2003 yılında Viyana’daki bir müzede keşfedilen Grekçe yazılmış bir Antik Mısır papirüsünde, tuz ve biber gibi bileşenlerden oluşan bilinen en eski diş macunu tarifi yer alıyor.

Denemek isteyenler için tarif şu şekilde: Bir dirhem kayatuzu, 2 dirhem nane, bir dirhem kurutulmuş iris çiçeği ve 20 tutam biber ezilerek birbiriyle karıştırılacak.

Modern gelişmelerin, eski çağlardaki uygulamalara göre daha üstün olduklarını farz ederken, kronolojik ukalalığa teslim olmadan önce uzak geçmişte insanların gerçekten nasıl yaşadığını öğrenmek daha doğru olur. Örneğin, diş hijyeni konusunu ele alalım.

Antik Yunan ya da Mısırlıların paketli ve markalı diş macunlarının, nazik diş iplerinin, astrenjan ağız gargaralarının ve ergonomik diş fırçalarının yararlarından yoksun oldukları için ciddi diş çürüklerine yatkın olduğunu düşünebiliriz. Fakat aslında, diş macunu üreten firmaların belirttiği gibi, diş fırçasının temeli (tutmak için bir sap ve dişi temizlemek için sert kıl benzeri bir kısım) Mısır ve Babillilerden beri değişmedi. Eski insanlar sadece diş fırçası kullanmakla kalmadı, aynı zamanda diş fırçasının icadından önce Mısırlıların MÖ 5000 civarında dişlerini temizlemek için bir macun kullandıklarına da inanılıyor.

2003 yılında Viyana’da bir müzenin kuratörleri, Colgate’in 1873’te ilk ticari marka olarak pazarlanmaya başlamasından 1500 yıl, hatta daha uzun zaman önce kullanılmış olan “diş macununun dünyada bilinen en eski formülü”nü keşfetti. MS 4. yüzyıla uzanan, Grekçe yazılmış Mısır papirüsü “beyaz ve mükemmel dişler için bir toz” tarif ediyor, bu tükürükle karıştığında, “temiz bir diş macunu” oluşturuyor. Zoech bu tarifi şöyle özetliyor: “Bir dirhem kayatuzu (bir ons’un yüzde birine eşit olacak şekilde ölçülecek) 2 dirhem nane, bir dirhem kurutulmuş iris çiçeği ve 20 tutam biber, hepsi ezilip, birbiriyle karıştırılacak”

Zoech, diş hekimi Heinz Neuman’ın yorumunu şöyle alıntılıyor: “Diş Hekimliği mesleğindeki hiç kimsenin, antik zamandan kalma böyle ileri bir diş macunu formülünden haberi yoktu.” Bu tarihi tarifi Avusturya’da bir diş konferansında denedikten sonra, doktor, macunu nahoş bulmadığını söyledi.

“Damaklarımı acıttı  ve aynı zamanda kanattı, ama bu kötü bir şey değil, sonrasında ağzımda temiz ve taze bir his kaldı. Bu tarif, çok daha sonraları kullanılan sabun diş macunlarını büyük ölçüde geliştirebilirdi.”

Viyana Ulusal Kütüphanesi’nde Papirüs Koleksiyonu’ndan sorumlu Hermann Harrauer, “Kullanılan tıbbi kısaltmalara istinaden, tıp bilgisi olan biri tarafından yazılmış.” diyor.

Orta Çağ İngilteresinin diş tedavilerine göz gezdirdiğimiz zaman, modern diş tedavisinin o zaman mevcut olana göre çok daha iyi olduğu kanısına varıyoruz. Trevor Anderson’un bir Doğa Makalesi’nde yazdığına göre, Zamanın çoğu diş tedavisi “bitkisel reçeteler, efsun ve muskalar”a dayanıyordu. Örneğin, Rosa Anglica’da(1314)  yazar John of Gaddesden’un rapor ettiği gibi, “Bazıları, boynundan asılmış bir saksağanın diş ağrısını geçireceğini söylüyor.” Başka bir tedavi ise dokununca top halini alan çok ayaklı bir solucana iğne batırmayı içeriyor. “Ağrıyan dişe bir hacı yatmaz iğnesiyle dokunun ve ağrı geçsin”

Fakat, Anderson aynı zamanda “Dişi temizleyen tozlar ve çürümüş dişleri doldurmak için yapılan girişimler’’ ve bazı cerrahi müdahaleler konusunda yazılı kanıtlar olduğunu da yazıyor. Gilbertus Anglicus’un  13. yüzyıl Compendium of Medicine’ inde, okuyuculara “diş aralarına zararlı madde yerleşmemesi için” yemek yedikten sonra  diş ve damaklarını bezle ovmaları  söyleniyor. The Trotula’da (11. ya da 12. yüzyıla ait halk reçetelerinin bir özeti) etkileri  şüpheli olmakla beraber, bizim diş macunu olarak düşündüğümüz birçok tarife rastlayabiliriz.

Danièle Cybulskie, Medievalists.net “siyah diş” için bir tarifi alıntılamış:
…iç kabuğu tamamen temizlenmiş yeşil ceviz kabuklarını alın ve dişinizi günde 3 defa ovun, iyice ovulduklarında, ağzınızı ılık şarap ve isteğe bağlı olarak tuzla  yıkayın.

Daha sıradışı ve pratik olmayan bir başka bir tarif;

Yanmış beyaz bilye, yanık hurma çekirdeği, beyaz  karbonat, kiremit, tuz ve ponza taşını alın. Bunları içine nemli yün sarılmış kaliteli  bir keten bezin içinde toz haline getirin ve dişinizi içten dışa ovun.

Üçüncü tarif lüks bir çeşitlilik sunarken, içeriği sıradan bir insanın ulaşabileceği bir içerik değil. Fakat en çok bu formülün “işe yaradığı” bize garanti ediliyor;

Tarçın, karanfil, saparna, mastik,  buhur, tahıl, pelin otu,  yengeç ayağı, hurma çekirdeği ve zeytini alıp karıştırarak toz hale getirin ve etkilenmiş bölgeye sürün.

Bu formüllerden herhangi birinin işe yarayıp yaramadığını söylenemez, ama efsun ve muskalardan daha çok işe yaramış olmaları muhtemel. Her şekilde, Orta Çağ İngilizleri zayıf diş hijyenleri konusunda düşüncelerimizi doğruluyor olsa da, Antik Mısır ve eski çağlarda diğer yerlerde yaşamış olan insanların günlük uygulamaları, bizimkilere sandığımızdan daha çok benziyor.

KAYNAK: arkeofili