KOCAELİ - Sima Doğu Karadenizliler Hizmet Vakfı, isminin Sima Laz kültür ve Dayanışma Vakfı olarak değiştirilmesi için yapmış oldu başvurunun Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ‘isim ve amaç olarak farklı’ gerekçesiyle reddedilmesine karşı temyiz başvurusunda bulundu. Vakıf adına başvuru yapan Gülay Burhan, değişiklik taleplerinin demokratik zeminde de hukuki zeminde de hakkaniyet ve eşitlik ilkesine denk olduğunu belirterek, mahkemenin kararının buna aykırı olduğunu kaydetti.

ANF’den İbrahim Açıkyer’in haberine göre Sima Doğu Karadenizliler Hizmet Vakfı, vakıf senedi tescili amacıyla 2 Aralık 2011 tarihinde Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Davanın amacı, Sima Doğu Karadenizliler Hizmet Vakfı adının Sima Laz Kültür ve Dayanışma Vakfı olarak değiştirilmesini içeriyordu. Mahkeme, davanın 17 Nisan 2012 tarihli kararında vakfın adının değiştirilmesi talebi ile 4. ve 5. maddelerdeki değişikliklerin, “yeni düzenlenen vakıf senedinin, gerek metin gerekse de içerik bakımından vakıf kuruluş senedinden tamamen farklı olduğu, vakfın adı, amacı, teşkilatı, yönetim biçim ve organları, işleyişi itibariyle vakıf senedi değiştirmekten öte ondan bağımsız vakfın amacından apayrı bir amaç taşıyan yeni bir vakıf senedi niteliğinde olduğu, vakıf yönetiminin yapılacak iş vakıf senedine ve yasal hükümlerine aykırı olarak vakıf senedinin (amaç ve teşkilatını) değiştirmek değil yeni senette yazılı amaçlar için istenirse yeni bir vakıf kurma olmalıdır” diyerek reddetti.

Red kararına karşı vakıf yetkilileri, Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere yine Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliği’ne temyiz başvurusunda bulundu. Sima Doğu Karadenizliler Hizmet Vakfı adına temyiz başvurusunda bulunan Gülay Burhan, ilk derece mahkemesinin kararının iç hukuka ve uluslararası hukuka aykırılıklar teşkil ettiğini ifade etti.

LAZCA ‘Sİ’ SEN, ‘MA’ BEN YANİ ‘SEN VE BEN’

Burhan, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının son kısmında belirtilenin aksine isim değişikliği talebinin hukuka uygun olduğuna dikkat çekti.

Vakfın kurulduğu dönemde ülkede Laz ismi ile bir vakıf açmanın mümkün olmadığını dile getiren Burhan, “Ülkemizde ki tekçi, monist anlayış Laz ismi ile tüzel kişiliklerin faaliyet göstermesine çok da sıcak bakmıyordu. OGNİ isimli Laz Kültür Dergisi emektarlarının, derginin sırf Lazca makaleler içermesi nedeni ile Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılandığı dönemde vakfımız kurulmuştur. Dönemin devlet siyasetinin Lazcaya ve diğer etnik dillere karşı almış olduğu hukuki ve fiili tavır neticesinde kurucularımız hem Lazca anlam taşıyan hem de Türkçe anlamı olan SİMA ismini Vakfın adı olarak uygun görmüşlerdir. Sima, Lazca ‘si’ sen, ‘ma’ ben yani ‘sen ve ben’ anlamlarını taşımaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere hukuki ve cezai yaptırım kaygısı taşıyarak Türkçe anlama da gelecek Sima ismi, vakfımızın ismi olarak tercih edilmiştir. Sima isminin yanına Laz adını eklemek isteğimiz, Laz kültürü faaliyetimizin önemli bir çatısı olan vakfımızı en iyi şekilde ifade etmesinden dolayıdır” diye kaydetti.

‘TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ DE HUKUKA UYGUNDUR’

Vakıf senedindeki tüzük değişikliğinin de hukuka aykırı olmadığını, tamamen hukuki olduğunu ifade eden Burhan, 4. maddenin eski ve yeni durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Eski amaç ile yeni amaç arasında sadece “Doğu Karadeniz halkı” ile “Laz” terimleri farklılığı bulunduğuna dikkat çeken Burhan, “İlk derece mahkemesince bu farklılığın büyük bir fark olarak algılanması tarafımızca anlaşılamamaktadır. Zira Doğu Karadeniz bölgesinde hakim olan kültür Laz kültürüdür. Yine değiştirilmesini istediğimiz 5. maddede de aynı durum geçerlidir. Bu maddede de vakfımız Laz kültürünün yaşatılmasını, Lazcanın yok olmamasını öngördüğü hedefleri benimsemiştir. Eski maddedeki hedefler bölümünden farkı ‘Laz’ ibaresinin kullanılmamasıdır” dedi.

‘KÜRTÇE KONUSUNDAKİ ADIMLAR ÖRNEKTİR’

Burhan, ‘Doğu Karadeniz’ yerine ‘Laz’ ibaresinin kullanılması dönemin getirdiği hukuki ve siyasi anlayıştan kaynaklıdır. Ancak bugün durum tamamıyla farklıdır. Bugün üniversitelerde Kürt Dili Enstitüsü kurulmaktadır. Kürtçe TV olan Kanal Şeş düzenli yayın yapmaktadır. Kürtçe ve diğer etnik dillerde seçimlik derslerin önü açılmıştır. Yasal düzenlemeler özgürlüklerden yana genişlerken Doğu Karadenizliler olarak koyduğumuz ismi Laz olarak değiştirmemizin mahkemece kabulü Anayasanın eşitlik ilkesinin zorunlu bir sonucudur” dedi.

‘DEMOKRATİK HAKKIMIZ HUKUKA AYKIRI BİÇİMDE ENGELLENİYOR’

Mahkemenin yeni vakıf kurma yolunu göstermesinin de Laz kültür çalışmalarının önünü açıcı bir nitelik taşımadığını belirten Burhan, vakıf kurmanın koşullarının 15-16 yıl öncesinden farklı olduğunu kaydetti. 16 yıl önce vakfı kurarken gerekli maddi koşulların bugün çok daha üzerinde koşullar gerektiğinin altını çizen Burhan, “Zaten vakfımız varken yeni bir vakıf kurmak hem gereksiz, hem de çok ağır maddi şartlar gerektirmektedir. Örneğin 50 bin TL gibi nakitin yeni vakıf kurmak için gerektiği bilinmekte. Mahkemenin vakfımız açıkça Laz Vakfı iken bu durumu kabul etmeyerek yeni bir vakıf kurma yolunu göstermesi önümüzü hem hukuka hem de hakkaniyete aykırı şekilde tıkaması demektir. Bir yandan davamızı reddederken bir yandan da sanki tarafımıza yol gösteriyor gibi yapılan açıklama fiili anlamda sorunu çözmekten uzaktır. Yeni vakıf kurabilirsiniz demek, vakfımız zaten varken ve yeni vakıf kurmanın koşulları ağırlaştırılmışken, demokratik hakkımızı kullanmamıza aslında imkan vermemektedir” dedi.