Halkların Anayasası Çalışma Bileşenleri, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Anadillerin kullanımını önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen örgütler, "Anadil yüreğin kapısıdır" dedi.

 

Halkların Anayasası Çalışması Bileşenleri, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla açıklama yaptı.

 

Galatasaray Lisesi önünde toplanan örgütler, "Anadilimiz onurumuzdur, kimliğimizdir", "Anadil yüreğin kapısıdır", "İnkara hayır", "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganlarını attı, Zazaca, Ermenice, Hemşince, Lazca, Gürcüce gibi çok sayıda dilde yazılı dövizler taşıdı.

 

Burada açıklama yapan İnci Hekimoğlu, Türkiye'de "resmi dil" Türkçe dışında 34 dil konuşulduğunu ve bunlardan 18'inin yok olma tehlikesi altında olduğunu kaydeden Hekimoğlu, Ubıhça ve Kapadokya Yunancası'nın son çeyrek yüzyılda yok olduğunu söyledi. Hekimoğlu, "İnsanlık tarihinin ortak değerleri olan tüm dil, kültür ve inançların başkalarının yaşama hakkına müdahale etmemek kaydıyla, var olma, kendini geliştirme ve yarınlara taşıma hakkı temel insan haklarındandır" dedi.

 

'DİLİN YASAKLANMASI TOPLUMSAL BARIŞI TEHDİT EDER'

Dillerin yasaklanmasıyla toplumsal barışın tehdit edildiğini söyleyen Hekimoğlu, "Toplumsal barış yasaklarla değil, farklılıkların kabul edilmesi ve bu farklılıklar arasın uyum yaratılmasıyla mümkündür" diye konuştu.

 

İnsanların konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi ile bir dilin yaşatılabileceğini vurgulayan Hekimoğlu, ancak için resmi dil dışındaki dilleri tanıyan ve koruyan ulusal politikaların oluşturulması ve anadilde eğitim ve öğretimin desteklenmesiyle mümkün olacağını vurguladı. Hekimoğlu, yeni anayasa hazırlık sürecinde ana diller konusunda özgürlükçü, çağdaş, demokrasi ve insan haklarına uygun düzenlemelerin yapılması gerektiğinin altını çizdi.

 

'DİL, KÜLTÜR VE İNANÇLARA SAYGI, ÖZGÜRLÜK'

Hekimoğlu, yeni anayasa çalışmasına dair önerilerini ise şöyle sıraladı;

 

-Türkiye'nin taraf olduğu evrensel hukukun gereği olarak, tüm dil, kültür ve inançlar, tarihi ve kültürel mirasımızın bir parçası olarak değerlendirilsin, kamusal sorumluluk tanınsın ve genel bütçeden pay ayrılsın.

 

-Tekçi, tek tipleştirici, merkeziyetçi, devlet odaklı politikalar terk edilsin, dil ve kültüre ilişkin politikalar resmi dil dışındaki dil ve kültüre mensup halkların iradesi dikkate alınarak belirlensin.

 

-Anadil hakkı temel hak olarak kabul edilsin, ana diller anayasal güvence altına alınsın, anadilde eğitim-öğretim, kamusal alanda kullanımı, radyo-televizyon yayını yapma konusundaki sınırlamalar kaldırılsın. Yok olma tehditi altındaki diller koruma altına alınsın ve pozitif ayrımcılık uygulansın."

 

Açıklamanın ardından, Akordiyon eşliğinde Adigece (Çerkezce) ve Gürcü'ce halk ezgileri seslendirildi.