Fransız uzay şirketinde eşcinsel olduğu için ayrımcılığa maruz kalan Veli Kaan Atilla Habertürk’ten Işıl Cinmen ile konuştu.

European Aeronautic Defence and Space Company’nin (EADS) Almanya ve Fransa başta olmak üzere 80 ülkede yönetim merkezleri olan, Havacılık, Uzay ve Savunma alanında çalışan bir şirket. Atilla ise şirketin Ankara’daki irtibat bürosunda müdür olarak çalışıyordu.

Cinsel yöneliminden dolayı ayrımcılığa uğradı. Uzun bir mobbing döneminin ardından işten atıldı.

Duruşmaya tanık olarak katılan şirket çalışanlarından bazıları genel müdürün "O eşcinsel, şirkete zararı dokunur" dediğini doğruladı.

Veli Kaan Atilla yaşadıklarını şöyle anlattı:

Kaç yaşındasınız?

52.

Kaç senedir çalışıyorsunuz?

İş hayatında 25 yılı doldurdum.

Nerelerde çalıştınız?

Bundan önce 15 yıl Siemens AG Türkiye, Turkcell’in bağlı şirketi MAPCO, daha sonra da Turkcell’le iş yapan bir firmada genel müdür yardımcılığı yaptım. Daha önce yaptığım işler de telekomünikasyon ve savunma ağırlıklı işlerdi. Zaten EADS’a da bu konudaki tecrübelerim nedeniyle istihdam edilmiştim.

Önceki iş yerlerinizde cinsel yöneliminiz nedeniyle başınıza kötü bir olay geldi mi?

Çalıştığım hiçbir şirkette bu konularda en ufak bir baskı, eleştiri ya da aşağılanmaya maruz kalmadım.

 EADS’da ne kadar çalıştınız?

11 ay görev yaptım. Göreve 2010 Nisan’da başladım ve 2011 Şubat’ta işten atıldım.

Göreviniz tam olarak neydi?

Acil haberleşme amacıyla tedarik edilecek sistemler başta olmak üzere, insansız hava araçları, Airbus için üretim yapan taşaron firmalar, polis, İçişleri Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı ile ilgili ihale ve projeler konusunda Satış Direktörlüğü yapıyordum.

Sorunlar ne zaman başladı?

İşe girmemi takip eden birkaç ay içinde yavaş yavaş başladı ve yoğunlaşarak arttı.

Anlatın lütfen.

Sorunların kaynağı Fransız asıllı müdürüm M. B. ve onu sürekli olumsuz etkileyen Türk danışmanıydı. Baskı sadece cinsel tercihimle sınırlı değildi. İş konusunda da aşağılama ve baskılara maruz kaldım.

Peki sizin işinizi yeteri kadar iyi yapmıyor olma ihtimaliniz yok mu? Bunu hiç objektif olarak düşündünüz mü?

Tecrübemden dolayı işim konusunda bilgi birikimim azımsanamaz. Bunun yanında başarısız biri asla değilim. Tüm yaşadıklarıma rağmen işten ayrılmamamın sebebi de buydu. Birincisi işimi çok seviyor ve bir şeyler başarmaktan keyif alıyordum. İkincisi de, gerek yerli gerekse yabancı iş ortaklarının benimle çalışmaktan duydukları memnuniyeti sürekli dile getirmeleriydi. Bu beni motive ediyordu.

Ama kendi müdürünüz...

Ancak bu konu patronum ve danışmanı için doğal bir tehdit oluşturdu. Ve baskı sistemli şekilde arttı.

Ne yapıyordu tam olarak?

Müdürüm gündüz saatlerinden itibaren işyerinde alkol alıyordu. Beni de içki içmeye zorluyordu ve bu beni huzursuz ediyordu. Bir noktadan sonra sürekli bana hakaret ediyordu, sistemli biçimde aşağılıyordu. Hakkımda eşcinsellik başta olmak üzere “Alevi, ajan” gibi söylentiler yayarak bana psikolojik mobbing yaptı.

Şirkette tanıklarınız var mı?

Evet. İşten çıkartıldıktan sonra da büroda çalışanlara benim “eşcinsel ve Alevi” olduğum için işten çıkarıldığımı söylemiş.  Yaşadığım bu olumsuzluklar sonucu strese bağlı mide tümörü ve kulak rahatsızlığı oluştu.  Bu nedenle uzun süre tedavi gördüm. Psikolojik olarak kendimi çok kötü hissediyorum.

Size böyle davranmasının haklı bir tarafı olamaz ama nedeni neydi?

Yerli ve yabancı iş ortakları işi iyi bilmem nedeniyle benimle çalışmayı tercih ediyordu. Bu da onlarda huzursuzluk yarattı sanıyorum. Beni bilgi sızdırmakla suçlamaya başladılar.

Ajan gibi mi yani?

