Serdar Korucu / Agos

Avrupa Birliği’nin camisiz tek başkenti unvanını taşıyan Atina’da Müslümanların ibadethaneye sahip olması için Yunanistan’dan talepte bulunan, son olarak Selanik’te 1923 yılından bu yana kapalı bulunan Yeni Cami'de 90 yıllık aradan sonra ilk kez namaz kılınmasını olumlu karşılayan Türkiye’de kiliselerin çoğu ibadet dışında kullanılmaya devam ediyor. Binalar özellikle her hafta sonu dolu ancak inananlarla değil, dans eden çocuklar ya da karate öğrenenlerle.

Bu kiliselerden biri Osmanlı döneminde bölgedeki yüksek eğitim seviyesi ve eğitim kurumlarının fazlalığı nedeniyle ‘Kilikya’nın Atina’sı’ olarak adlandırılan Antep’te bulunan Aziz Bedros Kilisesi.

19. yüzyılın ilk yarısında inşa edilen kilisenin varlığı uzun yıllar ne envanterde ne müze kayıtlarında geçiyordu. Yani herkes bihaberdi ya da öyle olmak istiyordu.

1927’de iplik fabrikasının deposu olarak tahsis edildi kilise binası. Fabrika 1975’te kapanınca etrafı örüldüğü için gizli kaldı, hatırlayanı da çıkmadı. Ta ki bir yol çalışmasına kadar. Sonrasında kilise binası, “kültür merkezine çevrilenler” kervanına eklendi eski fabrika sahibi Ömer Ersoy’un adını alarak.

Aziz Bedros Kilisesi bugün şehrin tercih edilen mekanlarından. İstanbul’daki Aya İrini Kilisesi gibi sadece klasik müzik konserlerine ev sahipliği yapmıyor bu bina. “Kültür merkezi” adını taşısa da her türlü aktivite dolduruyor içini. Bu kimi zaman bir nikah oluyor kimi zamansa toplantı. Ama özellikle de hafta sonları geleni gideni çok oluyor, çünkü okullar etkinliklerini burada yapıyor. Hocalarının başında, velilerinin eşliğinde gelen çocuklar dolduruyor binayı. Hadise ve Serdar Ortaç gibi şarkıcıların popüler kültür ürünleri eşliğinde oynuyorlar bir zamanlar inananların huşu içinde Tanrı’ya dua ettikleri mekanda.

“GENÇLİK MERKEZİ KİLİSESİSİ”

Bir diğer kilise ise Kayseri’de. Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Kilisesi gençlik merkezi ve spor salonu olarak kullanılıyor.

Üç yıl önce Kayseri Gençlik ve Spor İl Müdürü Yahya Şahan, kilisenin 30-40 yıldır gençlik merkezi olarak kullanıldığını ifade ederek, “Yeni spor salonları yapıldıkça, kilisedeki sportif faaliyetlere son veriyoruz ve salonlara kaydırıyoruz'” dese de hala durumunda değişiklik yok. Binayı turist olarak ziyaret etmek bile imkansıza yakın hafta sonları peşi sıra süren aktiviteler nedeniyle.

Çocuklar ve gençler beyaz kıyafetleri, siyah kuşakları ile kilise kubbesinin altında hocalarının onlara gösterdikleri hareketleri tekrarlıyorlar büyük bir disiplinle. Bir zamanlar dua edenlerin sıralarının bulunduğu yerde tekme ve yumruklarını savuruyorlar eşzamanlı olarak. İçinde bulundukları binanın ne olduğunu, kimler tarafından yapıldığını bilmeden.

Onların bu durumlarını en iyi anlatansa kilisenin büyük ihtimal bir zamanlar Ermenice kitabesinin bulunduğu giriş kapısının üstünde yazılı olan şu cümle: Disiplin kültürden üstündür.