Sürdürülebilir yapılanmaların kurulup işletilebilmesine dayanan "permakültür" mevcut sistemden hoşnut olmayanlara doğa dostu bir alternatif sunuyor.

 

Marmariç Ekolojik Yaşam Derneği'nin kurucuları ise 2003'ten beri bu alternatifi Bayındır'da uyguluyor ve öğretiyor

 

DOĞAYA DÖNÜŞ EGE'YE KAÇIŞ / CANAN DÜZDOL - ÖZLEM AKCAN / Yeni Asır

 

'Geriye kalan herkes sürünüyorsa ve siz kendinize ufak bir cennet kurduysanız bunun hiçbir anlamı yok. Yağmalayıp üzerinizden geçerler. Ya hep birlikte ya hiç' diyen Marmariç Ekolojik Yaşam Derneği'nin kurucuları, İzmir'in Bayındır ilçesine bağlı Dernekli köyü Marmariç mevkiinde permakültür esaslarına dayanan, sürdürülebilir bir yerleşim kurmayı ve bu süreçte kazanılan deneyimleri paylaşmayı amaçlıyor. İstanbul'da 1999 yılında açılan Nuh'un Ambarı Ekolojik Ürünler Dükkanı ve Vejetaryen Restoran'da tanışan 16 kişilik grup, bir arada yaşama isteklerini önce Kuzguncuk'taki bir evde hayata geçiriyor. Yerleştikleri üç katlı apartmanın daire kapılarını sökerek 19 odalı bir ev yaratan ekip, bu ortak yaşam deneyimini 2003 yılında başka arkadaşlarının da katılımıyla Dernekli köyünün terk edilmiş Marmariç mevkiine taşıyor.

 

Mevcut yaşam tarzına alternatif olarak sundukları permakültürü hem uygulayan hem de her yıl onlarca kişiye öğreten Mustafa Bakır ile seçtikleri hayatı ve amaçlarını konuştuk.

 

- Permakültürle nasıl tanıştınız?
* 1994 yılında yurtdışı seyahatimde bir duyuru panosundaki 1 paragraflık yazı sayesinde tanıştım. Önce 1998 yılında konuyla ilgili ilk kitabımı satın aldım. Orada öğrendiklerimi Kuzguncuk'taki evimizde uygulamaya başladık. 2000 yılında permakültüre giriş kursuna katıldım. 2007 yılında Avusturalya'ya gitme fırsatı yakaladım ve Bill Dede'den(permakültür kavramının yaratıcısı Bill Mollison) permakültür pratik sertifikası aldım. Ardından da permakültür tasarım sertifikasını aldım.

 

TERK EDİLMİŞ BİR KÖYDÜ
- İstanbul'dan Ege'ye geliş süreci nasıl gerçekleşti?

* Kuzguncuk'taki evde yaşarken, aramızda kırsala taşınma vaktinin geldiğine karar verenler yer aramaya başladı. Araştırmalar sonucunda Marmariç'i bulduk. 80'li yıllarda su kaynağı azalınca Marmariçli köylüler aşağıya taşınmış ve burası boş kalmış. Biz de burayı bulduk ve Dernekli muhtarlığından köyde mevcut bulunan okul binası, öğretmen lojmanı ve harmanyerini 49 yıllığına kiraladık. 2004 yılında buraya Erkan Buğday ile ve şu an İstanbul'da olan Ümit Kılıçgedik arkadaşımız taşındı. Ben de 2003 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden mezun oldum, 2009'da buraya gelene kadar Kuzguncuk'taki evde kalıp peyzaj mimarı olarak çalıştım. 2010'da da Saydam-Pelin Beyazıt çifti, çocukları Leyla ve Ezel ile geldiler ve ekibi kurduk.

 

- Bu seçime neden olan şey ne peki?
* Büyük marketlerden alışveriş yaparken, kasadan çıkan her 'dıt', dünyanın daha berbat bir yer olması için verilmiş bir oy çünkü. "Ben sağlıklı, yerel, küçük ölçekli, oradaki insanları besleyen bir sistemi değil, uluslararası devlerin hakim olduğu ve alışveriş yaptığımda Amerika'da ya da Fransa'da bir adamın cebine para sokan bir düzeni destekliyorum ve istiyorum" diyorsunuz.

 

Hastalık gibi ilerliyoruz dünyada. Bir yerleri yok ede ede... Ama insan bu kadar kötü bir varlık olmak zorunda değil. Permakültürün içeriği de bundan oluşuyor zaten. Belki şehir hayatına göre kolay değil ama o hayatın bedeli var, bu hayatın bedeli yok. Ve o hayatın bedelini ödemeye aslında kimse hazırlıklı değil.

