Okurdan gelen yazılar:

Giray Poyraz

ALIŞIN HER YERDEYİZ!

Türkiye'de farklı bir renkteysen ve rengini gösterme mücadelesi veriyorsan her şeyi göze alman gerekir. Verdiğimiz mücadele de yaşam ile ölüm arasında ince bir çizgi vardır. Türkiye'de ötekileştirilmişlerin arasında bizler de varız! Biz, cinsel yönelimimiz, cinsiyet kimliğimiz nedeniyle ötekileştirilmiş insanlarız. Heteroseksüel olmak nasıl ki bir tercih değilse, LGBTİ olmak da bir tercih değildir.

Aslında sadece Türkiye'de ötekileştirilmedik. Sırf LGBTİ olduğumuz için Dünya'nın her kesiminde yok sayıldık ve yaşam ile ölüm arasında hep var olma mücadelesi verdik.

Ben Türkiye'de yaşayan, Kürdistanlı LGBTİ bireyiyim ve ötekileştirilmenin ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Hem Kürt kimliğim, hem de cinsel yönelimim tarafından iki kez ötekileştirildim. Devlet, Dersim'de, Roboski'de, Zilan'da katlederken; İstanbul'da Ahmet Yıldız, Amed Roşin Çiçek, Kuşadası’nda Dora Özer de erkek egemen anlayış tarafından öldürüldü.

İşlenen bu cinayetlerin hepsi ''nefret cinayetidir ve politiktir.'' Nefret cinayetlerinin yanı sıra; toplum tarafından hastalıklı, ahlaksız ve günahkar muamelesi görmemiz de birçok arkadaşımızı intihara sürüklemiştir.

30 Ağustos 2012'de, Amed'de, babası ve amcası tarafından öldürülen Roşin Çiçek davası da; Ahmet Yıldız, Dora Özer davasın da olduğu gibi homofobik tutumla karşılaşmıştır. Roşin Çiçek, henüz 17 yaşındaydı ve kafasına sıkılan tek kurşunla vurularak öldürüldü. Ve bu nefret cinayeti, homofibinin ne denli ürkütücü olduğunu apaçık gösteriyor.

5 Aralık 2013 tarihinde, Roşin Çiçek davasının 8. duruşmasına katılan LGBTİ aktivisti arkadaşlarımız; adliye girişinden itibaren sıkı güvenlik aramasıyla bariz bir ayrımcılığa uğradılar. Roşin Çiçek’in ailesi tarafından ise hakaret, küfür ve fiziki saldırılara maruz kaldılar. Mahkeme bir kez daha 10 Şubat 2014 tarihine ertelendi. Arkadaşlarımızın mahkemede olan izlenimleri sonucunda, hepimiz daha çok endişelenmeye başladık. Eğer bu davanın peşini bırakır, mücadelesini vermezsek, yeni mahkeme heyetinin baba ve amcayı serbest bırakacağını düşünür olduk. Biz, Roşin Çiçek davasının takipçisi olmaya devam edeceğiz ve bu davanın peşini bırakmayacağız. Bugün Roşin'i öldüren nefret, yarın bizleri de öldürebilir! 

GENEL AHLAK, KİMİN AHLAKI?

Roşin Çiçek davasının hemen ardından, Kürdistan'da kendilerini ahlak bekçisi olarak tanımlayan, LGBTİ'leri ve kadınları hedef gösteren ''HÜDA-PAR'' adlı bir siyasi parti, adeta Kürt hareketine olan bütün öfkesini ortaya çıkardı. Roboski katliamında sesini çıkarmayan, Rojava'da El Kaiede'ye silah yardımı yapan bu zihniyet mi belirleyecek Kürtlerin ahlakını? Kürdistan'da olan kirli planlarınızı ve şeytani düşüncelerinizi hepimiz çok iyi biliyoruz! Biz, sizleri 90'lı yıllardan beri çok iyi tanıyoruz! Sizin ''Kürdistan'dan def olun!'' demenizle, bizlerin memleketimizi terk edeceğimizi mi sanıyorsunuz? Hayır efendim, Kürtlerin ahlakı falan bozulmadı. Bozulan bir şey varsa, o da sizin düzeniniz ve kirli planlarınız! Ötekileştirilmiş tüm bireylerin haklarını alana kadar da LGBTİ kimliğimizle bu mücadeleyi devam ettireceğiz. EDİ BESE!

YASAK NE AYOL?

Yıllardır siyasetin içinde açık cinsel yönelimimizle, cinsiyet kimliğimizle siyaset yapamamanın büyük bir eksikliğini yaşıyoruz. Ötekileştirilmenin vermiş olduğu korku, çekingenlik ve eziklik duygusu bizi sadece siyasetten değil, ideolojilerimizden de uzaklaştırdı. Fakat, sistemin dayatmış olduğu baskınlık ve yaşadığımız ötekileştirilme duygusu bizlerde de artık isyana, mücadeleye dönüştü.

Kendi kimliğimizle; kendi cinsel yönelimimizi, cinsiyet kimliğimizi yaşayabilmek için, 2014 yerel seçimlerinde biz LGBTİ aktivistlerine kapılarını açan HDP'ye ise bir kez daha teşekkür ediyorum.

5 LGBTİ aktivisti arkadaşım farklı yerlerden HDP içerisinde aday gösterildi. Aslında bizim amacımız da LGBTİ'lerin her kesimde aktivistlik yapabileceğini ispatlamak ve bu toplumda olan ön yargıları en aza indirmek. Özellikle transeksüel arkadaşlarımın verdiği yaşam mücadelesine ve toplum tarafından dışlanmalarına şahit olduğumda, bu mücadelenin ne kadar kutsal olduğunu anladım.

Normal insan, hetero insan yoktur! LGBTİ bireyleri ve heteroseksüel bireyler vardır. Ve her bireyin hakları da eşittir! Bu mücadeleyi sadece HDP içerisinde değil, diğer sistem partilerinin içerisinde de LGBTİ olarak vermek bizi toplumla barıştırır. Toplumda biz LGBTİ'lere karşı olan ön yargıları, ötekileştirmeleri, nefret cinayetlerini en aza indirmek ve sistematik devlet yapısını değiştirmek için de bu mücadeleyi sonuna kadar yürüteceğiz.

Şunu bir kez daha söylemek istiyorum: ''Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber, ya hiç birimiz...''