Çerkes STK’larının organize ettiği ‘Soçi’yi Tanıyın’ eylemi 2 Şubat Pazar günü İstanbul Rusya Konsolosluğu önünde gerçekleştirildi. Beyoğlu İstiklal Caddesi’inde toplanan yüzlerce kişi, Soçi’ye götürülen ‘Olimpiyat Meşalesi’ne atfen taşıdıkları ‘Soykırım Meşalesi’ni Rusya Konsolosluğu’na bıraktı.

İstiklal Caddesi’nde oluşturulan insan koridoru boyunca kültürel kıyafetleri ile ‘Soykırım Meşalesi’ni taşıyan ve Rusya Konsolosluğu’na kadar sessiz bir yürüyüş gerçekleştiren grup meşalenin tesliminden sonra bir bildiri okudu.

Bildiride Putin’in Soçi ve olimpiyatları hoş gösterme çabalarına ve açıklamalarına cevaplar sıralandı. Soçi’nin bir Çerkes şehri olduğu ve Çerkes Soykırımının son durağı olduğu vurgulandı. Barışı simgeleyen olimpiyatların soykırım topraklarında yapılacak olmasının bir çelişki olduğu, meşale gösterisinin de yalandan ibaret olduğu haykırıldı.


Bildirinin tamamı şu şekildeydi:

"SOÇİ GERÇEĞİNE HOŞGELDİNİZ

Çerkes Soykırım’ının 150. yılında gerçekleştirilecek Soçi 2014 Kış Olimpiyatları’na karşı yürüttüğümüz uzun soluklu mücadelemiz sonuna kadar sürecek. Başından beri sürdürdüğümüz mücadelede amacımız bugün hala sömürge siyasetiyle yönetilen soykırım coğrafyası Soçi’nin bu büyük buluşma için doğru bir seçim olmadığını anlatmaktır.

Dünya 150 yıl önce olduğu gibi bugün de uğradığımız haksızlığa kayıtsız kalmayı tercih etti. Beş gün sonra vatanımızda parlayacak Olimpiyat ateşini içine sindiremeyen biz Çerkesler ise dostlarımızla birlikte yeniden dünyanın dört bir yanında Rusya konsoloslukları önündeyiz. Tüm itirazlarımıza rağmen vatanımızda yakılacak ateşin hiç değilse Soçi gerçeğini aydınlatması umuduyla kamu vicdanına sesleniyoruz.

Putin size Soçi’nin geleceğe açılan bir kapı olduğunu söylediğinde şu gerçeği hatırlayın:

Soçi bir soykırımla halkından arındırılmış ve geçmişinin gölgesinden kurtulamayan bir şehirdir. Bir buçuk milyondan fazla insanın soykırımla katledildiği Çerkesya’nın başkenti olan şehirde, Rus ordusu işini bitirdiğinde yalnızca 98 kişi hayatta kalabilmişti.


Putin size Soçi’nin bir Rus Şehri olduğu söylendiğinde şu gerçeği hatırlayın:

Soçi, üzerinde Adige, Abhaz ve Ubıh halklarının gelişip serpildiği tarihi bir Çerkes şehridir. Soykırımdan sağ kurtularak dünyaya dağılan 7 milyon Çerkes, Soçi’yi vatanı olarak kabul etmektedir. Çerkes diasporası, anavatanına dönüş hakkı olmadığı gibi vize ayrımcılığına maruz kalmakta ve sıklıkla sınır kapısından çevrilmektedir.


Putin size Soçi’nin bir barış şehri olduğunu söylediğinde şu gerçeği hatırlayın:

İstisnasız Kafkas halkları Rus hegemonyasına karşı mücadele vermekte ve sert askeri yöntemlerle sindirilmeye çalışılmaktadır. Son yirmi yılda Kafkasya’nın tamamına yayılan çatışmalarda Putin rejimi yüzbinlerce Kafkasyalı’nın ölümüne sebep olmuştur.

Putin size Soçi’nin bir demokrasi şehri olduğu söylendiğinde şu gerçeği hatırlayın:

Kafkasya, yargısız infazlar, faili meçhuller, gazeteci cinayetleri, insan kaçırma, işkence yöntemlerinin uygulandığı bir bölgedir. Pek çok muhalif, olimpiyatın kendisi dahi bahane edilerek çeşitli yöntemlerle sindirilmiştir.

Putin size Soçi’nin kültürlerin buluştuğu bir şehir olduğu söylediğinde şu gerçeği hatırlayın:

Rusya, çok kültürlü yapısını 19. yy’da gerçekleştirdiği katliamlarla ele geçirdiği topraklarda yaşayan halklara borçludur. Bugün hala etnik Rus olmayan bu halklar, ayrımcılıkla karşı karşıya.


Putin size, Soçi’nin doğal güzelliklerinden bahsettiğinde şu gerçeği hatırlayın:

Putin’in bu güzelliklere tek katkısı kendisinden önce inşa edilmiş UNESCO’nun kültür mirası ilan ettiği milli parkı yok etmek ve pek çok ender türün varlığını tehlikeye atmak olmuştur. Üzerinde yarışmaların yapılacağı tesisleri inşa etmek için onlarca akarsu yatağı tahrip edilmiş, binlerce ağaç kesilmiş geniş bir habitat yok edilmiştir.

Putin size, tüm olumsuzluklara rağmen olimpiyatların barış ve kardeşlik için vesile olduğunu söylendiğinde şu gerçeği hatırlayın:

Adolf Hitler 1936 Berlin Olimpiyatları sayesinde Dünya’ya kendisini kabul ettirerek Almanya’ya hakim olmuştu. Tarihe Nazi olimpiyatları olarak geçen Berlin olimpiyatlarında Hitler, ırkçı ve militarist karakterini dünyadan saklamayı başarmıştı." (Deniz Güneş / Demokrat Haber)