biran önce bu sorunun çözülmesini istiyorum. Kışın bir hastamız olsa kızaklar ile götürüyoruz. Artık bu durumun son bulmasını istiyoruz” diye konuşuyor.

KAYNAK: mezopotamyaajansı.com