İstanbul Ermeni Patrikhanesi, 500 bin euro değerinde olan 113 yıllık kayıp bir tablonun peşinde. Söz konusu tablo, yenisinin yapılması için Patrik Mesrob Mutafyan tarafından bir kişiye verilmesi sonrası sırra kadem bastı. Tablonun izinin şimdi Ermenistan’da bulunduğu belirtiliyor.

BİZZAT PATRİK GÖREVLENDİRDİ

Habertürk gazetesinin haberine göre, dolandırıcılık şöyle gelişti: Şu an komada olan Patrik Mesrob Mutafyan, Patrikhane arşivinde bulunan 113 yıllık bir tabloyu yeniden yapılması için Ermeni bir vatandaşa verdi. Tablonun Ermeni ressam Aram Haçaduryan’ın imzasını taşıdığı belirtiliyor; Patrik Mutafyan da kimin resmedildiği bilinmeyen tablonun şapkasız halinin yapılmasını istiyordu. Ancak tabloyu alan kişi ortadan kayboldu.

AYVAZOVSKİ ‘İMZASI’ MI?

Patrikhane, Ermenistan’daki devlet kurumlarının yanı sıra sanat ve tarih piyasasındaki kişiler yardımıyla tablonun peşine düştü. Ve tablonun izine ancak geçen yıl, Ermenistan’da rastlandı. Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan’ın aktardığına göre, tablo 500 bin euroya satılmak isteniyordu; satışı yapmaya çalışan kişi de ressamın Ermeni kökenli Rus ressam Ivan Ayvazovski’nin imzasını taşıdığını öne sürüyordu.

‘AYVAZOVSKİ O TARİHTE ÖLMÜŞTÜ’

Bunun üzerine Rusya’daki Ayvazovski uzmanlarından inceleme talep edildi. Rus uzmanlar resmin Ayvazovski’ye değil de Haçaduryan’a ait olduğunu tespit ederse, tablo İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ne iade edilebilecek. Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan, “2 yıl önce tabloyu bulduk ve şikâyette bulunduk. Tabloyu satışa çıkaran kişi, tablonun 1970 yılından beri kendilerinde olduğunu iddia ederek inkâr etti. Ayvazovski’ye ait olduğunu söylediler. Biz tabloyu gördük. Bizde bulunan fotoğraflarla karşılaştırdık. Saç kıllarının yönüne kadar aynı. O tablo olduğu açık ve net olarak anlaşılıyor. Zaten Ayvazovski’ye ait olması mümkün değil. Yapıldığı tarihte Ayvazovski ölmüştü. Bu tablodan dünyada bir tane var. Bu tablo bir taneyse patrikhanenindir, kitabımızda yazıyor” diye konuştu.

1817-1900 arasında yaşayan Ayvazovski, Rus Donanması’nın resmi ressamı olarak özellikle deniz manzaralı tablolarıyla tanınıyor. 1845’te geldiği İstanbul’da Sultan Abdülmecid tarafından Beylerbeyi Sarayı’nda kabul edilen ressamın, 30 kadar eseri Türkiye’de Dolmabahçe Sarayı ve Deniz Müzesi’nde bulunuyor. Ayvazovski, İstanbul’daki eski kök ve konaklarda da duvar resimleri bulunuyor.