Siyah-beyaz fotoğraf ilk bakışta birçok insana anlamsız bir şekiller bütünü olarak görünüyor. Ama sayfanın altında yer alan renkli versiyonuna baktıktan sonra birçokları için anlamlı hale gelecek.

Bu iki resim, İngiltere'de bilim insanlarının halüsinasyonlara açıklık getirmek için yaptıkları araştırmanın bir parçası.

Galler'deki Cardiff Üniversitesi'nden bilim insanları, araştırma sonucunun bazı insanların halüsinasyon göremeye neden daha yatkın olduğunu açıklayabileceğine inanıyor.

Araştırmada, Cambridge Üniversitesi'nin de katkısıyla, beynin "öngörü" yeteneği incelendi.

Halüsinasyonların, insan beyninin çevresini yorumlarken daha önceki bilgi ve tahminleri kullanması üzerine oluştuğu fikrinden yola çıkıldı.
Amerikan bilim dergisi "Proceedings of the National Academy of Sciences"ta (PNAS) yayımlanan araştırmada, piskozun erken evrelerindeki 18 hasta ve 16 sağlıklı gönüllüyle çalışıldı.

Deneklere önce belirsiz siyah ve beyaz şekillerden oluşan resimler gösterildi.

Ardından, beynin belirsiz şekilleri anlama yeteneğinin geliştirilmesi için aynı resimlerin renkli halleri gösterildi.

Renkli resimlere baktıktan sonra aynı resimlerin siyah beyaz halini algılayabilme oranının, hastalarda daha yüksek olduğu belirlendi.

Bu durumun beyindeki bir hasardan öte, beynin anlamsız şekilleri yorumlayabilmek için çabaladığı anlamına geldiğine dikkat çekiliyor.

Örneğin bir odaya girdiğinizde hızla hareket eden siyah bir obje görürseniz ve eğer kediniz varsa bunu kedi sanacağınız belirtiliyor.

Araştırmayı yapan doktorlardan Christoph Teufel "Görme yapıcı bir süreç. Gördüğümüz dünyayı beynimiz yaratıyor. Boşlukları dolduruyor, uymayanları görmezden geliyor. Bize beklentilerimize uygun hale getirilmiş bir dünya görüntüsü sunuyor" diyor.

Cambridge Üniversitesi'nden Prof Paul Fletcher, "Öngörücü bir beyninizin olması iyi. Bu sizin belirsiz ve kompleks şeylerden daha bütünlüklü bir anlam çıkarmanızı sağlayabilir. Ama aynı zamanda orada olmayan şeyleri görebileceğiniz anlamına da gelebilir, bu da halüsinasyon gördüğünüz anlamına gelir" diyor.

Fletcher "Değiştirilmiş algı" deneyimlerinin ruhsal hastalık geçiren insanlarla kısıtlı olmadığına, hemen herkesin hayatının bir döneminde gerçekten orada olmayan şeyleri görüp duyabileceğine dikkat çekiyor.

(BBC Türkçe)