Olgu Kundakçı / BirGün

Türkiye’nin ilk, dünyanın ikinci Lazca Gazetesi ‘Ağani Murutsxi’ yayın hayatına başladı. Şimdilik iki ayda bir yayımlanacak gazete, bu zamana dek konuşma dili olarak varlığını sürdüren Lazca’yı yazılı bir dil olarak yaşatmayı amaçlıyor. Gazetenin sahibi ve editörü İrfan Çağatay, “Amacımız biraz da Lazca’yı köylerden, şehirlere taşımak” diyor. Çünkü Çağatay’a göre yeni nesilin Lazca’yı yaşatması bu dili şehirli hale getirecek bir atılıma bağlı. Aksi takdirde Lazca 50-60 yıl içerisinde yok olacak.

Gazetenin isminin Türkçe karşılığı ise ‘Yeni Yıldız’. Sovyetler Birliği döneminde çıkan dünyanın ilk Lazca gazetesi Mç’ita Murutsxi’ye (Kızıl Yıldız) gönderme yapılıyor. Çağatay, 1929’da Mç’ita Murutsxi’yi çıkaran İskenderi Tzitaşi’nin başlattığı Lazca’ya yönelik atılımı devralmayı amaçladıklarını söylüyor. Gazetenin sayfaları Hemşince, Megrelce, Gürcüce yazıp çizmek isteyenlere de açık. İlk sayıda politik makaleler, siyasi ve kültürel haberler ve spor sayfası yer alıyor. İrfan Çağatay’la gazeteye ve Türkiye’de Lazların taleplerine dair sohbet ettik.

»Lazca gazete çıkarma fikri ne zamandan beri aklınızdaydı, nasıl bir hazırlık sürecinden geçildi?

Haziran ayında İstanbul’da birkaç Laz arkadaş olarak toplandık ve Lazca gazete çıkarıp çıkaramayacağımızı ölçüp tarttık. Etrafımızdaki insanlara yazı yazmaları için çağrı yaptık. Lazca, yazılı geçmişi olan bir dil değil, o nedenle Lazca yazmak külfetli bir iş. Arkadaşların bir kısmı Lazca bilmesine rağmen daha önce hiç Lazca yazmamıştı. Lazca’nın terminolojik açıdan birçok eksiklikleri var. Biz bunu aşmaya çalıştık, kısmen de başarılı olduk. Gazete, tamamıyla gönüllü emeğiyle çıkıyor. Almanya’dan, Gürcüstan’dan, memleketin bütün ilçelerinden gazeteye katkı sunan arkadaşlarımız var. Gazeteyi İstanbul, Artvin, Rize, İzmit, Ankara, İzmir ve Almanya’ya yolladık şimdilik. Dağıtımını elden yapıyoruz. İlk etapta iki aylık çıkarıyoruz gazeteyi. Katılımcıların artmasıyla daha sık periyotlarla basmayı düşünüyoruz.

»Ağani Murutsxi tamamıyla Lazca çıkan ilk gazete. Neden Lazca bir gazeteye ihtiyaç var?

Hem çok az Lazca yazılı materyal var, hem de bir gazetecilik dilinin oluşması ve modern anlamda Lazca’nın gelişmesi için bu adımı atmak gerektiğini düşündük. Bizim okullarda standart bir dil oluşturup çocuklara öğretmek gibi bir şansımız olmadı. O nedenle bugün Lazca yalnızca köylerde yaşayan bir dil. Köylerde de insanlar çocuklarına Lazca öğretmekten çekiniyor. Hemen hemen bütün ebeveynler çocuğum Lazca öğrenirse, Türkçesi bozulur; Türkçesi bozulursa benim gibi dağda çay toplar, köyde yaşar diye bakıyor. Ebeveynler çocukları şehirli gibi yaşasın istiyor; bunu da Türkçe konuşmaya bağlıyor. Dolayısıyla Lazlar arasında çocuğuyla Lazca konuşmamak refleks haline gelmiş. Lazca’yı şehirli hale getirmek bu algıyı değiştirir. Biz de bu ihtiyaçtan yola çıkarak Lazca’nın gazete ve televizyonda da kullanılabileceğini göstermek istedik.

»Peki, Lazca ölüyor mu sizce?