 

- Bu hayatın farkı ne?
* Bizim faaliyet göstermeyi seçtiğimiz alan, alternatif sürdürülebilir yapılanmaların kurulup işletilebilmesine olanak sağlıyor. Mevcut durumu istemediğini söyleyen çok insan var. Ama istemediğimiz şey ortadan kaldırıldığında yerine ne konulacağını söyleyen çok az insan var. Biz, mevcut durumun yerine bir alternatif koyuyoruz. Ama bunu kendi paçamızı kurtarmak için yapmıyoruz. Geriye kalan herkes sürünüyorsa ve siz kendinize ufak bir cennet kurduysanız bunun hiçbir anlamı yok. Yağmalayıp üzerinizden geçerler. Ya hep birlikte ya hiç. Durumun ciddiyetini biliyoruz, yapılması gerekeni de biliyoruz. Başka bir hayat mümkün ve bunu hem uyguluyoruz hem de anlatıyoruz.

 

- Alternatifiniz nedir?
* 5 ana başlıktan oluşuyor. Temiz hava, temiz su, sağlıklı, besleyici ve temiz gıda, makul barınak ve rekabetten ziyade dayanışmaya dayalı uyumlu bir toplum. Şu an dünyada milyarlarca insan en temel ihtiyaçları olan temiz hava ve temiz suya ulaşamazken gündem saçmasapan bir sürü konu ile meşgul ediliyor. Televizyonu açın, moraliniz bozulur, omuzlarınız çöker ve gidip yatarsınız. Bir sonraki güne de, 'Aman dünya böyle bir yer işte' deyip başlarsınız. Ama burada bunları bizi artık ilgilendirmiyor. İstediğimiz hayatı sunamıyorlarsa, o hayatı biz kurarız. Çünkü bunun yöntemini gayet iyi biliyoruz.

 

- Neler yapıyorsunuz peki?
Şu an zeytinlik ve bağı da sayarsak toplam 60 dönüm alana sahibiz. Elma, kiraz, ceviz ve zeytin ağaçlarımız ile bağımız var. 100 tavuğa bakıyoruz. Arıcılıkla Kayhan, tavuklarla da Saydam ilgileniyor. Ben daha ziyade gıda ormanları ile ilgileniyorum. Permakültürün içinde var olan mimari yapıları da ekip olarak, birlikte hayata geçiriyoruz.

 

"DÜNYAYI ÇOKTAN KAYBETTİNİZ BEBEĞİM"
Permakültür kavramı 1960'lı yıllarda Bill Mollison tarafından geliştirildi. 2000'li yılların başında Avusturalya'da 'yüzyılın ekolojisti' ilan edilen Mollison, permakültürü en yalın haliyle 'tasarım bilimi' olarak açıklıyor. Alternatif tarım yönteminin ötesinde daha geniş bir yelpazeye hitap eden permakültür, gıda, enerji, barınak ve diğer ihtiyaçları sağlayan, bu arada da dünyanın kaynaklarını koruyan "sürdürülebilir bir dünyayı gözetme" sistemi. Mollison, mevcut sistemlerin şimdiye dek dünyaya çok fazla zarar verdiğini, "Dünyayı çoktan kaybettiniz bebeğim" sözleriyle anlatıyor. Ancak yine de bu evren için yapılabilecek bir şeyler olduğunu da sözlerine ekliyor. Alternatif ekonomiler, dernek ve şirket yapılanmaları, hatta yasal ve tüzel yapılanmaların da tasarım konusu olduğu permakültür sayesinde dünyaya zarar vermeden yaşayabilmenin mümkün olduğu savunuluyor.

 

BULUŞMA HAZIRLIĞI
Permakültür kapsamında çeşitli çalışmalar yapan ekip, 17-21 Temmuz tarihleri arasında Marmariç'te yapılacak olan 1. Uluslararası Akdeniz ve Ortadoğu Permakültür Buluşması'na hazırlanıyor. İspanya'dan Fas'a kadar uzanan geniş bir coğrafyadan gelecek 150 kişi, kendi permakültür projelerine dair başarılarını, deneyimlerini ve hatalarını paylaşacak. Buluşmaya katılmanın tek şartı ise permakültür sertifikasına sahip olmak. Bu yüzden 30 Haziran-12 Temmuz tarihleri arasında İstanbul'da tasarım sertifikası kursu düzenlenecek. Detaylı bilgi www.marmaric.org  sitesinden alınabilir.