Diyarbakır'da kasım ayında öldürülen leoparla ilgili dava başladı. Kendisinin de Greenpeace üyesi olduğunu belirten hakim, davaya müdahil olmak isteyen tüm derneklerin taleplerini kabul etti. Davada leoparların nasıl saldırdığı, yaralanma ve öldürme biçimleriyle ilgili hararetli tartışmalar yaşandı.

Diyarbakır’ın Çınar İlçesi'nde geçen yıl Kasım ayında kendilerine saldıran bir leoparın öldürülmesiyle ilgili haklarında dava açılan Kasım Kaplan ile kuzeni Mahmut Kaplan'ın yargılanmasına başlandı. Yargılamayı yapan mahkeme hakimi duruşma sırasında kendisinin de çevre örgütü Greenpeace üyesi olduğunu söyledi. Mahkeme, leoparın saldırdığı Kasım Kaplan'ın vücudundaki izlerin pençe izi olup olmadığının tespiti için dosyayı Adli Tıp Kurumu'na göndermeye ve olay yerinde keşif yapmaya karar verdi.

Diyarbakır'ın Çınar İlçesi'nde çobanlar Mahmut Kaplan'ın hayvan otlatırken, kuzeni Kasım Kaplan'a saldırdığı gerekçesiyle leoparı tüfekle vururak öldürmesiyle ilgili davanın duruşmasına başlandı. Çınar Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuksuz yargılanan ve 2 yıldan 5 yıla kadar hapis istenen Mahmut Kaplan ile Kasım Kaplan katıldı.

DERNEKLERİN MÜDAHALLİK TALEBİ KABUL EDİLDİ

Duruşmaya Antalya, Gaziantep ve Ankara Barosu Hayvan Hakları Komisyonu ile Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği temsilcileri de müdahillik talebiyle katıldı. Doğal Hayatı Koruma Vakfı ve Yaban Hayatı Eylem Grubu adına da iki avukatın mahkemeye katılmak için dilekçe gönderdiği belirtildi. Duruşmada ilk olarak 3 baro ve derneklerin davaya müdahil olma taleplerini değerlendiren mahkeme, Gaziantep, Antalya ve Ankara Baroları ile Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği temsilcilerinin davaya katılma taleplerini kabul etti.

"BU HAYVANI HAYATIMDA HİÇ GÖRMEMİŞTİM"

Leoparı öldüren Mahmut Kaplan, olay günü kayalık bir bölgede hayvanlarını otlatmaya götürdüklerini belirterek, "Ben birden arkamda bir ses işittim. Döndüğümde daha önce bu civarda görmediğim bir vahşi hayvanın Kasım'a saldırdığını gördüm. Boğuşma esnasında Kasım yaklaşık 2 metre kayalıktan aşağıya düştü. Leopar bir tarafa, Kasım bir tarafa yuvarlandı. Leopar tekrar Kasım'a saldıracağı sırada ben Kasım'ı korumak amacıyla ateş ettim. 30-40 saniye can çekiştikten sonra yere yığıldı. Daha önce bu hayvanı civarda hiç görmemiştim. Sadece televizyonlarda görüyordum. Ben gördüğümde leopar Kasım'ın sırtına ve koluna pençesini geçirmişti. Ateş etmeseydim yeniden saldıracaktı" dedi.

"YUVARLANMAZSAM ZATEN BENİ PARÇALAYACAKTI"

Duruşmada ifadesi alınan ve leoparın saldırısı sonucu yaralanan Kasım Kaplan ise 20 yıldır çobanlık yaptığını belirterek, "Mahmut önden ben arkadan yürüyorduk. Bu sırada arkadan birşeyin bana çarptığını hissettim. Bu nedenle dengemi kaybedip yüksek yerden yuvarlanarak düştüm. Leopar 2-3 metre uzağımdaydı. Kuzenim Mahmut tekrar saldırmak üzereyken ateş etti. Şu an halen sağ kolumda ve sırtımdı pençe izleri var. Biz o gün hayvan avlamak için arazide değildik. Garip bir hayvan olduğu için traktörle köye götürdük. Yaşlılara gösterip ne olduğunu anlamak istedik. Yapabilecek bir şeyimiz yoktu. Yuvarlanmasam zaten beni parçalayacaktı" diye konuştu.

