Yaklaşık 2 hafta önce Türkiye destekli silahlı grupların kontrolüne geçen Suriye’nin Ermeni yoğunluklu Kesab Kasabası'nın çeşitli bölgelerinde kalan ve kaçamayan yaşlı Suriyeli Ermeniler Türkiye’ye getirilmeye başlandı

Türkiye, silahlı grupların kasabaya saldırısı sırasında bir Suriye uçağını düşürmüştü.

Kesab’a yönelik saldırılar Türkiye ve Dünya kamuoyundan tepki çekince Türkiye Dışişleri Bakanlığı, MİT ve Anadolu Ajansı (AA) algı operasyonuna girişti.

Bu çerçevede Kesab’dan kaçamayan az sayıdaki yaşlı Ermeni Türkiye’nin yönlendirdiği silahlı muhalif gruplar tarafından ‘Sizi Lazkiye’ye ve güvenli bir yere götüreceğiz’ denilerek istekleri dışında Türkiye’ye getiriliyor, ardından Anadolu Ajansı ‘Türkiye Ermeniler’e kucak açtı’ şeklinde haberler yapıyor.

Kesab bölgesinden Ermeni kadın ve erkeklerden oluşan 2 araçlık 18 kişilik bir grup daha Türkiye destekli silahlı gruplar tarafından Yayladağı Gümrük Kapısı'na getirilerek, Türk yetkililere teslim edildi.

ERMENİLERE KUCAK AÇILDI' YALANI

Hafta içi de Kesab Sınır Kapısı’na silahlı gruplar tarafından 3 yaşlı Suriyeli Ermeni getirilmişti.

Medyada yer alan haberlere göre, Kesab'daki “muhalifler" bölgede yaşayan üç Ermeni'yi 'kendi istekleri üzerine' Türkiye”ye göndermişti. Ancak yapılan görüşmede, yaşlı Ermenilerin muhalifler ve Türkiye tarafından kandırıldığı ortaya çıktı.

Agos gazetesinden Lora Baytar'a konuşan Kesablı Sirpuhi (82) ve Satenik (84) Titizyan kardeşler “kandırıldıklarını” anlattılar. İki kardeş evlerine gelen ve “Türkçe konuşan” militanların kendilerine “Sizi Lazkiye'ye götüreceğiz” dediklerini ancak daha sonra kendi istekleri dışında Türkiye'ye getirildiklerini söylediler:

“Türkçe konuşuyorlardı. Komşumuz dedi ki, buadam sizi yarın Lazkiye’ye giden Ermenilerin yanına götürecek. Ertesi gün adam dediği gibi sabah 7’de bizi götürmeye geldi arabayla. Arabaya bindik. Evin kapısını kapattım, kilitledim sonra da anahtarımı adama verdim. Vermeseydim biz gittikten sonra kapıyı kırıp girecekti. “Al senin olsun, sağlıkla kal sen de evimde” dedim. Bir şey demedi, anahtarı cebine koydu ve kafasını salladı. Sonra bizi Türkiye sınırına getirdi. Adama sordum, “Bizi Türkiye’ye mi götürüyorsun? Lazkiye’ye gidecektik hani” dedim. Cevap vermedi. Eşyalarımızı taşıdı, bize kötü davranmadı. Sınır kapısından geçtikten sonra bizi büyük adamın (Yayladağ Kaymakamı) yanına götürdüler, parmak izimizi alıp fotoğraflarımızı çektiler. Tansiyonlarımıza baktılar, pasaportlarımızı aldılar, döndüğümüzde bize geri vereceklerini söylediler. Kağıtlar imzaladık, sonra bizi Vakıflı’ya getirdiler.”