Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, Gezi direnişinde öldürülen Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, Ali İsmail Korkmaz’ın babası Şahap Korkmaz, Lice’de karakol yapımına karşı protestoda öldürülen Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım, Cizre’de polis kurşunuyla öldürülen Nihat Kazanhan’ın babası Mehmet Emin ve çatışmalarda evlatlarını kaybeden polis ve asker aileleri silahların susması ve barış çağrısında bulundu.

Cumhuriyet'e konuşan aileler şunları söyledi:

Gezi direnişinde öldürülen 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan: Biz silahların susmasını, barış ve kardeşliği, herkesin huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Kimsenin burunun kanamamasını, saçının teline zarar gelmemesini istiyoruz. Ölenlerin hepsi bizim çocuklarımız. AKP iktidarda kalmak uğruna bir savaş yaratmak istiyor. Ama bunların da birgün sonu gelecek. Kimsenin ölmemesini istiyoruz. Tek istediğimiz barış.”

Gezi direnişinde öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın babası Şahap Korkmaz: “Her ölüm haberi canımızı yakıyor. Her annenin gözyaşı yüreğimizi deliyor. Yok yere onca can gidiyor. Yeter artık. Ne uğruna ölüyor gençler? Bu insanların günahı ne? Yarın silahlar sustuğunda annelerin acısı dinecek mi? Kanayan yara iyi olacak mı? Hayır annelerin, babaların, evlatların acıları hep içinde kalacak. Artık yeter, silahlar susun, barış olsun, başka canlar gitmesin.”

Karakol protestosunda öldürülen Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım: “Artık yeter biz bu savaşı istemiyoruz, barış istiyoruz. Medeni şehit olduğunda o zaman ‘umarım bu son şehidimiz olur’ diyerek bunun için dua ettim. Ama baştakinin vicdanı kör olmuş, Firavun gibi davranıyor. Onun ne Türk ne de Kürt halkına bir yararı vardır. Keşke bu savaşı durdurabilseydim ve elimden bir şey gelseydi. Zulüm sadece Kürtler üzerinde değildir, Türkiye’deki tüm halklar üzerinedir.”

‘BARIŞA OLAN UMUDUMUZ HALA VAR’

Cizre’de polis kurşunuyla öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın babası Mehmet Emin Kazanhan: “Biz bu ölümleri istemiyoruz. Artık ölümler olmasın, kimsenin canı yanmasın, analar ağlamasın, gençler ölmesin. Barışa olan umudumuz hâlâ var. Bu savaş durdurulsa barış olacaktır. Barışa olan umudumuzu hâlâ yitirmedik.”

BARIŞ ANNELERİ: KİMSENİN TAHAMMÜLÜ YOK       

PKK’ye katılan kızını kaybeden Barış Anneleri İnisiyatifi sözcülerinden Havva Kıran: “Bu süreçte heyetler görüşüyordu, gözümüz barış yolundaydı. Erdoğan iktidarda kalsın diye artık askerler, polisler gerillalar ölüyor. Artık bu ülkede kimsenin askerlerin, polislerin gerillaların ölmesine tahammülü yoktur. Annelerin acılarının rengi yoktur, biz ölen polislerin askerlerin annelerinin de acılarını yaşıyoruz. Erdoğan’ın, Arınç’ın gözlerini kan bürümüş, ağızlarından kan akıyor. Unutmasınlar barış, savaştan daha zordur. Önemli olan barışı inşa etmektir.

Kızı PKK’ye katılan Barış Anneleri İnisiyatifi üyelerinden Hanife Akpolat: “Barış istiyorum. Herkese çağrımızdır özellikle asker ve polis annelerine; gelin birlik olalım tek ses çıkaralım ve gerekirse meclise kadar gidelim, Başbakan’ın Bakanların, vekillerin, Erdoğan’ın karşısına tek vücut çıkalım ve savaş istemediğimizi bu zulmü kabul etmediğimizi, kimsenin ölmesine razı olmadığımızı ve barışı istediğimizi yüzüne söyleyelim. İki taraf da çatışmayı durdursun ve kimse kimseye ateş etmesin.Yeter artık inadına barış barış barış diyoruz.

POLİS VE ASKER AİLELERİ: ÇOCUKLARIMIZI TABUTLA KARŞILAMAK İSTEMİYORUZ

Oğlu Cem 2012 yılında öldürülen Müsemma İlkan: “2012 yılından bu yana çektiğimiz acıyı sadece biz biliriz. Terör bir ara durmuştu. Şimdi yeniden hortlatıldı. Çocuklarımızı gözümüz gibi bakıyoruz. Sonrada teröre kurban gidiyorlar. Bu durum artık tersine dönmelidir. Çocuklarımızı güle oynaya gönderdiğimiz vatani görevlerinden tabutla karşılamak istemiyoruz”

Oğlu Abdullah 1996’de öldürülen Elmas Yağcı, “Aynı ülkenin çocukları niye birbirlerini öldürüyor? Bu kime yarıyor. Neyi paylaşamıyoruz? Bu durum artık tersine dönmelidir. Hepimiz bu ülkenin nimetlerini gelirini paylaşmalıyız.”