Midyat’ta yaşayan Asuri, Süryani, Arap, Mıhallemi, Keldani, Arami, Kürt, Türk, Müslüman ve Hristiyan halkı Suriye’de ve Irak’ta Asuri Süryani Keldani Arami halkını hedef alan öldürme ve kaçırma olaylarını kınayan bir basın açıklaması yaptılar.

Beth Nahrin Asuri Birliği Derneği başkanı Oşena İde, Demokratik Toplum Kongresi Halklar ve İnançlar Komisyonu Mardin sorumlusu Eyüp Güven, Midyat Süryani Kültür Derneği Başkanı Yuhanna Aktaş, Anadolu Arap Birliği Başkanı Mehmet Ali Aslan, Mıhallemi Derneği Eş başkanı Bozo Bilal Acar, Midyat Engelliler Derneği Başkanı Abdülhakim Yıldız’ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 15 kişilik grup bütün ülkelere, etkili kurum, kuruluş ve şahsiyetlere duyarlılık gösterme ve girişimlerde bulunma içerikli bir basın açıklaması yaptılar.

Topluluk adına açıklama yapan Beth Nahrin Asuri Birliği Derneği Eş Başkanı Yaşar Kaygısız açıklamasında; “Geçtiğimiz günlerde 19 Aralık 2013 Perşembe günü Suriye’nin Kamışlı kentinde Muhaberat’ın bir birimi olan “Emn-eddewle” tarafından sorguya alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan “Munazzama el Asuriyé” (Demokratik Asur Örgütü) başkanı Gabi Muşé’nin şu anda ne durumda olduğu, ne amaçla rehin alındığı, yaşayıp yaşamadığı biz Asuri Süryani Keldani Arami Arap Mıhallemi halkını yakından ilgilendirip oldukça endişelendirmektedir.

Bir kısmı da Türkiye’nin desteklediği iddia edilen Muhalif örgütler Işid ve El Nusra tarafından kaçırılan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan Halep ve İskenderun Ortodoks Metropoliti Pavlus Yazıcı, Halep Süryani Ortodoks Metropoliti Yuhanna İbrahim, Deyr Mar Musa rahibi Paol Dall'Oglio, Suriye Süryani Birliği Başkan yardımcısı Sait Melké, Robil Bahho ve Şam yakınlarındaki Malula kasabasında kaçırılan 12 Asuri Arami Rahibe’nin de aynı şekilde akıbetleri bizleri oldukça endişelendirip tedirgin ediyor. Irak’ta da geçtiğimiz günlerde Bağdat’ta Mor Yuhannun kilisesinde patlama olmuş 25 insanımız hayatını kaybetmiştir.

Suriye’de ve Irak”ta uluslar arası güçlerin de dahlinden dolayı yaşanan büyük bir iç savaştan dolayı, “kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan” içler acısı durum bir çok hakikati belirsizleştirip, zihinlerde yanıltıcı bilgi kirliliğine sebep olmaktadır. Bundan dolayı her iki ülkede var olan Hükümetlerden ve Muhalif güçlerden ricamız, binlerce yıldır bulundukları topluma önemli değerler katan barışsever, uzlaşmacı ve sanatkar halkımıza ait değerlere ilişmesinler, din adamlarımızı, Rahibelerimizi ve Aydınlarımızı bir an önce serbest bıraksınlar.

Çünkü Savaşlarda bile savaş hukuku olarak din kurumları ve din adamları özel bir konuma ve bir çeşit dokunulmazlığa sahipken böylesi kaçırma, yaralama, öldürme, olaylarının vuku bulması dini, ahlaki ve insani açıdan hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği bir durumdur.

Sırf kendi gazetecilerini kurtarma peşinde olan başta Türkiye olmak üzere, İslam Birliği ülkeleri, Vatikan, Avrupa Birliği devletleri, ABD ve Rusya Devletleri’nin yanı sıra duyarlı ve etkili tüm kurum, kuruluş ve şahsiyetlerin halkımızın yaşayan sembolleri olan rehinelerini bırakmak, Ortadoğu’yu, Arap coğrafyasını ve Sami halklarını etnik dini ve mezhepsel nedenler ile birbirine kırdırıp, bölgeyi cehenneme çeviren iç savaşları durdurmak için etkin ve aktif girişimlere davet ediyoruz” dedi.

(mardinlife.com)