Evleri yıkım tehdidi altında olan ve mahallerini terk etmeleri istenen mahalle sakinleri şantiyenin kendilerine karşı tehdit ve korkutma amaçlı kurulduğunu söylüyor.

200 metre yakınına herhangi bir yapının kurulmasına izin verilmeyen, 50 metre yakınına araba dahi park edilmesinin yasak olduğu şehir surlarının Ayvansaray'daki kısmında şimdi bir şantiye kuruldu. Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında yenileme alanı ilan edilen Ayvansaray'da, bir parkın yıkılarak surların dibine kurulan şantiyenin sahibi Şener Holding. Ayvansaray bölgesinde 20'yi aşkın eski ve yeni bina satın alan Şener Holding, denizcilik, petrol taşımacılığı, gemi imalatı gibi alanlardan sonra böylece inşaat sektörüne de adım atmış oldu. Bütün bu yasadışı faaliyetlere izin veren ise Fatih Belediyesi.

Belediyenin bu yasadışı faaliyetine Ayvansaraylılar tepkili. Şantiyenin kurulduğu alanda toplanan halka yönelik zabıta ve polisin sert tavrı da dikkat çekiyor.

Zabıtalar, şantiye alanında bulunmalarını, "İnsanların başına bir şeyler düşmesin, onların güvenliklerini almak için görevlendirildik" şeklinde açıklasa da Ayvansaraylılar aynı düşüncede değil. Halk; "Fatih Belediyesi kanunsuz ve hukuksuz biçimde sur dibinde şantiye yapmasına izin verdiği yetmezmiş gibi, gönderdiği zabıta ve emniyet mensuplarıyla şantiyeyi bize karşı koruma altına alıyor" diyerek tepkilerini dile getiriyor.

POLİSTEN İLGİNÇ İTİRAF

Mahalle sakinlerinin tepkileriyle ilgili sohbet ettiğimiz bir polis ise ilginç bir itirafta bulunuyor: "Ben aslında arkeologum. Zorunlu kaldığım için istemeyerek de olsa bu işi yapıyorum. Tarihi alanların 200 metre yakınına böyle bir inşaat kurmak aslında kanunlara aykırı. Ama artık hükümet çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname ile istediği yere ilişkin istediği kararı verebiliyor. Meslek gereği de bizim bu karara uymamız gerekiyor. Ne deniyorsa onu yapıyoruz."

İHLAL ÜSTÜNE İHLAL

Şantiye alanında fotoğraf karelerimize yansıyan bir görüntü şirketin iş güvenliğini hiçe saydığının da göstergesi. Vinç aracına bağlanmış halatın ucunda sallanan bir işçi. Ne bir kemer, ne bir kask var üzerinde. İnsanların güvenliğini sağlamak için şantiye alanında bulunduklarını söyleyen zabıta ve polisler ise bu duruma hiçbir şekilde müdahale etmemesi dikkat çekiyor.

'HİÇ Mİ VİCDAN AHLAK YOK?'

Mahalle sakinleri tarihi surların dibine kurulan şantiyeyi kendilerine karşı bir tehdit olarak değerlendiriyor. Çünkü mahalle sakinlerinden biran önce evlerini boşaltması istenmiş. Ancak büyük bir kısmını yoksul emekçilerin oluşturduğu ve bölgede kiracı olarak ikamet eden mahalle sakinleri gidecek yerlerinin olmadığını söyleyerek mahalleyi terk etmek istemiyor.

Bunlardan biri olan Zeynep Başkan, 8 yaşından beri oynadığı park alanına şantiye kurulmasına şöyle isyan ediyor: "Biz biri üniversitede, ikisi lisede, ikisi de ilköğretimde okuyan ve babası olmayan 5 kardeşiz. 5 kardeş ve bir anne birbirimize kenetlenmiş ayakta durmaya çalışıyoruz. Şimdi kış yaklaşıyor ve bizden evlerimizi terk etmemiz isteniyor. Biz nereye gideceğiz? Bizden bunu isteyenlerde hiç mi vicdan, ahlak yok? TOKİ'ye bize ev vermesi için talepte bulundum. Gerek Büyükşehir Belediye Başkanı'na gerekse TOKİ'ye defalarca bize yardımcı olmaları için mailler attım. Ama hiç birinden yanıt gelmedi."

Konuşmasını "Neden bize bunu yapıyorlar?" sitemiyle devam ettiren Başkan, cevabı da kendisi veriyor: "Buraları el altından birilerine peşkeş çekiyorlar. Bizlere de sözde buraları onaracaklarını söylüyorlar. Ama şehir içinde şehir kurarak buraları zenginlere verecekler. Park alanına şantiye kurarak bizi korkutma niyetindeler."

