Selma Kara / Demokrat Haber

Kayseri’de Ahi Evran Mahallesi sakinleri, kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında, Kocasinan Belediyesi yetkilileri tarafından, Regaib Kandili günü haber vermeksizin, bazı evler ile minaresi tarihi olduğu iddia edilen caminin yıkıldığını iddia etti.

“HABERİMİZ OLMADAN YIKTILAR”

Eski adı ile Kumarlı, yeni adı ile Ahi Evran Mahallesi sakinleri, Kocasinan Belediyesi’nin kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında, haber verilmeksizin minaresinin tarihi olduğu öne sürülen cami ile bazı evlerin ve ahır olarak kullanılan yapıların yıkıldığını iddia etti.

Mahalle sakinlerinin iddiaları bunlarla da kalmadı. Vatandaş, yıkım işleminin tatil günlerine denk getirilerek, şikayet mekanizmasına başvurmanın yolunun engellendiğini de söyledi.

Caminin 23 Nisan tatili ile Regaib Kandili’ne denk gelen Perşembe günü, evlerin de 19 Mayıs tatiline denk gelen Salı günü yıkıldığını öne süren mahalle sakinleri, ne muhtarlıktan ne de belediyeden tatmin edici bir açıklama yapılmadığını da ifade etti.

Mahalleli, eski caminin yıkılmasının yanı sıra, yaklaşık 20 yıl önce yapılan, yol kenarındaki Osmangazi Camii’nin yıkılacak olmasına da anlam veremediklerini söyledi.

Yıkılacak olan yeni cami.

“AHIRIMI YIKTILAR, GELİRİM BİTTİ”

Mahalle sakinlerinden 57 yaşındaki Şerife Dölek ile 67 yaşındaki Penbe Bilgen, ahırları yıkılan vatandaşlar. Kendisine sadece bir hafta önce kağıt gönderildiğini, o tarihlerde de hastanede olduğunu belirten Şerife Dölek, “Hastaneden çıktığımda da yıkmaya gelmişler. Buraya polisleri düzmüşler, 5 tonluk havuzum var mıydı, 50 direklik samanlığım var mıydı, çobanlık var mıydı? Ben bir şey diyemedim, nasıl diyelim bir sürü polis. Daha sonra belediyeye başvurdum, iki kere dilekçe verdim, ikisini de duymazdan geldiler. Hadi yıksın ama zararımı ödeyin dedim, sonuç yok. Muhtarımız da bilgi vermiyor. O ahır benim gelirimdi, kiraya veriyordum, mantar yetiştiriyordum, şimdi gelir bitti, 700 Lira aylığa kaldım.” diye konuştu. Penbe Bilgen de, Şerife Dölek gibi zararının tespit edilip karşılanmasını istedi.

“KÖYÜMÜZÜ BIRAKSINLAR, ŞEHİRLİ OLMAK İSTEMİYORUZ”

Doğma büyüme Ahi Evran Mahallesi’nde yaşadığını kaydeden Penbe Bilgen; “Biz Kumarlılıyız, doğma, büyüme hep ecdadım buralı. Köylüyüz, köylü gibi yaşamak istiyoruz. Ben şehirli olmak istemiyorum, köyümüzü bize bıraksınlar. Buradan gidilir mi? Biz tırnaklarımızla kazıdık, öyle adam olduk. Yokluktan var olduk. Burayı bizim elimizden alacaklar, zenginlere peşkeş çekecekler. Cayır cayır geldiler, yıktılar. Niye Cırgalan, Germir, Tavlusun yıkılmıyor, niye illa ki Kumarlı? Niye burayı adam yerine koymuyorlar? Bana kağıt gelmedi ama böyle gelirler de yıkarlar diye korkuyoruz. Adalet yok, adalet istiyorum ben.” şeklinde konuştu.

(Sağda) Meryem Tanrıkulu, caminin yanındaki ekmek pişirdikleri fırını da yıktıklarını söylüyor, (solda) Penbe Bilgen ise şehirli olmak istemediklerini ifade ediyor.

MAHALLELİNİN EKMEK TEKNESİ DE YIKILDI

Mahalle sakinlerinin bir diğer iddiası da, yıkılan eski caminin yanında yer alan ve kendilerinin inşa ettiği ekmek fırını. “Ekmek teknemiz yıkıldı.” diyen 54 yaşındaki Meryem Tanrıkulu, “Mübarek günü geliyor, ramazanda kete, ekmek pişiriyorduk. Fakir fukara getirip ekmek pişiriyordu, orayı da yıktılar. Bize de evlerimize bir hak tanısınlar.” dedi. 

“50 YILDA SAHİP OLDUĞUM EVİ YIKACAKLAR”

50 yaşındaki inşaat işçiliği yaparak geçinen, 1’i engelli 5 çocuk babası Musa Sarı, evinin bazı duvarlarının cami yıkımı esnasında çatladığını söyledi. Belediye’den adalet beklediklerini vurgulayan Musa Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burayı 23 Nisan’da tatile denk getirdiler, yıktılar. Sabah 08.00 gibi geldiler, çocuklarımız yatıyordu, hiç haberimiz haber vermeden yıkıma devam ettiler. Ben akşam çalışıyorum, o saatte işten gelirken denk geldim. Muhtarımızı da almış gelmişler. Ben söyledim, “Arkadaş, burayı yıkıyorsunuz, hiç haber vermiyorsunuz, evde özürlü çocuğumuz da var.” diye. Şu cami tarihi eserdi, hiç yıkılmaması gereken bir şeydi ama üç güne gelip birini yıkıyorlar. Evleri de 19 Mayıs tatiline denk getirip yıktılar. Bilmiyorum sonumuz ne olacak? Cami yıkıldıktan sonraki pazartesi günü gittim, bana 3 tane ev yıkılıp cami yapılacak dediler.”

