Cengiz ILGIN / Bia

 

Dünya'da yaklaşık 15 milyon Roman yaşıyor ve bu topluluğun yüzde 60'ı Balkanlarda ikamet ediyor.

 

Türkiye'de ise başta İstanbul, Edirne, İzmir, Mersin olmak üzere çeşitli bölgelerde yaşayan Romanlar'ın nüfusu yaklaşık 4.5 milyon civarında. Bu grubun yüzde 98'si yerleşik yaşama geçti. Romanların 136 dernek, 17 federasyon ve 478 mahallesi var.

 

Genellikle büyük şehirlerde yaşayan ve yerleşik yaşama geçen Romanlar müzik yaparak, çiçek satarak veya hurda eşya toplayarak geçimlerini sağlıyorlar. Diğer bir bölümü ise göçebe geleneklerini terk etmeyerek, kışları sıcak bölgelerde, yazları ise şehirlerin dış semtlerinde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

 

Anadolu'da demircilik, rençberlik, kalaycılık, sepetçilik, çöp toplayıcılığı ve müzisyenlikle geçimlerini sağlayan Roman topluluğu, bu geçim alanlarının kendilerini geliştirmede yetersiz kaldığının bilincinde ve yeni arayışlar içindeler.

 

Okuma yazma oranının hala düşük olduğu toplulukta temel eğitimin kadınlar, kız ve oğlan çocukları arasında yaygınlaştırılması ve ayrımcılık gözetilmeksizin sürdürülmesi aileler için büyük önem taşıyor.

 

Dünyada Romanların geleneksel kültürünün parçasını oluşturan 8 Nisan Dünya Romanlar günü 1975 yılından beri çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. 8 Nisan'ı kutlamaya ilk kez 1975 yılında Londra'da düzenlenen 54 ülkeden Çingenelerin katıldığı Dünya Romanlar Konferansı'nda karar verildi.

 

Bu gün, Çingenelerin etnik ismi olan Roman Günü olarak adlandırıldı. "Celem Celem" milli marş olurken, bir de roman bayrağı kabul edildi. Roman toplumunun geleneksel, kültürel ve güncel sorun alanlarını ifade etmekte bu günün rolü büyük.

 

Türkiye'de federasyonlarla birlikte150'yi aşkın Roman derneği var. Bu da Türkiye'de yaşayan Romanların yaygın biçimde kültürlerini ve geleneklerini sürdürüyor olmaları ile ilişkilendirilebilir.

 

Romanlar Avrupa'da ve Türkiye'de en düşük eğitim ve en yüksek işsizlik seviyesine sahip, en fakir ve en marjinal topluluğu oluştururlar.

 

Türkiye'deki Romanlar da eğitim, istihdam, sağlık ve barınma gibi temel ekonomik-sosyal haklarla ilgili sorunları için ilgili kurumlara erişimde zorluk çekiyor. Bunun bir sebebi ayrımcılık ve önyargılar, diğer sebebi ise Romanların hak-arama ve vatandaşlık bilincinden yoksun olmaları.

 

10 Aralık 2009 tarihinde beş federasyon, 80 Roman dernek temsilcisinin katıldığı Roman Çalıştayı'nda da Roman temsilcileri kendilerine yönelik ayrımcı yasaların kaldırılması, barınma, eğitim, istihdam, sağlık ve vatandaşlık haklarının geliştirilmesi konularında görüş ve önerilerini sundular.

 

Roman temsilcileri çalıştaydaki hükümet yetkililerine "Romanların kamu kurum ve kuruluşları ile kurdukları iletişimin yeterli olmadığını hatta iletişimsizliğin söz konusu olduğunu" çeşitli örneklerle vurguladılar.

 

Çalıştayda öne çıkan sorun ve talepler Toplumsal Önyargılar, Eğitim, İşsizlik ve Mesleki Eğitim, Barınma, Sağlık, Örgütlenme, Ayrımcı Düzenlemeler ve Kolluk Kuvvetlerinin Yaklaşımı, Nüfus Cüzdanı (kimliksizler) ve Roman 10 Yılı başlıklarından oluşuyordu.

 

Ayrıca 14 Mart 2010 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla İstanbul'da düzenlenen Roman Buluşması'na yaklaşık 15 bin Roman katıldı. Daha sonrasında Başbakan Erdoğan'ın Romanlardan özür dilemesi Romanlara yönelik toplumsal önyargının giderilmesine ilişkin çok önemli bir açıklama oldu.

 

Bu nedenle 8 Nisan Dünya Roman Günü, öncelikle Roman kültürünün doğru tanıtımı ile birlikte ayrımcılığın ve ırkçı yaklaşımların giderilerek, kültürlerarası tanışma ve karşılıklı hoşgörünün sağlanmasının önemini ortaya koyuyor.

 

Roman kültürünün geliştirilmesi ve ulusal ve uluslararası alanda diğer Roman grupları ile dayanışmanın sağlanması, Türkiye'de Roman kimliğine ilişkin popüler algılayışın dışında toplumsal duyarlılığın artması ve yanlış bilgilendirmelerin giderilmesi yönünde çalışmalar yapılması gerekiyor.