Dönemin Vali Yardımcısı Filiz, Zirve Yayınevi'nde öldürülen Geske'nin ailesinin açtığı tazminat davasına verdiği yanıtta kentteki hoşgörüyü anlatmak için "Bu olaya katliam denemez. 1011'de Danişment Gazi, Hıristiyanlara öküz dağıtmıştı" dedi.

Malatya'da dönemin İnsan Hakları Kurulu'ndan sorumlu Malatya Vali Yardımcısı Erdinç Filiz, Zirve Yayınevi cinayetleri için, "münferit" kavramını kullanırken, Malatya'daki hoşgörüyü de, "Danişment Gazi'nin Hıristiyanlara öküz ve karasaban dağıtmış olmasıyla" örneklendirdi.

Malatya'da 18 Nisan 2007'de Zirve Yayınevi'nde meydana gelen olayda, Almanya uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel öldürülmüştü.

Geske'nin eşi Susanne Geske ve çocuklarının avukatı İbrahim Kalı, 11 Nisan 2008'de Malatya İdare Mahkemesi'nde, İçişleri Bakanlığı aleyhine "güvenlik birimlerinin tedbir almadığı" gerekçesiyle 630 bin TL tazminat istemiyle dava açmıştı.

Davayı kabul eden Malatya İdare Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı'nın yanı sıra Malatya Valiliği'ni de şüphelilerden sayarak, iddialara bakanlık ve valilik tarafından yanıt verilmesini istedi. İçişleri Bakanlığı, 7 Kasım 2008'de gönderdiği yanıtta, cinayet öncesinde maktüllere yönelik bir tehdidin ve bu yönde bir başvurunun olmadığını, koruma talebinin bulunmadığını belirtti.

Dink cinayeti gibi "münferit"

Dönemin İnsan Hakları Kurulu'ndan sorumlu Malatya Vali Yardımcısı Filiz ise mahkemeye 18 Kasım'da gönderdiği yazıda, iddianamede "terör eylemi" diye tarif edilen cinayet için "Birkaç kişinin gerçekleştirdiği menfur ve münferit bir olaydır" dedi. Aynı ifadeyi Hrant Dink cinayetinden sonra dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da kullanmıştı.

Gazeteci, yazar İsmail Saymaz'ın Zirve Yayınevi cinayeti ve misyonerlere yönelik saldırıları konu alan "Nefret / Malatya: Bir Milli Mutabakat Cinayeti" isimli, dün piyasaya çıkan kitabında yer alan belgeler arasında, Malatya Vali Yardımcısı Filiz'in, açılan tazminat davası için gönderdiği yanıt da yer alıyor. Kitaba göre, Filiz mahkemeye özetle şu yanıtı verdi:

* Türk insanının dinsel hoşgörüsünün tanığı olan Süryani ve Ermeni asıllı Hıristiyanlar 18 Eylül 1011'de farklı Hıristiyan mezhepte olup kendilerine ayrımcılık yapan Bizans Valisine karşı ayaklamış; Malatya'nın kapısını Türk Komutanı Melik Ahmet Danişment Gazi'ye açmıştır. Türk Komutan bu jeste Sivas'tan getirdiği öküz ve karasabanları bu Hıristiyan vatandaşlarına bilabedel dağıtarak karşılık vermiştir.

* Malatyamızdaki bir kısım belediyeler çeşitli Avrupa ülkelerindeki belediyeler ile "Kardeş Belediye" protokolü imzalamıştır. Malatyaspor kulübünün doktoru uzun bir dönem Hıristiyan bir hemşehrimizdi.

* Malatya'daki durum yukarıda belirttiğimiz gibi olmasına rağmen sanki Malatya kamuoyunda Hıristiyanlara karşı kitlesel bir tepki ve ayrım varmış; dava konusu cinayet de güya bu tepkiden beslenmiş gibi bir iddianın dava dilekçesinde işlenmesi kabul edilemez.

* Üstelik birkaç kendini bilmezin işlediği bu menfur cinayeti "Malatya Katliamı" olarak vasıflandırıp "Sevgi Festivali" düzenleyen valiliğimizi hizmet kusuru ile suçlayıp maddi ve manevi tazminat talep etmek, hukuken şiddetle reddettiğimiz bir durumdur.

Filiz terfi etti

Avukat Kalı bu yazının üzerine 13 Nisan 2009'da valiliğe gönderdiği yanıtta, Filiz'in savunmasının cinayetle ilgisinin bulunmadığını belirterek, şöyle dedi:

"Malatya tarihiyle ilgili (öküz dağıtma dışında) birçok hoşgörü örnekleri var. Savunmada hoşgörü örnekleri verilirken dahi bu vahim olay hafife alınmıştır."

Bu cevapların ardından, Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki cinayet davasının sonucunun beklenmesi kararlaştırıldı, dava hala sürüyor. Filiz ise 2010 yılında terfi ederek Mülkiye Başmüfettişi oldu. (Bianet/Ayça SÖYLEMEZ)