YIKIM ÇOK SAYIDA POLİS VE JANDARMA EŞLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Yıkımın, polis ve jandarma eşliğin gerçekleştiğini de belirten Musa Sarı, “Yüz tane polisi, jandarmayı getirip yıkıyor, kimseye de haber vermiyor. Sen haklıysan niye o kadar polisi getiriyorsan. Bir vatandaş bu polislerle dövüşürse, ederse bunun vebalini Haseki mi çekecek, Büyükşehir mi, Kocasinan mı çekecek? Belediye kimseyi çağırıp da açıklama yapmıyor. Tenezzül etmiyorlar ki. Kendi kendine iç savaş çıkarıyorlar. O gün muhtar bana konuşma dedi belediyenin adamıyla. 5 çocuğum var, 7 nüfus. Şu gecekonduda yatıp kalkıyorum. 50 yaşına gelmişim, ancak bunu edinmişim. Onu da sormadan, soruşturmadan yıkıyorlar.  Kendileri olsa gelip burada otururlar mı Allah içini yapacağız, onaracağız dediler, bir şey yok.” dedi.

“BÖYLE ADALET OLMAZ”

Bir diğer mahalle sakini 48 yaşındaki İzzet Duran da, mahalleli ile konuşulmadan yıkıma gelindiği iddia edenlerden. Kentsel dönüşümün kendileri için haksız sonuçlar doğuracağına inandığını dile getiren İzzet Duran, “Adımı soyadımı yaz, cibilliyetimi de yaz istersen. Bunlar burayı yıktıktan sonra daha arka taraftan ev vereceklermiş bize. Benim burada bin 264 metre yerim var. Köyümün olduğu yerden bana ev vermeyecek, oradan verecekmiş. Yargı yolu kapalıymış. Bu sorgusuz infaz mı? Böyle belediye olur mu? İşteydim, haberim yoktu, akşam geldim ki. Köyü yıktılar dediler. Evlerin sahiplerine sordum haberleri yok ki. Tatile denk getiriyorlar yıkımı. Şikayet edeceğin yer de yok. Çıkıyorlar da, adaletliyiz, kimseyi mağdur etmeyeceğiz diyorlar ya… Geçin siz onları, bunların adaleti bu mu? Böyle adalet olmaz. Yıkıyorsan, toplu konuşulur, bedelleri belirlenir, onun üzerine herkese şu gün çıkıyorsunuz dersin, komple greyderi vurursun. Bu ne böyle mezra gibi, burada bir taş birinin üzerine düşse ne olacak?” ifadelerini kullandı.

“BELEDİYE BAŞKANI HABERİM YOK DEDİ”

Mahallede evi yıkılanlardan biri de Gazeteci Süleyman Erciyes. Telefonla kendisine ulaştığımız Süleyman Erciyes, mahalleliyi doğrulayarak, evinin yıkılacağından haberi olmadığını söyledi. Söz konusu evde yaşamadıklarını, ancak bazı eşyalarını koymak için depo olarak kullandıklarını kaydeden Süleyman Erciyes, “Ben evin yıkıldığını öğrenince belediye de gittim, avukata da. Belediyeden bana söylenen, evimin tehlike arz ettiği. Ama benim evim tehlike falan arz etmiyordu. Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar ile de bizzat görüştüm, bana kendisinin haberi olmadığını, imar bölümündeki yetkililerin yıkımı yapmış olabileceğini söyledi. Belediyeye dilekçe verdim ama avukatım aracılığı ile de dava işlemlerine başladık.” diye konuştu.

Gazeteci Süleyman Erciyes'in yıkılan evi

BELEDİYE: “MAHALLELİNİN HABERİ VAR”

Kocasinan Belediyesi yetkilileri ise, mahalle sakinlerinin aksine, vatandaşın haberi olduğunu iddia etti. arazinin 900 bin metrekaresinin hazine, 150 bin metrekaresinin de belediye arazisi olduğuna dikkat çeken yetkililer, vatandaşın zaten haksız biçimde arazi işgal ettiğini savundu. Vatandaşın iddiasının aksine, arazide iki kez bedel tespiti yapıldığını kaydeden yetkililer, arazide 180’den fazla gecekondu, 80’e yakın daire, 30’a yakın da tapulu ama ruhsatsız belgeli ev olduğunu söyledi.

BELEDİYE:” CAMİ TARİHİ DEĞİL, METRUK YAPI”

Minaresi tarihi olduğu iddia edilen caminin de metruk yapı olduğunu ifade eden belediye yetkilileri, herhangi bir mağduriyetin söz konusu olmadığını, vatandaşla sözleşme imzalanacağını hatta Uzlaşma Ofisi kurma çalışmalarının başladığını da sözlerine ekledi.