Üniversite, bir öğrenci için asla sadece dersliklerden, amfilerden ibaret değildir. Öğrencilik bir yaşam biçimi ise mabedi de kampüslerdir. Tarihi bir kapıdan adım atmak, devasa amfilerde ders yapmak, çay ve tost kokan bir kantinde derin mevzulara dalmak, sahaf gibi kokan yüksek tavanlı bir kütüphanede ders çalışmak, uzun yemekhane kuyruklardan sonra çimlere yayılmak öğrenciliğin ritüellerinden.

Şimdilerde ise sayısı 170’i bulan üniversitelerle ‘her ile bir üniversite’, hızla ‘her mahalleye bir üniversite’ hedefine dönüşürken kampüs yaşamı da değişiyor. Üniversite kampüsleri, mahale arasında, otoban kenarında, sanayi sitesi içinde holding binalarına benzeyen binalara evriliyor. 

 

İstanbul ’da 43 devlet ve vakıf üniversitesi var. Devlet üniversitesi sayısı dokuz iken birkaç sene önce bir elin parmaklarını geçmeyen vakıf üniversitesi sayısı 34’ü buldu. Niceliksel bu değişim fiziksel bir değişimi de beraberinde getirdi. Üniversite tanıtımlarında kampüssüz üniversiteler, ‘merkezi lokasyonda’ diye başlayan sahibinden.com ilanlarını andırmaya başladı: ‘Şehrin merkezinde’, ‘hayatın içinde’. Amfi olmayınca küçük sınıflarda ‘etkin eğitim’ başladı. Hatta kimi üniversitenin alışveriş ve promosyon sitelerine bile ilanları düşmeye başladı. Mesela Nişantaşı Üniversitesi ‘Groupon- Şehir Fırsatı’ sitesinde ‘müşterilerine’ iyi bir fırsat sunuyor:

 “Nişantası Meslek Yüksekokulu’nun 15 farklı branşında yüzde 50 burs. Sadece ‘ön sipariş verin’ butonuna basmanız yeterli.”

 

BAYRAMPAŞA’DA BİR NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ

Vakıf üniversitelerinin kimi şehir merkezlerine uzak büyük arazilerde kampüs kurarken, kimi şehir merkezinin farklı semtlerinde holding binalarını andıran birkaç binasıyla, kimi mahalle arasındaki dershaneye benzeyen binasıyla, kimi de otoyol manzaralı, sanayi sitelerinin içinde karşımıza çıkmaya başladı. Örneğin 2010-2011 akademik yılında Bomonti’deki binasında Nişantaşı Meslek Yüksekokulu eğitim vermeye başladı. Daha sonra Nişantaşı Üniversitesi kuruldu. Merkez ‘kampüs’ tahmin edildiği gibi Nişantaşı’nda değil Bayrampaşa’da.

 

GİDECEĞİM TEK YER HAVAALANI!

14 katlı binasında altı fakültede eğitim veren Kemerburgaz Üniversitesi’nin adına kanmayın, Mahmutbey’de, İSTOÇ ( İstanbul Toptancılar Çarşısı) ve İkitelli manzaralı. Kemerburgaz’daki arazi ile ilgili sorunlar çıkınca üniversitenin kuruluşunda gecikmeye yol açmamak için Altınbaş Holding’in binası üniversiteye devredildi. Üniversitenin döner kapısından içeri girince çok şık bir bina karşılıyor insanı. Mermer zemin, asansörler, süs havuzu, vestiyer... Fiziksel donanım son model ve şık ancak insan üniversiteden çok bir holdinge giriyormuş hissine kapılıyor. Kantinde fonda Hande Yener ’den “Gideceğim tek yer havaalanı...” çalarken, insan sormadan edemiyor: “Burada öğrenciler civarda sosyalleşmek, kültürel etkinlikleri takip etmek için nereye gidebilir?” Bir de unutmadan gerçekten buradan gidilebilecek en yakın yer havaalanı!

 

Avcılar ’daki Gelişim Meslek Yüksekokulu’nun binası E-5 üzerinde, hemen yanında aynı büyüklükte bir mobilya mağazası var. Dışarıdan bakılınca iki bina birbirinden farklı durmuyor. Sadece birinde üniversitenin, diğerinde mobilyacının adı yazıyor. Dört yıllık bölümlerin olduğu üniversite binası ise yine Avcılar ’da holdinglerin, tekstil fabrikalarının tam içinde. Sağlı sollu fabrikaların olduğu caddenin sonunun bir üniversiteye çıkacağını tahmin etmek zor.

 

Cevizlibağ’daki Yeniyüzyıl Üniversitesi’nin binası sanayi sitesinin içinde kalıyor ama E-5’e çok yakın. Metrobüsten indikten sonra birkaç dakika yürüme mesafesinde. Üniversitenin binası da, sınıfları da büyük. Burası en azından bir otel ya da dershane gibi durmuyor. 

 

EVLERİN BALKONUNA BİTİŞİK

Üsküdar Üniversitesi’nin iki binası var. Biri, Nakkaştepe’deki İcadiye Mahallesi’nde. Üniversite o kadar mahallenin içinde ki, binanın duvarı yandaki apartmanların balkonuna yapışık. Fakültelerin ve rektörlüğün yer alacağı ikinci bina Altunizade’de inşa halinde. Burada biraz daha üniversite havası var ve daha büyük.

 

Gedik Üniversitesi’nin iki yerleşkesi var. Biri Kartal, diğeri Pendik’te. Kartal’daki üç bina da işyerini andırıyor. Çevresi de işmerkezleri ve holdinglerle dolu. Üniversitenin bir binasında hem rektörlük hem de Gedik Yatırım var. Pendik’te meslek yüksekokulun bulunduğu yere ise bir kampüs yapılacak. Süleymanşah Üniversitesi’nin Tuzla’da büyük bir kampüsü inşa ediliyor. Kampüs bitene kadar ise Kartal’da lüks bir site binasını andıran yerleşkede eğitim veriyor. (Umay Aktaş Salman / Radikal)