Göç ve İnsani Yardım Vakfı, (GİYAV) göç nedeniyle dezavantajlı duruma düşmüş, yalnız kalmış çocuklara destek veren bir kuruluş. Vakıf şu ana kadar 335 çocuğa burs verdi. 

Göç ve İnsani Yardım Vakfı Başkanı avukat Selvi Tunç yaptıkları çalışmaları ve projelerini anlatırken, duyarlı her kesimden destek beklediklerini söyledi.

Göç ve İnsani Yardım Vakfı Başkanı avukat Selvi Tunç , Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in sorularını yanıtladı. 

Göç ve İnsanı Yardım Vakfı’nın çalışlaranı anlatır mısınız ?

Hollanda Özgür Kadın Vakfı ve Almanya’da bulunan Flüchtlingskinder Diyarbakır E.V Derneği’nin de desteğiyle GİYAV’ın kendi yürüttüğü çalışmalarla dezavantajlı çocuklarla dayanışma içerisinde olan bir sivil toplum kuruluşu. 

Çocukların eğitimine destek amaçlı bireylerin ve kurumların desteği ile335 çocuğa burs veriyoruz. Vakıfın hedefi dezavantajlı daha çok çocuğa ulaşmak. Göç ve İnsani Yardım Vakfı’nın yürüttüğü çalışmaların ana ekseni göçten etkilenmiş ailelerin okul çağındaki çocuklarının eğitimi olmakla birlikte tüm çalışma alanlarını birkaç başlık altında toplayabiliriz:

1. Araştırma projelerinin yapılması

2. Uygulama projelerinin hazırlanması ve yaşama geçirilmesi

3. Hizmet merkezleri açılması

4. Sürdürülebilir insani ve sosyal yaşam destek hizmetlerinin sunulması

5. Dezavantajlı çocukların eğitimine destek olmak amacıyla burs verilmesi

‘ÇOCUK KİTAPLARI, EĞİTİM GEREÇLERİNE İHTİYAÇ VAR’

Vakıf olarak sadece Diyarbakır’da yaşayan çocuklara mı hizmet sunuyorsunuz?

Diyarbakır’ın yanı sıra şehir dışından da burs verdiğimiz çocuklar var. Ama atölyeler sadece Diyarbakırlı çocukları kapsıyor. Onlar da Sur ve Bağlar’da yaşayan çocuklar. İnsanlar bize bağış yapabilirler veya materyal bağışı yapabilirler. Çocuk kitapları, resim malzemeleri, atölyelerde kullanmak üzere eğitim materyalleri, fotoğraf ve tiyatro araç gereçleri gibi destek de bulunabilirler. 

Zorunlu göç sonrası bölgede oluşan, sosyal adaletsizlik, insan hakları ihlalleri, yoksulluk gibi sorunlar tüm toplumda ağır bir travmaya yol açmıştır. Bu olumsuz koşulların sonucunda insanların yaşamlarında büyük bir çöküntü yaşanmış ve bundan en çok en savunmasız grup olan çocuklar etkilenmiştir.

Göç eden ailelerin çocukları, çocukluklarını yaşayamadan büyümekte, çocuklukla yetişkinlik arasında kalmakta, çocuk doğası ve kimliğine yabancılaşmaktadırlar. Göç eden ailelerin hane geçimine katkı sunabilmek amacıyla sokakta değişik işler yapmak zorunda kalan çocukları, her gün ortalama 6 ile 14 saat arasında değişen zamanlarını sokakta geçirmektedirler. Ayrıca çocuklar da dâhil tüm aile bireylerinin mevsimlik işçi olarak farklı bölgelerde çok zor koşullarda çalıştıkları bilinen bir gerçek.

Çocuklarla daha çok nasıl etkinlikler yapıyorsunuz…

Göç Vakfı’nın çocuk çalışmalarındaki temel felsefesi; çocukları, kendine özgü bir varoluşa sahip bireyler olarak gören; çocuğun özgürlüğünü, bağımsızlığını ve yaratıcılığını teşvik eden, aynı zamanda çocukların beden ve ruh sağlığını geliştirici sanatsal, kültürel, sosyal, sportif etkinlikler geliştirip, uygulamaktır. 

Tüm toplumlarda yaşanan travmatik süreçlerin (savaş, göç, yoksulluk vb.) en mağdur bireylerini (ağır işçi, madde bağımlısı, hukuk mağduru, yoksul ve eğitimden kopmuş vb.) çocuklar oluşturmaktadır. 
Mevcut şartlar çerçevesinde çocuklar; eğitim, sağlık, hukuk ve sosyal hizmet politikaları açısından edilgen bir varlık olarak canlı bir nesneden öteye geçememektedir. Bu bağlamda mevcut durum; çocuğun yüksek yararı ilkesinin hayata geçirilmesi bir yana, çocukluk olgusunu yok etmeye varacak noktaya ulaşmıştır.

Haberin tamamı Gazete Duvar'da