DİYARBAKIR- Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 4 yıl önce karakoldan atılan patlayıcı ile öldürülen Ceylan Önkol'un (12) katillerinin bulunması için hiçbir adım atılmadı. Avukat Serdar Çelebi, "Fail devlete uzanıyorsa, devlet-yargı ortak refleks veriyor" dedi.

12 yaşındaki Ceylan Önkol, Diyarbakır'ın Lice ilçesi Şenlik köyü Xambaz mezrasında, 28 Eylül 2009'da hayvanlarını otlattığı sırada Yayla Karakolu'ndan atılan patlayıcı ile öldürüldü.

Patlama sesinin duyulmasının ardından olay yerine giden Ceylan Önkol'un annesi ile köylüler, çocuğun parçalanmış bedenini toparlamaya çalıştı. Ceylan'dan geriye kalanlar, akşam saatlerinde Abalı Jandarma Karakolu'na götürüldü.

Savcı, "güvenlik" olmadığı gerekçesiyle iki gün sonra olay yerine gitti. Karakol bahçesinde inceleme yapan savcı, klasik otopsi raporuna gerek olmadığını belirtti. İki polis ise, "40 mm'lik bombaatar merminin patlaması" sonucu ölümün gerçekleştiğini öne sürdü.

İddiaya göre, Ceylan Önkol, elindeki eğri budama bıçağı (tahra) ile mermiye vurunca patlama meydana gelmişti. Ancak, aile, hem tahra hem de Ceylan'ın bedenindeki parçalamalar nedeniyle, ölümün yerdeki bir patlamadan dolayı değil, yakındaki karakoldan atılan bir mermi gerçekleştiğini belirtti.

Aile bıçağın kullanılan uç bölümünün zarar görmediğini, sadece ortasından büküldüğünü, bunun da çocuğun bıçakla bombaya vurmadığını kanıtladığını ifade etti. Savcıya bıçağı kanıt olarak vermek istedi, ancak savcı kabul etmedi.

DELİLLER USULÜNE UYGUN TOPLANMADI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp uzmanı Prof Dr. Ümit Biçer ise, hazırladığı raporda, jandarma ve savcının delil toplama yöntemine itiraz etti. Biçer, "Cesette yapılan inceleme ve değerlendirme uzman olmayan bir hekim tarafından yapılmış, usulüne uygun bir ölü muayenesi, metal, partiküler için radyolojik inceleme ve böylesi bir olayda mutlak yapılması gereken otopsi yapılmamıştır. 28-30 Eylül 2009 tarihli, 'Olay Yeri İnceleme Raporu', 28 Eylül 2009 tarihli 'Adli Muayene Tutanağı', 12 Ekim 2009 tarihli 'Bilirkişi Raporu' ile 'Araştırma İnceleme Raporu' olarak düzenlenen belge ve tutunaklarda eksiklikler, tanımlama ve değerlendirme hataları ve uzmanlık alanı dışı yorumlar bulunmaktadır" dedi.

Prof. Dr. Ümit Biçer, raporunda ölümle ilgili de şu yorumda bulundu:

"Patlamanın kişinin önünde ve ayaklarından belli bir mesafe uzaklığında gerçekleştiğini düşündürmektedir. Yüzde saptanan bulgular ve fotoğraflar; kişinin yüzünün aşağıya değil karşıya dönük pozisyonda bulunduğu sırada metal parçacıklarının isabet ettiğini düşündürmektedir(kafada burun sırtı, gözler, alın, saçlı deride patlayıcıya ait metal parçacıkların görülmemesi, gözde konjonktival kanamanın bulunmaması). Ellerde kopma kırıklarının bulunmaması ve ön kolda, kolda görülen yaralanmalar (her iki kol ve ön kolda yaraların kolun iç arkaya bakan yüzünde bulunması) metal parçacıkların kolların önde, savunma pozisyonunda olduğu sırada isabet ettiğini düşündürmektedir."

Avukatlar, Prof. Dr. Ümit Biçer'in değerlendirmelerinin Ceylan Önkol'un öldüğü mezranın hemen yakınında bulunan jandarma taburundan atış yapıldığı iddialarını güçlendirdiğini ifade etti.

Prof. Dr. Biçer'in raporunun üzerine savcılığın talebiyle Makine Kimya Endüstrisi yeni bir rapor hazırladı. Ancak bu rapor da jandarma ve savcının söylediklerini tekrar etmekten öteye gitmedi.

AİHM'E BAŞVURU YAPILDI

Önkol ailesinin avukatları, etkin soruşturma yürütülmediği için AİHM'e başvuruda bulundu.

ETHA'ya konuşan avukat Serdar Çelebi, soruşturmada 4 yıldır hiçbir ilerleme sağlanmamasına şaşırmadığını söyledi, "Türkiye pratiğine baktığımızda çok da yabancısı olmadığımız bir durum. Maalesef, failin devlet uzantısı olduğu iddia edilen tüm olaylarda devlet-yargı refleksi birbirine benzerlik gösteriyor. Dosya zamana yayılıyor, kamuoyunun gündeminden düşürülüyor, ardından zaman aşımına uğratılıyor" dedi.

Dosya hakkında verilen takipsizlik kararının tepkiler üzerine kaldırıldığına ancak soruşturmanın ilerlemesi için hiçbir adımın atılmadığına dikkat çeken Çelebi, "Şu anda rutin yazışmalar yapılıyor. Asker zaten olayın ciddiyeti ile bağdaşmayan yanıtlar veriyor. Etkin soruşturma yapılmadığı sürece benzer ölümler devam edecektir" diye konuştu.

ASKERLER HAKKINDA TAKİPSİZLİK

Öte yandan Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, patlamanın ardından Lice Cumhuriyet Savcısı'nı güvenlik gerekçesiyle olay yerine götürmeyen jandarma görevlileri hakkında takipsizlik kararı verdi. (ETHA)