Evet. Ajanlık suçlamasıyla sistemli bir baskı uygulandı ve sonuçta işime son verildi.

Psikolojik olarak nasıl etkilendiniz bu süreçten?

Hayata bakış açım ve inançlarım çok net. İnsanların ırk, cins, cinsel eğilim, mezhep, politik ve hayat görüşleriyle eleştirilmemesi gerektiğini düşünürüm. Özellikle iş ortamında bu tip konulardan dolayı hiçbir şekilde baskıya maruz kalınmamalı. Ancak Almanya ve Fransa gibi iki büyük ülkeye bağlı bir şirkette çalışan Fransız kökenli bir müdür benim değerler sistemimi yerle bir etti.

Ne boyutta bir tahribattan bahsediyoruz?

Yoğun bilgi birikimi ve deneyime sahip olmama rağmen yapılan aşağılamaların yarattığı depresyon nedeniyle işsiz kaldım. Bu stres sonucu  psikolojim bozuldu. Ve uzun dönem profesyonel yardım almak durumunda kaldım.

Ne davası açtınız?

Mahvolmuş bir kariyerin en azından kısmen tazmini için 50.000 TL’lik  manevi tazminat talep ettim.

Dava açmadan önce şikayetinizi yurt dışındaki şirket merkezine ilettiniz mi?

Bu konuyu önce telefonla, sonra da yazılı olarak Almanya’daki hukuk bölümünün başıyla paylaştık ama herhangi bir geri dönüş olmadı.

Avukat Senem Ülküm Keskin cevaplıyor:

Kaan Bey’in yaşadığı mobbing mi? 

Evet. Ben Kaan Bey’in yaşadıklarının mobbing olduğu kanaatindeyim. Çünkü tanık beyanları ve müvekkilin iddialarına göre iş yerinde uzun sure müdürü tarafından alkol almaya zorlanmış. Cinsel yönelim ve mezhep ayrımına tabi tutulmuş. Çalıştığı sürenin son üç ayında toplantılara alınmamış ve yalnızlaştırılmış. Tanıklar müvekkilin bu ayrımcılık nedeni ile işten atıldığını beyan etti. Kasıtlı, sürekli ve sistematik olarak psikolojik tacize maruz kalınan durumlar mobbing kavramı içine girer.

Bu bir mobbing davası mı?

Açmış olduğumuz dava manevi tazminat davası ama niteliği itibari ile, evet bir mobbing davası.

Türk hukukunda mobbing bire bir karşılanmıyor değil mi?

Türk Hukukunda birebir mobbingi karşılayacak bir kanun veya açık bir kanun maddesi yok. Ama, Anayasa, İş Kanunu, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu iş ilişkisinde psikolojik tacize karşı hukuksal koruma sağlıyor. Son günlerde bir çok mahkeme de işyerinde psikolojik şiddetin önlemesi konusunda davacı lehine kararlar verdi.

Mobbing’e maruz kalan birinin hakları nelerdir?

İşverene karşı etkili eylem (müessir fiil) nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunup ceza davası açtırılabilir. Manevi tazminat davası da açılabilir.

Kazanma şansı ne kadar?

Tanıklar varsa ve elde edilebilirse doktor raporuyla her iki dava da kazanılabilir.

Somut bir mobbing davranışı örneği verir misiniz?

İşyerinde bireylere üstleri, astları veya eşit düzeyde çalışanlar tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama ve bunun gibi davranışlara mobbing deniliyor. Biz bu kelimeyi, manevi taciz veya psikolojik taciz olarak tanımlıyoruz. İstifaya zorlanıyorsunuz. Talimatlar bağırılarak veriliyor, size hakaret ediliyor, aşağılanıyorsunuz. Amirler odadan kovuyor; tükürüyor, kitap fırlatıyor. Tüm bu durumlarda iş ilişkisinde psikolojik tacize uğruyorsunuz demektir.

Mesela bir kez kitap fırlattı, bir kez de bağırdı. Dava açabilir miyim?

Hayır. Bir davranışın mobbing sayılabilmesi için kasıtlı, sürekli ve sistematik olması gerekir. Örneklerdeki davranışların kasıtlı, sürekli ve sistematik olması durumunda mobbing davası açılabilir. Yani bu tip davranışların 6 ay gibi belirli bir süre boyunca yıldırmak amacı ile yapılması gerekir.

Dava açmak için önce işten ayrılmak gerekiyor mu?

Hayır. Psikolojik tacize uğrayan çalışan mutlaka sözleşmesini feshedip dava açmak zorunda değil. Dilerse iş ilişkisi devam ederken de çalışma şartlarının uygulanması, düzeltilmesi ve uğradığı manevi zararın karşılanması için dava açabilir. Çalışan, uğradığı psikolojik tacizin ağırlığına göre sadece işçilik haklarından kaynaklanan tazminat değil, manevi tazminat isteme hakkına da sahip.