Benim tahminim Lazca 50-60 yıl içerisinde yüzde 90 oranında yok olacak. 2011’de Lazca konuşan köylerde bir yıl boyunca ses kayıtları yapmaya gittik ve pek çok köyde 15-20 yaş altındaki çocukların hiç Lazca bilmediğini gördük. 20 yaş üzerindekiler 50 yıl sonra 70 yaşında olacak. Ve geriye kalan nesil hiç Lazca bilmiyor. Bu nedenle Lazca, eğer devlet eliyle müdahale edilmezse, okullarda öğretilmezse tamamen yok olacak.

»Milli Eğitim Bakanlığı Lazca ders müfredatını kabul etti. Bu derslerin yeterli olacağını düşünüyor musunuz?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Lazcanın ders olmasına yönelik girişimi, Lazcanın tanınması ve bizim çabalarımızı meşrulaştırması açısından önemliydi. Fakat Lazcanın yaşaması için öğrencilerin seçimine bırakmak tam olarak yeterli değil. Lazca’nın zorunlu olarak öğretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Birinci sınıftan lise sona kadar anadil dersleri sürekli olmalı. Üniversitelerde Laz dili ve edebiyatı öğretmenliği bölümü, Laz dili araştırma merkezi gibi kurumların oluşturulması gerekiyor. Bunu bizim talep etmemiz değil, devletin yapması lazım. Devlet, Lazca eğitim vereceğim diyorsa, bunun altını da doldurmalı.

»Lazlar arasında Lazca okuma yazma oranı nedir?

Bugün kullandığımız alfabeyi Lazlar arasında kullanabilen çok az sayıda insan var. Alfabe, 1983’te oluşturuldu ve Türkiye’deki Lazlar kendi çabalarıyla öğrendi. Dolayısıyla Lazca’nın yazılı bir dil olarak gelişmesi için okullarda zorunlu bir şekilde öğretilmesi gerekiyor.

»Lazlar ne talep ediyor?

Bizim taleplerimiz çok az gündeme geliyor. Biz sesimizi çıkarmaya çalışıyoruz; ama fazla başarılı olamıyoruz. Ulusal medya Lazların sesini fazla duymuyor. Anadilde eğitim değil belki ama anadil derslerinin zorunlu bir şekilde birinci sınıftan başlayıp son sınıfa kadar öğretilmesi gerektiğini düşünüyorum. İkinci olarak, Lazca televizyon çok önemli. TRT Şkvit (Lazca yedi) neden olmasın? 1930’lardan sonra yer isimleri değiştirildi. Değişimin en yoğun yaşandığı yerlerden biri Rize ile Gürcüstan arasındaki sahil kesimidir. Köy adlarının iadesini istiyoruz. Ve tanınırlık istiyoruz. Devletin Lazları bir halk olarak tanımasını istiyoruz.

»Gazetenin ismi daha önce 1929’da Sovyetler Birliği döneminde Abhazya’da çıkmış dünyanın bu zamana dek tek Lazca gazetesi olan Mç’ita Murutsxi (Kızıl Yıldız) gazetesinden esinleniyor…

Mç’ita Murutsxi 1929’da yalnızca iki baskı çıkmış bir gazeteydi. Biz ismimizde ondan esinlendik. Hatta o gazetenin devamı olarak, ilk baskımızı 3. sayı olarak çıkarmayı düşündük; ancak sonradan vazgeçtik. Gazetemizi Mç’ita Murutsxi’yi çıkaran İskenderi Tzitaşi’ye ithaf etmek, onun Lazca alanında yaptığı atılımı yaşatmak istedik. İskenderi Tzitaşi, Sovyet Abhazya’sında Lazca’nın gelişmesi için büyük bir atılımda bulundu. İlk Laz alfabesini oluşturdu. Alfabeyi oluşturur oluşturmaz da bir gazete çıkardılar. Tek bir sayfadan ibaret. O gazetenin Türkiye’ye sokulması da Atatürk’ün imzasıyla yasaklanmıştır. İskenderi Tzitaşi, 1938’de idam edilinceye kadar Abhazya’da Lazcanın okutulması için çalıştı. Laz okullarını kurdu. Lazca matematik, hayat bilgisi, alfabe kitapları hazırladı. İskender’in yaptığı o atılımı Türkiye’deki Lazlar hâlâ gerçekleştiremediler. Gazeteyi biz 2013’te çıkarabiliyoruz. Hâlâ Lazca ders kitabı yazılmış değil. Biz çıkardığımız gazeteyi o geleneği bugüne bağlamak için bir vesile olarak görüyoruz.