Düzenleyicilerin çağrı metni şöyle:


Dünya Soçi’yi, ev sahipliği yaptığı  Kış Olimpiyatları’nda Rus olimpiyat komitesinin seçtiği “geleceğe açılan bir geçit” mottosuyla tanıdı. Henüz olimpiyatlara aday olmadan, Rusya Devlet Başkan’ı Vladimir Putin’in yabancı devlet başkanlarını ağırlayarak bir Rus şehri olarak kimliklendirmeye çalıştığı Soçi, Olimpiyat Adaylığı’yla birlikte, Dünya’ya  Rus kültürü‘nün sembol şehirlerinden biri olarak sunulma çabası içinde. Oysa her bir Rus’un çok iyi bildiği gerçek, Soçi’nin bir soykırım şehri olduğu ve dünyanın dört bir yanına dağıtılmış şehrin gerçek sahibi Çerkes halkının  bu olimpiyatlarla bir kez daha yaralandığıdır.

Kampanyası’nda  gelecek, değişim, yenilik ve türev kavramlarıyla bezeli bir söylem tercih eden Rus Olimpiyat Komitesi’nin amacı Soçi’nin kanlı tarihi ve gerçek sahiplerinin gündeme gelmesini engelleyecek bir kampanya süreci icra etmektir. Olimpiyat Oyunları’nı Kremlin Rejimi’nin siyasi bir projesine çeviren bu anlayışın karşısına Çerkes diasporası’nın küresel örgütlenmesi “NoSochi2014”  olarak defalarca dikildik.  Ve nihayet Rusya  Olimpiyat Komitesi’nin Soçi olimpiyatları için seçtiği  sevimli maskotlara karşı, karşı kampanyamızın maskotunu seçmek üzere düzenlediğimiz küresel yarışmayla cevap verdik.

Rus Olimpiyat komitesi, geçtiğimiz yıl düzenlediği maskot yarışması ardından finale kalan on iki aday arasından dördünü kampanya maskotu olarak seçmişti. Seçilen bu maskotların neyi temsil ettiği üzerine düşünmek yarışma çağrımızın çıkış noktasını belirledi.  Krasnaya Polyana'da kurulan olimpiyat köyü her ne şekilde süslenirse süslensin, hangi görsel sunumla dünyanın gözü boyanmaya çalışılırsa çalışılsın, biz dünyanın dört bir yanına dağılmış Çerkesler, kanlı bir tarihin en gerçek kanıtıyız. Yaşanılan tarihi gerçekleri dünya kamuoyu gündemine getirmek düşüncesiyle yürüttüğümüz bu kampanyaya görsel materyal ve destek sağlayarak tarihi gerçekleri dünyayla paylaşmak amacındayız. (Yarışma Şartnamesi)


Sanatın evrensel, özgün ve yaratıcı gücüne olan inancımızla;  çevreye, tarihe, kimliğimize ve hatıramıza verdiği ağır zarara karşı yürüttüğümüz farkındalık kampanyamıza katılım çağrımızı yineliyor ve pekçok ülkede eş zamanlı olarak başlattığımız kampanyamıza katılacak yarışmacılarımıza, çalışmalarında tema olarak seçebilecekleri Soykırım’ın birinci dereceden sorumluları arasından seçtiğimiz figürleri sunuyoruz:

Çar I. Nikola

Çerkesya’yı inşa ettirdiği kaleler ve deniz gücüyle dış dünyadan yalıtmayı amaçlıyordu. Onun döneminde Çerkesya kıyıları Rus gemilerinin bombardımanıyla tahrip edilmişti.  O dönemde Osmanlı ve diğer dünya devletleriyle ticari ilişkileri olan Çerkesya’nın bu ambargodan ekonomik olarak büyük oranda etkilendiği biliniyor. 1837 yılında Kafkasya’yı ziyareti sırasında inşasına bizzat emir verdiği Golovinskoye, Mavaginskoye ve Svyatoy-Dukh kalelerinin yapımı sonucunda Ruslar Kafkasya’yı bir de denizden abluka altına alarak iç bölgelerin fethini, ve halkın ekonomik zorluk içerisinde teslim olmasını hedefliyordu. Edirne Anlaşması ile birlikte; bağımsız bir devlet olan Çerkesya egemenlik hakları çiğnenerek Rusya’ya bırakılıyordu. Bu noktada bu “ilhakı” fiiliyata dökmek için harekete geçen Nikola 1837 yılında Kafkasya’ya gelerek Rus işgal kuvvetlerini kontrol ediyor, işgalin devam etmesini emrediyordu. Sivil ölümleri onun döneminde de devam etmiş, Rus devletinin genel politikası bölgenin “insansızlaştırılması” olarak belirlenmiştir.

