Güney Kıbrıs Parlamentosu geçen hafta “Hayvan Refahı Kanunu”nu değiştirmek için bir oylama yaptı ve sirklerde “vahşi” ve “evcil” tüm hayvanların kullanılmasını yasakladı.

Dünyadaki pek çok ülke, aktivistlerin çabasıyla hayvan hakları konusunda daha duyarlı hale geliyor. Sirklerin bir eğlence yeri olmadığını söyleyen aktivistler eğlence adı altında hayvanların işkence görmesine karşı çıkıyor ve sirklerin çocuk psikolojisini olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor.

Hayvanların sirklerde kullanımını yasaklayan ilk ülke Bolivya oldu. Ardından Yunanistan, Kosta Rika, Avusturya, Singapur, Finlandiya, Hindistan, Portekiz, Hırvatistan, İsrail, İsveç, Macaristan ve İrlanda’nın bazı illeri sirklerde “vahşi hayvan” kullanımını yasakladı. İngiltere’de de sirklerin gerçek yüzünü ortaya çıkaran gizli çekim videolarının büyük yankı uyandırmasının ardından, vahşi hayvanların sirklerde kullanılması yasaklandı.

ARTIK KIBRIS’TA DA YASAK

Bu ülkelere son olarak da Kıbrıs eklendi. Kıbrıs’ta yapılan yasa değişikliği ise şöyle: “Gösterilerinde şov amaçlı, geçit töreni için ya da sadece halk içinde gösteriş/duruş olarak bile olsa, herhangi bir şekilde herhangi bir hayvan türünü kullanan sirklerin kurulması ve/veya faaliyet göstermesi yasaklanmıştır.”

Türkiye’de de hayvanlı sirklerin yasaklanması için çalışmalar yapan Yeryüzüne Özgürlük Derneği, Kıbrıs Parlamentosu’nun aldığı bu kararı, hayvanlar açısından oldukça olumlu bir gelişme olarak değerlendirerek “Kıbrıs, Yunanistan’dan sonra, türü ve ırkı ne olursa olsun herhangi bir hayvanın insanların eğlencesi için kullanılmaması gerektiğinin farkına vardı ve bu kanunî düzenlemeyi yaptı. Özellikle Evrensel Hayvan Hakları Beyannamesi’ne taraf olan tüm ülkeler başta olmak üzere her ülke, bu ahlakî sorumluluğu yerine getirmeli ve tüm dünyada hayvanlı sirkler yasaklanmalı” dedi.

Türkiye’nin de tarafı olduğu Evrensel Hayvan Hakları Beyannamesi, hayvanların insanların eğlencesi için kullanılamayacağını hüküm altına alsa da Türkiye, bu konuda henüz herhangi bir yaptırım ya da yasaklama kararı almadı.

Hayvanlı sirklerin Türkiye’de yasaklanması için bir dizi eylem ve müracaatta bulunduklarını açıklayan Yeryüzüne Özgürlük Derneği aktivistleri,  “Bu konuda Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere birçok devlet yetkilisine ve kurumuna müracaatta bulunduk ancak karşımızda herhangi bir muhatap bulmak bir yana başvurularımıza cevap dahi alamadık. Türkiye’de hayvanlar maalesef hâlâ birer mal, insanları eğlendirmesi gereken birer nesne, oyuncak olarak görülüyor. Hayvanlı sirkler yasaklanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Çünkü bu, ciddi bir politik ve ahlâki sorun”  diyor.

Yeryüzüne Özgürlük Derneği aktivistleri,  “Hayvanlı sirklere gitmeyin, bu zalim sektöre destek olmayın. Mümkün olduğunca çevrenizdeki insanları sirk gerçeği konusunda bilgilendirin ki onlar da zulümden kazanç sağlayan bu işkencehanelerin ayakta kalmasına ve sirklerdeki bu zulmün devam ettirilmesine ortak olmasın.” diyerek hayvanlı sirkleri boykot çağrısında bulunuyor.

“Türkiye’deki sirkler kapatılsın” adlı bir de imza kampanyası sürüyor:

Kıbrıs hükümetinin Hayvan Refahı Kanunu’ndaki diğer değişiklikler arasında şunlar da var:

1. Deney tesislerinde (laboratuvarlarda) kullanılan hayvanları korumak için bir Ulusal Komite kurulmalı ve 2. Hayvanlar üzerinde yapılan tüm “kozmetik sakatlama”lar yasaklanmalı (eğer bir veteriner tarafından uygun ve gerekli görülmüyor ise). Bu ikinci madde kuyruk, kulaklar, dişler, tırnaklar ve ses tellerinin alınmasını da içermektedir.

HAYVANLI SİRKLERDE NELER OLUYOR, AKTİVİSTLER NEDEN KARŞI?

- Sirklerdeki hayvanlar, doğal yaşam alanlarından koparılarak hapsediliyor, insanların eğlendirilmesi için bebeklikten itibaren akıl almaz işkencelerle, dayakla, açlıkla terbiye edilerek zorla sahneye çıkarılıyor.

- Eğitimlerde çivili sopa, kırbaç, elektroşok çubuğu, kanca gibi işkence aletleri kullanılarak hayvanlara "yabanıl" oldukları unutturulmaya çalışılıyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde hayvanlı sirklerde yapılan gizli çekimlerle hayvanlara yapılan işkenceler büyük tepki çekti ve hayvanlara yaşatılan zulüm belgelendi.

- Sirkler, şehirden şehre, ülkeden ülkeye gezdikleri için bu hayvanların, suya, yiyeceğe, doğal ihtiyaçlara erişimleri de bir hayli kısıtlı durumda.

Sirklerdeki tutsak hayvanlar, doğal yaşam ortamlarına kıyasla binlerce kat dar alanlarda, asla istedikleri gibi hareket edemeyecekleri kafeslerde tutuluyor. Doğalarına hiçbir şekilde uymayan bir ortamda, çok kısıtlı temel gereksinimleri sağlanarak sadece yaşamalarına izin veriliyor. Bu mahrumiyet nedeniyle de hapsedildikleri dar kafeslerde, kendi etraflarında, sürekli dairesel dönme hareketleri, kafa sallama gibi anormal davranışlar sergiliyorlar. (Demokrat Haber)