Diyarbakır'da eşcinsel olduğu için 2 amcası ve babası tarafından 14 tabanca kurşunuyla öldürüldüğü belirtilen R.Ç.'nin bugün görülen duruşması öncesinde adliye koridorunda olay çıktı.

Davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan baba M.Ç., amcalar M.A.Ç. ve Ş.Ç.'nin yakınları davayı takip eden LGBT'lere saldırdı. Mahkeme başkanı, bu olay üzerine duruşma salonuna kimseyi almadı.

Diyarbakır 3'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün 4'üncüsü yapılan duruşmaya, müebbet hapis cezası istemiyle tutuklu sanıklar M.Ç., M.A.Ç. ve Ş.Ç., ile R.Ç.'nin avukatı Fırat Söyle hazır bulundu.

Duruşma öncesi çok sayıda sanık yakını ve Diyarbakır başta olmak üzere İstanbul, Ankara'dan da çok sayıda Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans (LGBT) Derneği üyeleri davayı izlemek üzere Diyarbakır Adliyesi'ne geldi.

Duruşma salonuna girişte sanık yakınları, duruşmayı izlemek isteyen LGBT üyelerine tekme ve tokatlarla saldırdı. LGBT üyelerinin de karşılık vermesi üzerin arbede çıktı. Sanık yakınlarının tartakladığı LGBT üyelerinin yardımına adliye polisi yetişti. Polisin araya girmesiyle olaylar yatıştırılırken, mahkeme başkanı, bu durum üzerin duruşma salonuna kimseyi almadı. Duruşma eksiklerin tamamlanması için ertelendi.

“NEFRETİN DİLİNİN, MİLLETİ, SINIFI YOK”

LGBT örgütleri HEBUN, Keskesor dışında LGBT Aileleri İstanbul Grubu (LİSTAG) üyeleri de duruşmayı takip etti. Duruşma sonrası adliye binası önünde basın açıklaması yapan LİSTAG üyesi Günseli Dum, cinayet olayının geçmişini anlatarak, "Ana akım medya bu cinayeti sıradan bir adli vaka gibi yansıttı. Cinayetin gerçek nedeni örtbas edilmeye çalışıldı. R.Ç. cinayeti, gay, lezbiyen, biseksüel ve translara duyulan nefretle işlenmiştir. Nefretin dilinin, milleti, sınıfı yok. Eşcinsel, biseksüel ve translara yöneltilen şiddet evde, sokakta, okulda, iş yerinde ve toplumun her kesiminde küçük yaştan itibaren verilen yanlış bir eğitimin sonucudur.

Diyoruz ki; hemofobi ve transfobi yöresel ya da töresel değildir. Sözde gelişmiş şehirlerin göbeğinde de ne yazık ki aynı şekilde nefret cinayetleri işlenmektedir. Bizler ne Ahmet Yıldız'ı, ne Baki Koşar'ı ne de canları pahasına kimliklerini yaşamaktan ödün vermeyen trans arkadaşlarımızı unuttuk. Biliyoruz ki sözde adalet sistemi ötekiyi, farklıyı yok etmek istiyor ve bunu da katillere ceza indirimleri vererek uyguluyor. Lezbiyen, gay, biseksüel ve translar olarak yaşam hakkımızı istiyor, nefret suçları yasasının biran önce yeni anayasaya eklenmesini istiyoruz" dedi.

Diyarbakır'da geçen yıl Temmuz ayında 17 yaşındaki R.Ç., eşcinsel tercihi nedeniyle babası M.Ç., amcaları M.A.Ç ve Ş.Ç. tarafından kaldığı evden alınarak, tabancayla 14 el ateş edilerek öldürülmüştü. Hazırlanan iddianamede, tutuklu 3 sanık için, kasten insan öldürme ve alt soya karşı işledikleri suçtan dolayı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. (f5haber.com)