Mahmut Hamsici / BBC Türkçe

Reyhanlı’nın ana caddelerinin birinin üzerinde bulunan bir apartmanın alt katında, ilk bakışta görülmeyen bina girişinde bir klinik var.

Cadde üzerindeki eski bir tabelaya bakılsa kafe olarak düşünülebilecek bu klinikte, bazıları savaşta yaralanmış muhalifler olmak üzere Suriyeliler tedavi görüyor.

Kliniğin yöneticilerinden adını vermek istemeyen Suriyeli sağlıkçı, buranın yaralı Suriyelilerin ilk tedavilerinden sonra getirildikleri bir bakım merkezi olduğunu, merkezin Suriyeli bir yardım derneği tarafından kurulduğunu söylüyor.

İçerideki havasız ortamda yaklaşık 40 genç ranzalarda yatıyor.

Kimileri tekerlekli sandalyede, kimileri koltuk değneğiyle yürüyor, kimisi yatağından kalkamayacak halde.

"BOMBALAR PATLADIKTAN SONRA REYHANLI'DA HER ŞEY ÇOK DEĞİŞTİ"

Konuştuğumuz Suriyelilerin hepsi bir konuda aynı şeyi söylüyor: “Bombalar patlayana kadar buradaki hayatımız çok iyiydi. Reyhanlı halkından büyük yardım gördük. Ama bombalardan sonra her şey değişti. Artık dışarıda gezemiyoruz. Bu patlamalara biz de en az Türkler kadar üzüldük.”

Suriyeliler patlama günü Reyhanlı’daki bazı Suriyeliler’in saldırıya uğradığını ancak ilerleyen günlerde bu tür olaylar duymadıklarını söylüyorlar.

"HEM ESAD'A HEM DE MUHALİFLERE LANET OLSUN"

Sohbet ettiğimiz Cevdet ve Ahmet adlı iki genç olay günü kendilerine saldırıldığını gülerek anlatıyor.

Gençlerden biri uğradığı saldırıdan kaçarken kendisini Reyhanlılı bir kadının eve alıp koruduğunu söylüyor.

"Burası da aynen Suriye gibi oldu. Eğer burası sakinleşmezse dönebiliriz. Burada bomba, oraya gitsek bomba! Çok zor... Hem Esad’a hem de muhaliflere lanet olsun."

'DÖVÜLEREK ÖLDÜRME' İDDİALARINA YALANLAMA

Suriyeliler, olay günü "bazı Suriyelilerin dövülerek öldürüldüğü" iddiaları hakkındaki görüşlerini sorduğumda “Böyle bir şey ne gördük, ne duyduk” diyorlar.

Merkezin yönetici sağlıkçısı da böyle bir şey olduğuna inanmadığını belirtiyor.

Suriye’deki etkili silahlı muhalif gruplardan Ahrar uş-Şam (Şam’ın Özgürleri) grubundan olduğunu belirten İbrahim adlı genç, çatışmada yaralandıktan sonra tedavi için Türkiye tarafına geçmiş.

İbrahim, Türkiye’nin kendilerini desteklediğini ve bundan çok memnun olduklarını belirterek şöyle diyor: “Yaralandığımızda sınıra geliyoruz, Türk ambulansları bizi sınırdan alıp hastanelere götürüyor. Silahlarımızı o tarafta bırakıyoruz. Bize sınırda kimse karışmıyor. Savaşanlar ihtiyaçları için bu tarafa geçince en fazla 24 saat kalıyor, sonra yine savaşmaya gidiyorlar. Ama yaralılarsa burada kalıyor, tedavi görüyor.”

PASAPORT KONTROLÜ 'BAŞLADI'

Ancak patlamadan sonra halkın kendilerine yönelik tavrının değiştiğini söylüyor Suriyeliler. “Artık dışarı çıkamıyoruz” diyorlar.

İsmini vermek istemeyen, yine çatışmada yaralanmış bir muhalif, sınırda artık kendilerine pasaport sorulmaya başlandığını belirtiyor.

Merkezin yöneticisi sağlıkçı, patlamadan sonra kendilerine bakışın 180 derece tersine döndüğünü, insanların kendilerine artık sanki hayatlarında ilk kez görmüşler gibi baktıklarını söylüyor.

Ortamdakilere “Türkiye’deki doktorlar size nasıl davranıyor?” diye soruyorum, cevap hep bir ağızdan geliyor: “Çok iyi!”

Bakım merkezinin yönetici sağlıkçısı da Reyhanlı’daki tüm doktorların Suriyelilere iyi davrandığını belirtiyor. Bir kişi “Reyhanlı’nın hastanesi mükemmel” diyor.

Suriyeliler ülkelerine dönmeyi düşünmediklerini belirtiyorlar.

Reyhanlı’dan bazı Suriyeli sığınmacıların başka ilçelere nakledildiği, bir bölümünün de ülkelerine dönüş yaptığı biliniyor.

Ancak Reyhanlı sakinleri Reyhanlı’daki Suriyeliler’in önemli bir bölümünün hâlâ ilçede olduğunu ancak evlere kapandıklarını söylüyor.

'BURASI DA AYNEN SURİYE GİBİ OLDU'

Evlere kapanan ailelerden biriyle fotoğraflarını çekmemek ve isimlerini yazmamak şartıyla konuşuyoruz.

Tek katlı evin bahçe kapısından içeri girdiğimde ilk gördüğüm önü ve arkası battaniyeyle örtülü bir araba oluyor.

Adam battaniyeyi kaldırıp Suriye plakasını gösteriyor ve saldırılmaması için üzerini örttüklerini belirtiyor.

Dört çocuklu aile sekiz ay önce tıklayın Halep kentinden Türkiye’ye gelmiş.

“Ordu, muhalifleri vuracağım diye bizim gibi hiçbir taraftan olmayan insanların mahallelerini de bombalıyordu. O yüzden kaçtık” diyor kadın.

Kadın Halep’teki bir üniversitede sekreterlik, adamsa Beyrut’taki bir üniversitede iç mimarlık eğitimi aldıklarını söylüyor.

Kadın şimdi çocuk bakıyor, adamsa küçük bir gruba Arapça ders veriyormuş.

Bunun dışında destekle geçinmeye çalıştıklarını söylüyorlar.

Aile olaydan sonra ilçede farklı bir psikolojinin oluştuğunu, bu yüzde dışarı çıkmaya çekindiklerini belirtiyorlar.

Bununla birlikte adam, “Ama Reyhanlı genel olarak iyi. Komşularımız bize iyi davranıyor. Bu arabalara saldıranlar 13-14 yaşındaki çocuklar. Bazı insanların tepkisini de anlıyoruz. Ama biz de çok üzgünüz” diyor.

Komşularının kendilerine ekmek getirdiklerini, yemek verdiklerini söylüyor kadın.

PEKİ BUNDAN SONRA NE YAPACAKLAR?

Kadın, “Burası da aynen Suriye gibi oldu. Eğer burası sakinleşmezse dönebiliriz. Burada bomba, oraya gitsek bomba! Çok zor... Hem Esad’a hem de muhaliflere lanet olsun.”