Fatma Karaman / Star

Doğu Karadeniz’in nevi şahsına münhasır halkıdır Lazlar... Fıkralara konu olan, kıvrak zekalı, haklarında pek çok yanlış bilgiye sahip olduğumuz bir topluluktan bahsediyoruz. Son yıllarda Lazlar’a dair pek çok çalışma yapılıyor. Bunlardan en önemlisi ise Lazca’ya dair olanlar... Lazca Güney Kafkas dil ailesinden gelen ayrı bir dil ve sahip çıkılmazsa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Araştırmacı İsmail Avcı Bucaklişi’de yıllardır anadili Lazcanın yaşaması için uğraş veriyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde seçmeli Lazca dersleri veren Bucaklişi, geçtiğimiz günlerde www.lazcaacikogretim.com adlı bir site kurdu. Bucaklişi, belgesel yönetmeni Elif Ergezen’in çektiği videolar aracılığıyla sitede alfabeden başlayıp cümle kurmaya kadar toplam 15 temel ders anlatıyor.

KÖYÜMDE TÜRKÇE KONUŞULMAZDI

Lazca’nın yaşayan ve gelişen bir dil olarak varlığını sürdürmesi için yıllardır kafa patlatan Bucaklişi ilkokula başlayana kadar Türkçe konuşmayı bilmediğini anlatıyor: “Pazar’ın Noxlapsu köyündenim. Çocukluğumda, yani 1970’li yıllarda köyümde Türkçe konuşulmuyordu. Hatta babam okula başlamadan önce bana Türkçe cümleler ezberletmişti. İlkokulda zorluk çekmedim. Sanırım Türkçeye radyo üzerinden bir aşinalığım vardı. Sınıfta ve okul dışında da arkadaşlarımla Lazca konuşuyorduk. Üniversite eğitimim sırasında İstanbul’a geldiğimde Lazca için bir şeyler yapmaya karar verdim.”

20’li yaşlarına geldiğinde Lazcaya dair somut adımlar atmaya başlayan Bucaklişi çok yakın arkadaşlarının bile kimliğiyle dalga geçtiğini söylüyor: “Hala Türkçe bilmemek değil ama Laz ya da Karadeniz aksanıyla konuşmak her zaman için alay konusu olmuştur. Elbette ben de bundan payımı aldım. Bunun ötesinde Lazcaya karşı psikolojik bir baskıyı hep hissettim. İnsanlara kimlik dayatılması, reddedilmesi, dillerinin yasaklanması ya da baskı altında kabul edilir değil. Bu yüzden anadilimin peşine düştüm! Önce bir grup arkadaş 1993’de Türkiye’nin ilk Laz dergisi Ogni’yi çıkardık. Sonra Lazca sözlük hazırladım, birçok yerde kurslar verdim. Genel olarak Lazca kurslara ilgi yoğun ancak müfredat, içerik ve Lazca ders materyali konularındaki sorunlar henüz aşılabilmiş değil. Bu işin önünü açan iki temel faktör var. Birincisi Kazım Koyuncu’nun yarattığı pozitif atmosfer, ikincisi ise hükümetin son yıllardaki meseleye yaklaşımı. Bunlar, daha çok insanın Lazcayla ilgilenmesinin önünü açtı.”

Babaannesinin yanında Lazca konuşarak büyüyen Bucaklişi, bu çalışmalarını onun hatırına yaptığını söylüyor: “Ben küçükken babaannem benimle dertleşirdi. Onu çok özlüyorum. Lazca konuştukça babaannemle geçirdiğim güzel günleri yad ediyorum.”

DİLİMİZE SAHİP ÇIKACAK BİR KURUM YOK

BOĞAZİÇİ Üniversitesi’nde seçmeli Lazca dersi veren İsmail Avcı Bucaklişi kurduğu internet sitesinde Açıköğretim Fakültesi’ndekine benzer bir yöntemle Lazca öğretmeye çalışıyor: “Derslerin içeriklerini ve kullanacağımız materyalleri ben hazırlıyorum. Sitede sayılar, aylar, haftanın günleri, şahıs ve iyelik zamirleriyle ilgili temel düzeyde eğitim veriliyor. Şimdilik 13 ders var. Derslere diyaloglu çekimler ekleyeceğiz. Belki tanınmış Laz sanatçılar, müzisyenler ve oyuncular da ders anlatabilir.”

Bucaklişi, Türkiye’de çok fazla Laz olmasına rağmen Lazca’nın bilinmemesinden şikayetçi: “Rize’de Pazar, Ardeşen, Çamlıhemşin ve Fındıklı kasabalarıyla  Artvin’in Arhavi, Hopa ve Borçka kasabaları Lazcanın tarihsel olarak konuşulduğu yerler. 93 Harbi’nde Batum’u terk edip Marmara’ya yerleşen muhacir Lazlar da Lazca konuşur. Bir de, Gürcistan’daki Hıristiyan Lazlar (Megreller) var. Onlar da Lazcaya yakın bir dil konuşuyor. Şimdi ise Lazca açısından durum hiç iç açıcı değil. Laz anne-babalar çocuklarıyla Lazca konuşmuyor ve öğretmiyor. Henüz Lazca’ya sahip çıkacak güçlü bir kurum da yok.”