'AİLEMİ DAĞITMAYIN'

Mahallesinin başlı başına bir tarih olduğunu söyleyen Zeynep Başkan mahalle sakinlerinin de kocaman bir aileyi oluşturduğunu belirtiyor: "Dikkat edin komşu değil kocaman bir aile diyorum. Ben ve kocaman ailem artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Bu kocaman ailenin dağıtılmamasını istiyoruz. Kiracı olmak suç mu bu ülkede. Kiracılarında haklarının olmasını istiyoruz."

'YETER ARTIK, YAPMASINLAR BİZE BUNU'

Park alanına şantiye kurulmasına tepki gösterenlerden Sevim Uçar yanına yaklaştığımızda "Sinirleri bozulduğu için artık hastalandığını, konuşmayacağını" ifade ediyor. Ancak sesini birilerinin duyması gerektiğini farkederek vazgeçiyor ve başlıyor konuşmaya: "Biz çok mağdur insanlarız. Benim iki oğlum askerde, eşim 600 TL maaşla çalışıyor. Onun da sinirleri bozulmuş durumda; 'Bizi buradan atarlarsa, ne yapacağız. Kira 500, ne yiyip ne içeceğiz' diye çaresizlik içinde. Bize bir yer de göstermiyorlar. Biz nereye gideceğiz? Kapı komşularımın hepsi fakir. Sabah 07.00'dan beri buradayım ve evime bile girmedim daha. Psikolojimiz bozuldu artık. Yeter artık yapmasınlar bize bunu."

'FAKİRE TÜRKİYE'DE RAHAT YOK'

Emine Uluç'da tepkilerini şu sözlerle dile getiriyor: "Benim çalışanım yok. Devlet ne yol gösteriyor ne bir yardım yapıyor. Ben 4 yıldır burada oturuyorum ve pislik içinde, farelerin içinde oturuyorum. Kim böyle bir durumda oturmak ister ki. Babaları vefat eden 4 torunum, kızım ve torunumla oturuyoruz. Ben nereye gideceğim, evimden atarlarsa beni. Oğlum üniversitede okuyor. Geçen gün telefon etmiş 'anne bana para gönder' diyor. Ben nasıl göndereyim elde yok avuçta yok. Okulu bırakacak parasızlık yüzünden. Düşünün bu haldeyiz. Fakire Türkiye'de rahat yok."

'İKİNCİ ZORUNLU GÖÇE ZORLANIYOR'

Çektiği çileleri yüzündeki çizgilerde taşıyan 90 yaşını aşkın Hatice Ulser, Ayvansaray'a 30 yıl önce köyünden zorla göç ettirildiği Tunceli'den gelmiş. Zorunlu göçün peşini bırakmadığı Hatice nine, "Sakat torunumla birlikte yaşıyoruz. Nereye gideceğiz bilmiyorum ve ben mahallemi çok seviyorum" diyor.

MAHALLE SAKİNLERİ VERİLEN SÖZLERE GÜVENMİYOR

Sulukule ile başlayan yıkımın Ayvansaray'da devam ettiğini belirten Fener-Balat-Ayvansaray Derneği Genel Sekreteri Çiğdem Şahin, mahallede 30-40 kiracı ailenin ve 10 kadar mülk sahibinin bulunduğu bilgisini vererek şöyle devam ediyor: "Barınma hakkı için buradaki insanlar 6 aydır mücadele yürütüyor. Ve kimse mahallesini terk etmek istemiyor. Gideceklerse bile en azından barınma hakları doğrultusunda kendilerine yazılı güvence verilmesini istiyorlar. Ama belediye sözlü biçimde söz veriyor. Mahalle sakinleri ise Sulukule'deki örneklerden dolayı bu sözlere güvenmiyor."

Mülk sahiplerinin binalarını kendileri yenilemek istediğinde belediyenin ağır şartlar içeren bir taahhütname imzalatmak istediğini kaydeden Şahin, mahalle halkından İsmet amcanın bu nedenle intihara teşebbüs ettiğini anlattı.

'BELGE İSTEDİK GÖSTEREMEDİLER. ÇÜNKÜ...'

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in mahalle sakinlerine eziyetin bu şekilde bitmediğini ifade eden Şahin şöyle devam ediyor: "Tüm bunlar yetmezmiş gibi bugün sur dibinde, tarihi alanda şantiye kuruyorlar ve biz bunu ne hakla yaptıklarına dair belge istiyoruz ama getiremiyorlar. Çünkü böyle bir belge yok. Yaptıkları kanuna, hukuka uygun değil. Bu nedenle de ellerinde bir belgenin olması mümkün değil."

Savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını ve kaymakamlığı arayarak inşaatı durdurmasını istediklerini belirten Şahin, kaymakamın konuyla ilgili bilgisi olmadığını söylediğini aktardı. Kaymakamın ayrıca kendilerini suç duyurusunda bulunmaları için yönlendirdiğini belirten Şahin, "Kaymakam konuyla ilgili bize yardımcı olacağına dair söz verdi. Şimdi hukuki yolları zorlayarak hakkımızı aramaya çalışıyoruz ve bekliyoruz" dedi. (Etha)