HAKİM GREENPEACE ÜYESİ

Dava dosyasına gelen evraklarda öldürülen leoparın vücudunda bir kurşun daha bulunduğu ve otopside çıkarılan kurşunun daha önceden sıkılmış olabileceği belirtildi. Bu arada leoparın yaraladığı Kasım Kaplan da duruşma sırasında kolundaki yaraları Hakim ve Savcıya gösterdi. İfade sırasında müdahil avukatlar ve sanıklar arasında zaman zaman tartışmalar da yaşandı. Bu sırada Antalya Barosu temsilcisi avukat Lider Tanrıkulu, leoparların saldırı anında vücutlarına bir tür adrenalin salgılandığı ve saldırısını tamamlamaya çalıştığını söyledi. Bunun üzerine araya giren Cumhuriyet Savcısı, "O zaman sanık nasıl yaralandı" diye soru sordu. Daha sonra konuşan avukat Tanrıkulu, "Bunun bir sürek avı olduğunu düşünüyoruz. Bize göre yaraları hayvanı vurduktan sonra kendileri yaptı. Tüfeği hazırlayıp ateş etmesi bile bir kaç saniye sürer" dedi.

Yaşanan tartışma üzerine tarafları sakinleştiren Mahkeme Hakimi Ömer Aykut Özdoğan, kendisinin de Greenpeace üyesi olduğunu söyledi.

Duruşmada daha sonra söz alan müdahil avukatlar, sanıkların ifadeleri arasında çelişki olduğunu belirterek, "Sanıkların anlattığı süreç olan olaya uymamaktadır. Leoparın saldırı karakteristiği, 4 ayağını da kullanarak saldırması şeklindedir. Yaralanmalar ve leoparın saldırı şekli arasında çelişki bulunmaktadır.Öldürülen leopar 90 kilo ağırlığındadır. Saldırdıklarında kurbanlarında çok ağır yaralanma meydana getirirler. Yaralanmaların vahşi hayvan saldırısı ile olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmalıdır. Ayrıca olay yerinde keşif yapılmasını talep ediyoruz" dediler.

BÖLGEDE DAHA ÖNCE LEOPAR GÖRÜLÜP GÖRÜLMEDİĞİ ARAŞTIRILACAK

Çınar Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi, delillerin tespiti ve olayın aydınlatılması için leoparın öldürüldüğü yerde keşif yapılmasına hükmetti. Mahkeme, Diyarbakır Valiliği ve Dicle Üniversitesi'ne yazı yazılarak bölgede daha önce leopar görülüp görülmediğinin de araştırılmasına karar verdi. Mahkeme olayda yaralanan sanık Kasım Kaplan'ın tedavi kayıtlarının alınarak vücudundaki yaralanmanın leopar pençesi olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

Çınar Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede şüpheliler Mahmut Kaplan ile Kasım Kaplan hakkında, avlamak suretiyle bir canlı türünün yok olması tehlikesine, ya da ekolojik dengenin bozulması tehlikesine neden olmak suçundan, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istendi.

LEOPAR SALDIRSAYDI SAĞ KURTULAMAZLARDI

Duruşmadan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu üyesi avukat Lider Tanrıkulu leopar davasının sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirterek, "Bu savaşı sonuna kadar götüreceğiz. Hayvan Hakları Evrensel Sözleşmesi'nin açık ihlali söz konusudur. Nesli tehlike altında olan bu hayvanın öldürülmesi fiilinin cezası hapis olmalıdır. Sanıkların savunmalarının gerçekçi bir tarafı yoktur. Leopar saldırısına uğrayan kişinin sağ kurtulması mümkün değildir. Bunların cezalandırılması gerekmektedir. Verilecek ceza kamu vicdanını rahatlatıcı olmalıdır" dedi. Adliye'den çıkan tutuksuz sanıklar Mahmut Kaplan ve Kasım Kaplan ise gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı.