Bu yıl “15 Mayıs Dünya Vicdani Ret Günü” birçok kentte yapılan etkinlik ve buluşmalar ile kutlandı. Ankara, İzmir, Edirne’deki etkinliklerden sonra Vicdani Ret Derneği 16 Mayıs tarihinde önce Uluslararası Af Örgütü ofisinde TCK 318 (halkı askerlikten soğutma) ve GBT (Genel Bilgi Toplama) konusunda hazırladıkları sunumları paylaştılar. Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Merve Arkun ve Uluslararası Af Örgütü’nden Ece Milli’nin açılış konuşmalarından sonra Vicdani Ret Derneği’nden Ercan Jan Aktaş TCK 318 (halkı askerlikten soğutma) konusunda bir sunum yaptı.

Ercan Jan Aktaş şöyle konuştu:

Halkı askerlikten soğutma suçu 1926 yılından beri Türk Ceza Kanununda yer alıyor ve biz vicdani retçiler de uzun yılladır bu “suçu” işlemeye devam ediyoruz.  Günümüz evrensel hukuku içinde düşünce ve ifade özgürlüğü, diğer bütün özgürlüklerin temeli olarak kabul edilmekte ve en önemli özgürlük boyutu olarak değerlendirilmektedir. Bunun nedeni, diğer bütün hak ve özgürlüklerin öncelikle insan düşüncesinde ortaya çıkması ve ifade edilerek felsefi boyutta işlenmesinin sağlanmasıdır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9 ve 10. maddeleri de düşünce ve ifade özgürlüğünü korumaktadır: “Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir.” “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir.”

Bu bağlamda “halkı askerlikten soğutma” gibi bir suç kişi düşünce ve ifade özgürlüğüne tamamen aykırı bir şekilde durmaktadır.


Daha sonra Vicdani Ret Derneği’nden Oğuz Sönmez sunumunda şunları dile getirdi:

Anayasasının 72. maddesinde “Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir” der. Askerlik Kanunu’nun 11. maddesinde de “Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkek, işbu kanun mucibince askerlik yapmağa mecburdur” yazar. Bu mecburiyete uymayan erkek vatandaşlar da zorla askere alınırlar. Bu işlem  Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasında düzenlenen “Yoklama Kaçağı ve Bakaya Bilgilerinin Elektronik Ortamda Paylaşımına Dair Usul ve Esaslar” adlı bir protokol çerçevesinde “Kaçakçılık İstihbarat Harekat ve Bilgi Toplama Başkanlığı (KİHBİ)” tarafından yürütülmekteydi.

Bu protokol, 2005 yılında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM )'nin bir kararı doğrultusunda iptal edilmiş, 22 Ağustos 2007’de de sistemden çıkartılmıştır. Öyle ki; 3 Temmuz 2008’de Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan genelgede "saklı, yoklama kaçağı, bakaya veya geç iltihak bakayası olan kişilerin, soruşturma veya kovuşturma mercilerince verilmiş bir karar olmaksızın, askerlik şubesi başkanlıklarının idarî nitelikli talepleri doğrultusunda ülke çapında aranamayacakları gibi yakalanıp gözaltına alınmalarının da mümkün olmadığı " açıkça belirtilmiştir.


Sunumlardan sonra Av. Davut Erkan ve Av. M. Ali Başaran 318. madde bağlamında, M.Lütfü Özdemir ise GBT konusunda yaşadıklarını anlattılar.  

Bu etkinlikten sonra Galatasaray Lisesi önüne geçildi. Liseli Anarşist Faaliyet (LAF) “MİLİTARİZM ÖLDÜRÜR!” pankartı ve sloganları ile Tünel’den alana geldi. Burada basın açıklamasını Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Gökhan Soysal yaptı:

Öldü netekim. Farklılığıyla yaşamak isteyen insanlara devleti her an ensesinde hissettirdiği anayasasını arkasında bırakıp öldü Kenan Evren.18 yaşından küçük Erdal Eren için "Asmayalım da besleyelim mi" diyebilecek kadar alçaldığı, alçaldığı kadar da iktidarına güvendiği bu topraklarda devlet töreniyle gömüldü Evren.

"Darbeyi yargılamak" için kurulan mahkemede bütün hayatı boyunca yaptığı gibi oğlunun kemiklerini isteyen Berfo Ana'nın oğlunun kemikleri bulunamadan öldü.

Türkiye Cumhuriyeti'nin halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Kenan Evren'in bir komutan olarak kendi istediği bir nesil yetiştirmek için arkasında bıraktığı tüm kurumlar, Evren'in ardından 30 küsur yıl sonra halk tarafından seçilen ikinci cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın döneminde de varlığını devam ettirmekte. 12 Eylül'le hesaplaşacağız demeyen hiçbir iktidarın kurulmadığı geçmiş 30 yılda hiçbir zaman da 12 Eylül'le hesaplaşılmadı. Bu yargılamalardan geriye Kenan Evren'in "ben kurucu iradeyim, beni yargılayamazsınız" sözleri kaldı.

İktidar sahiplerince "askeri vesayeti kaldırdık denilen her gün insanlar zorla askere alınmaya devam edildi, ediliyor.

Bugün burada 12 Eylül'ün en büyük kurumu olan TSK'ye askerlik yapmayacağımızı sizlerin önünde tekrar açıklıyoruz.

Reddetmeyelim de katil mi olalım! Vicdani retçiyiz netekim!


Basın açıklaması sonrasında 23 kişi vicdani retlerini açıkladılar.

Ercan Jan Aktaş / Demokrat Haber