Çar II. Alexander

101 yıl süren Kafkas-Rus savaşları onun döneminde son buldu. Bu savaşların en yoğun olarak yaşandığı dönem olarak bilinen II. Aleksandr döneminde Çerkesya büyük bir soykırımdan geçirildi ve insansızlaştırıldı. Çerkes soykırımında dönüm noktası olan 1855-1864 arası dönemde, Çar olan Alexander Kont Yevdokimov’a yazdığı kutlama mesajında : “Üç yıl içerisinde Batı Kafkasya’ya boyun eğdirilerek uyuşmaz yerli halkları temizleyip çıkardınız. Uzun yıllar süren kanlı savaşın zararlarını kısa sürede bu verimli topraklardan çıkartabiliriz...” diyerek soykırımın bir devlet politikası olduğunu kanıtlıyordu.

Aleksey Petrovich Yermolov

"Asker olsun sivil olsun, öldürülen her Rus için suçlu olup olmadıklarına bakılmaksızın 20 Kafkasyalı öldürülecektir.”

Kafkasya’da adı vahşetle birlikte anılan Rus Generali’dir. Kafkasya’da görev yaptığı yıllarda bir Çerkes kabilesi olan Kabardey nüfusu’nun %90’ını yok etmiştir. Kalan köyleri sürgüne tabi tutarak Kabardey bölgesinin insansızlaştırılmasını sağlamıştır. Bu süreçte pek çok Abaza ve Kabardey köyü yakılıp, ekinleri yok edilip, hayvanları çalınmıştır.  Alexander I.’e yazdığı bir mektupta “Adımın dehşetinin sınırlarımızı surlar ve kalelerden daha iyi korumasını diliyorum.”  ifadesini kullanmıştır.

Andrei Pavlovich Zass

General Zass Kafkas-Rus savaşlarına Çerkeslerin kitleler halinde imhası gibi taktikleri sokması ile tanınmaktadır. İçerisinde insanlar olan köyleri yakarak oluşturduğu taktik Rusya’nın soykırım sırasındaki standart taktiğine dönüşecektir. Bu “başarıları” dolayısıyla Rus çarı I. Nikola tarafından ödüllendirilen Zass, “başarıları” neticesinde Kuban Askeri Hattı’nın da komutanı oldu. General Zass’ın askerlerine kestikleri kafa başına para vererek biriktirdiği Çerkes kafalarından oluşturduğu bir koleksiyonu da bulunmaktaydı. Kesik haldeki Çerkes kafalarından oluşan koleksiyonunu yatağının altındaki balmumu dolu olan bir kutu da saklıyordu.

DekabristLorer: “Zass, karargahının yakınında, özel olarak yapılmış küçük bir tepenin üzerine, mızraklara geçirilmiş, sakalları rüzgarda uçuşan Çerkes kafaları dizmişti. Bu iğrenç tabloyu seyretmek üzüntü vericiydi. Bir gün Zass, davetlisi bir hanımın ricası üzerine düşman kafalarını kaldırmayı kabul etti. Bizde o sırada misafiriydik. Generalin çalışma odasına girdiğimizde dayanılmaz, iğrenç bir kokuyla sarsıldım. Zass gülerek, yatağın altında kafaların konduğu sandıkların bulunduğunu söyleyerek şaşkınlığımızı giderdi ve camlaşmış gözleriyle korkunç şekilde bize bakan birkaç kafanın bulunduğu kocaman bir sandığı çekip çıkardı. Onları neden burada tutuyorsunuz’’? diye sordum. Onları kaynatıyorum, temizliyorum ve anatomi çalışmaları için Berlin’deki profesör dostlarıma gönderiyorum’’ diye karşılık verdi.

Rus Kazakları

Rusya’nın Kafkasya’yı kolonize etme amacı doğrultusunda Rusya’nın kolonize araçları oldular. Bu doğrultuda Çerkes köyleri çevresinde hatlar oluşturacak şekilde yerleştirildiler. Çerkes köyleri’nin yakılmasında, soykırıma maruz bırakılan Çerkesya’nın kolonileştirilmesinde kullanıldılar. Savaşlarda pek çok vahşete imza atarak Çerkes Soykırımı’nda birinci dereceden sorumlu oldular.

Rus Askerleri

Uzun yıllar süren savaş boyunca Rusya’nın çeşitli bölgelerinden Kafkasya’ya gönderilen yüzbinlerce asker uzayan savaşın da etkisiyle giderek daha da acımasızlaştılar. Çerkesler’i vatanlarından çıkarabilmek adına her türlü vahşete başvuran Rus  askerleri Hodz ve Kbaada bölgelerinde binlerce insanı topluca katletmiştir. Sağ kalan çocukların birbirine bağlanlarak top atışlarıyla parçalanması Karaçay ağıtları ve Çerkes sözlü aktarımıyla günümüze kadar ulaşmıştır. Vahşet o kadar ileri derecede idi ki 9 yaşından küçük çocuklara tecavüz etmeleri yasaklanıyordu. 



Kafkasya Forumu